İzmir’de yayın yaşamını sürdüren, sayıları otuzu geçen yayınevi varmış. Birçoğunu biliyordum. İzmir’de yayınevi yöneten dostlarımın olduğundan da haberim vardı ancak tümüne ulaşamamıştım, bu da benim eksikliğim! Bağışlana…

Gazeteci, eğitimci, yazar dostum Bekir Yurdakul’a sordum; bana bilgiler geç dedim. Sağ olsun Yurdakul da bilgisunardan geçiverdi İzmirli yayınevlerinin dökümünü. Örneğin Etki’yi (Bellek Pazarı kitabım 2002’de buradan çıkmıştı), İlya’yı (2007’de İnce Oda kitabımı yayımlayan), Mine Ömer-Mehmet Ömer yönetiminde kendini yaşatan Neziher’i  (Küşüm Çınlaması, İyi Günler Terzisi kitaplarımın da yayıncısı) unutabilir miyim?

Alsancak’ta, şair Aydın Şimşek’in yönettiği, bir kültür merkezi gibi de işlevsel özelliğini sürdüren Kanguru, Sevim Korkmaz Dinç’in KYD, Suat Çelebi dostumuzun yönetiminde yaşamını sürdüren Mayıs, Mevlüt Kaplan-Özgür Kaplan’ın çocuk ve eğitim yayınlarına odaklanan yayınevi Özgür…

***

Bugüne dek çeşitli dallarda 60 kitap yayımlayan, “Şiir Yolcusu Kalmasın ve Şiir Boyu İzmir” kitaplarımı da basan Ahmet Nihat Yıldız-Nejla Bilgilioğlu yönetimindeki Pagos, önceliği ve özelliği şiir kitaplarına odaklanan, Ömür Özçetin, Altay Ömer Erdoğan, Esra Özdağ’la yayıncılığını sürdüren Pikaresk, Muammer Can’ın Temren yayınevlerini anmamak olası mı?

Başka yok mu? Var elbette. Kısa sürede nitelikli kitaplarıyla dikkat çeken, genel yayın yönetmenliğini Önder Birol Bıyık’ın yaptığı ŞYKitap kendini okurlarına sevdirdi. Alsancak’ta Nusret Özbay yönetimindeki Varyant da nitelikli kitaplara imza atan bir yayınevi.

Yine Alsancak’ta yıllardır okurların, kitapseverlerin uğrak yeri olan, çok sayıda kitabın okurla buluşmasına olanak sağlayan Levent Salıcı yönetimindeki Yakın, Ramazan Tortop-Özlem Tortop Akkaya’nın Top Ses yayınları da İzmir’in renkleri, dostları, emekçileri…

Berkan Balpetek, İbrahim Fidan’la yaşam bulan Duvar Yayınevi'ni de unutmamak gerek. Biz Kitap, Zeus da İzmir’in yayın yaşamına renk katanlardan… Başkaları da var elbette. Yerim yetseydi onlardan da söz ederdim.

 

ÖZGÜR DOĞAN’DAN

Sözcük köken bilimcilerine göre 'Deccal'in bir tanımı; “Bir şeyi örtmek, yaldızlamak, boyamak” anlamına gelen Arapça 'decl' kökünden türemiş bir sıfat. Çok yalancı, aldatıcı, hileci anlamlarını içerir. İşte romancı Özgür Doğan (1982 İzmir) bu sözün de içeriğinden, anlatımında yola çıkarak ödüllü bir romana imza attı. Muzaffer İzgü ve dayısı şair M. Mahzun Doğan’a özenerek edebiyata yönelmiş Özgür Doğan.

Dördüncü romanı 'Çünkü Deccal İnsanoğlunun Ta Kendiydi' ile Mersin Büyükşehir Belediyesi Roman Yarışması’nda birinci oldu. Mersin Kent Kitaplığı Kültür Serisi’nden de okurlara ulaştı kitabı (Eylül 2022).

İkinci Dünya Savaşı yıllarının Türkiyesinden görüntüler, yaşananlar… Savaşa doğrudan katılmayan Türkiye’nin, savaşı yoksullukla nasıl derinden duyumsadığını yansıtıyor. Daha romanın başında Yaşar Kemal’den bir alıntı yapmış yazar: “Savaşı icat eden görmesin cennet.”

***

Özgür Doğan, devlette etkili yeri olan, eski bir diplomat Erol Yongacıoğlu’nun ailesiyle Edirne’den Ankara’ya göçünün konu ediniyor bu romanda. Alman faşizminden kurtarılan, ailenin yeni üyesi Yahudi kızı Azra’yla birlikte, Ankara’daki yaşama serüvenleri… Hüzünlü bir aşk öyküsünü de içeren kitap, savaşın acımasızlığını, yarattığı yoksullukları, savaş yalanlarını, korkaklıkları, cesaretle direnenleri anlatıyor. Bilmiyordu ki insan Deccal’i beklemeye gerek olmadığını. Çünkü Deccal zaten insanoğlunun ta kendisiydi…”