Çalışan kadınları ilgilendiren 8 Kasım 2016 günlü resmi gazetede Analık İzni Veya Ücretsiz İzin Sonrası Yapılacak Kısmi Süreli Çalışmalar Hakkında Yönetmelik yayınlandı.
Ülkemizde kadınların çoğunun çalışmadığı, çalışanların da işlerini erkeklere göre daha çabuk kaybettikleri bilinen bir gerçek iken, ayrıca çalışan kadınların iş güvenceleri ile ilgili bir yığın sorunları varken ve bu sorunlara çözüm üretilmesi beklenirken, yayınlanan bu yönetmelikle çalışan kadınlara yeni birtakım sorunlar da uygulamaya koyuldu.
Esasında çalışan kadınlara karşı ayrımcılık daha işe alınma aşamasında başlıyor. Çalışmak isteyen kadın iş görüşmesine gittiğinde kişilik haklarına aykırı olarak evli değilse ne zaman evleneceği, evlenirse hemen çocuk sahibi olmayı düşünüp düşünmediği, olacaksa kaç çocuk amaçladığı sorularak işe alınıp alınmayacağına, alınacaksa hangi işte ne kadar süre ile çalıştırılacağına bu cevaplara göre karar veriliyor.
Çalışma yaşamında kadınların özellikle de analık öncesi gebelik dönemlerinden başlayarak uğradıkları kıyım annelik aşamasında da yaygın bir biçimde sürdürülüyor. Örneğin çalışan kadınlara hamilelik sırasında verilmesi gereken; periyodik muayene izinlerine, doğum öncesi ve sonrası verilmesi gereken 8’er haftalık analığa hazırlık izinlerine, talebi halinde doğum sonrası verilmesi gereken 6 aylık ücretsiz izinlerine, doğurduğu çocuk bir yaşına gelinceye kadar her gün 1.5 saat olarak verilmesi gereken emzirme izinlerine tam olarak tahammül ettikleri söylenemez.
Yine uygulamadan söz konusu yasal izinlerini talep eden kadınların işten çıkarıldıklarını da biliyoruz. Ayrıca doğum iznini kullandıktan sonra işine dönen kadınların ya performansları bahane edilerek işten çıkarılıyor ya da çeşitli baskılarla karşılaşıyorlar. En sıkı ise görev yerlerini ya da görevlerini değiştirmek suretiyle istifaya zorlanmaları.
Yönetmelikle Getirilen Yeni İzinler
Söz konusu yönetmelikle 4857 sayılı İş Yasasında bulunan ve az önce sayılan izinlere ek olarak kadın işçiye ve çalışan eşine aşağıdaki ek izinler getirilmiştir.
– “Doğumda veya doğum sonrasında annenin ölümü hâlinde, doğum sonrası kullanılamayan süreler babaya kullandırılır.”
– “Üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen eşlerden birine veya evlat edinen işçiye, çocuğun aileye fiilen teslim edildiği tarihten itibaren sekiz hafta analık izni kullandırılır”
– “Analık izninin bitiminden itibaren çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla ve çocuğun hayatta olması kaydıyla kadın işçi ile üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen kadın veya erkek işçilere istekleri hâlinde birinci doğumda altmış gün, ikinci doğumda yüz yirmi gün, sonraki doğumlarda ise yüz seksen gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin verilir.” Görüldüğü gibi doğum yapan kadın veya çalışması kaydıyla kocaya kaçıncı doğum olduğuna bakılarak 60 gün ile 120 gün arasında kısmi süreli (part-time) çalışma olanağı getirilmiş olup, bu yarım günlük izin ücretsizdir. Çoğul gebeliklerde bu sürelere 30 gün eklenecektir.
Yine kadın işçiye doğum sonrasında verilmesi gereken 6 aylık ücretsiz izin aynen korunmakla birlikte bu izin evlat edinenlerden kadına ya da eşine kullanma hakkı getirildi.
Çocuğun okul yaşına gelinceye kadar kısmi süreli çalışma talebi ve hakkı
Yönetmelikle getirilen söz konusu ek izinler arasında sandığımız kadarıyla işverenlerin en çok tepkisini çekecek izin ise çocuğun okul yaşına gelmesine kadar olan sürede doğum yapan kadın işçinin ya da çalışan eşinin kısmi süreli çalışma isteminde bulunma hakkıdır. Buna göre bir çalışan yaklaşık 6 yıl süreyle bir kısmi süreli (yarı zamanlı) çalışması anlamına gelmektedir.
İşverenin kısmi çalışma istemini takdir serbestisi
Yönetmelikte
“a) Özel sağlık kuruluşlarında ilgili mevzuat uyarınca mesul müdür, sorumlu hekim, laboratuvar sorumlusu ve sağlık hizmetinden sayılan işlerde tam zamanlı çalışması öngörülenler tarafından yerine getirilen işlerde,
b) Nitelikleri dolayısıyla sürekli çalıştıkları için durmaksızın birbiri ardına postalar hâlinde işçi çalıştırılarak yürütülen sanayiden sayılan işlerde,
c) Nitelikleri dolayısıyla bir yıldan az süren mevsimlik, kampanya veya taahhüt işlerinde,
ç) İş süresinin haftanın çalışma günlerine bölünmesi suretiyle yürütülmesine nitelikleri bakımından uygun olmayan işlerde, işverenin uygun bulması hâlinde yapılabilir” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Görüldüğü gibi aslında başta sağlık işleri olmak üzere, ayrıca vardiyalı çalışılan sanayiye ait işyerleri ile mevsimlik işlerde çalışan ve ülkemiz çalışanlarının önemli bir kısmını oluşturan kesimin bu istemi işverenin “uygun görmesine” koşuluna bağlanmıştır. Bu da işverenin dilediği talebi kabul edip istemediğini kabul etmemesi ve ortaya kaçınılmaz olarak bir ayrımcılık sorununun çıkması sonucunu doğuracaktır.
Konu ile ilgili diğer sorunlara gelecek yazımızda devam edeceğiz.