İzmir, baharı bir seçim zaferi ile karşıladı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Büyükşehir’in yanı sıra, 30 ilçenin 28’inde ipi göğüslemesi beklentilerin ötesinde bir sonuçtu. Bu zaferi, İzmirlilerin tek adam rejiminin baskıcı uygulamalarına tepkisi olarak da yorumlamak mümkün, yaşam biçimlerini koruma refleksi olarak da… Emeklilerin, işçilerin, kamu çalışanlarının, öğretmenlerin, kadınların, gençlerin, kısacası her kesimden dar gelirli yurttaşın “artık yeter” diyerek siyasal iktidara kırmızı kart göstermesi gerekiyordu, ama son Genel Seçim umutların aşınmasına yol açmıştı. Açıkçası endişeliydik, ya küskün seçmen sandığa gitmezse diye… Korkulan olmadı, umutlar yeniden tazelendi… 

İzmir tarih boyunca sanata kucak açmış, edebiyattan sinemaya nice sanatçı yetiştirmiş bir kent. Bu seçim zaferinde kuşkusuz onların da payı var. Çünkü umutlarını hiç yitirmediler, saraylara kapıkulu olmaya heveslenmediler, direndiler… Şimdi yeni başkanların sanatı ikinci plana atmayacağına inanmak istiyorlar. Siyasal iktidarın her yıl biraz daha imam-hatipleştirdiği eğitim sisteminin ürünü olan sanat kültüründen yoksun bireylere estetik kaygılar aşılanması, demokrasi ve insan hakları bilincinin sanatsal etkinlikler aracılığı ile yaygınlaştırılması için yerel yönetimlerin inisiyatif almasını bekliyorlar. 

***

Bu beklentinin karşılanması kültürel ve teknik altyapıdan yoksun bazı illerimiz için kolay değil. Oysa İzmir’de hafife alınmayacak bir deneyim birikimi var. Bu açıdan, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen Dr. Cemil Tugay’ın işi daha kolay. Kentin -resmi ve özel- sanat kurumları ve sanatçıları ile el ele verip, mevcut yapı üstüne yeni taşlar koyabilir. İzmir’in İstanbul’la rekabet edebilen festivalleri, tiyatroları var. Ama performans sanatları için elverişli bir mekanı yok. Bu eksikliği gidermek için yarım kalan Opera inşaatı ele alınabilir, Tunç Soyer’in Belediye’ye kazandırdığı Yıldız Sineması İzmir’in Sinema ve Müzik Merkezi olarak değerlendirilebilir, görsel sanatçılara Bıçakçı Han’da atölyeler tahsis edilebilir.

***

Geride bıraktığımız hafta İzmir’de farklı mekanlarda açılan yeni sergileri gezme şansım oldu. Bunlardan birkaçını İzmirli sanatseverlere önermek isterim. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde Suat Çağlayan’ın “Doğanın Gizemi” adlı fotoğraf sergisi, Konak’ta Soart Galeri’de Koleksiyon sergisi, Konak Belediyesi’nin Konak Modern Sanat Merkezi’nde Ozan Ünal, Ece Gauer ve Patika Sanat Grubunun sergilerive Urla’da BEContemporary Sanat Galerisi’nde Fatma Çiftçi, Merey Şenocak ve Tuğçe Gizem Ertürk’ün “Ve bedenimin içinde bir başka beden” sergisi.Görsel sanatlar alanında İzmir’in üç ilçesindeki (Konak, Urla ve Çeşme) özel galeriler ciddi bir çaba içinde. Karşıyaka’dan pek ses çıkmıyor nedense. Bu ilçelerdeki yerel yönetimlerin yapabileceği çok şey var; mekan desteğinden tanıtım desteğine kadar… 

Dünyanın hemen bütün büyük kentlerinde sanat etkinlikleri kent merkezinde yoğunlaşır, ama çevredeki ilçelerde de önemli etkinlikler ve sanat mekanları vardır. İzmir özelinde, ilçe belediyeleri, özellikle barındırdıkları entelektüel insan malzemesi ve altyapı olanakları ile Konak, Karşıyaka, Bornova, Çeşme, Urla, Selçuk ve Bergama belediyeleri Büyükşehir öncülüğünde özgün projelerle bir sanat seferberliği başlatabilirler diye düşünüyorum. Başkanların profili, bunun bir hayal olmaktan öteye geçebileceği duygusu uyandırıyor bende. Umarım yanılmam.