Ne mi yapmıştı İzmir ?

''İn Ali'' demişti. Binali de inmişti.
Binali Bey 2014'te şansını İzmir'de denemiş, sonuç beklenen gibi olmuştu; hüsran...
Gerçi Binali Bey ''AKP iktidarında bugüne kadar yapılan seçimlerde İzmir'de AKP adayı olarak en yüksek oyu ben aldım'' dedi ama, (hadi yalan demeyelim) bu doğru değil.

2014 seçimlerinde aldığı oy yüzde 35.

Son seçimlerde Nihat Zeybekci bile yüzde 38 almış.

O da Tunç Soyer'in 20 puan altında kalmış.
Konu o değil.

Konu İstanbul seçimlerinde vahşi bir kampanya yürütmeleri.

Devletin ve tabii ki vali yönetimindeki belediyenin tüm imkanlarını arkalarına almışlar, tepe tepe kullanıyorlar.
Belediye çalışanları hiç sıkılmadan İmamoğlu aleyhine belediye binasının önünde protesto toplantısı düzenliyor.

Toplantıda imam kılıklı bir kişi var.

Ne alıp veremediği varsa Ekrem İmamoğlu ile toplantıya cüppesi ile katılmış.

Bir de itfaiyeci üniformalı bir yaratık toplantının ön sırasında yer alıyor.

Söylentiye göre rüşvet iddialı bir davası varmış.

Binali Bey gelirse davanın düşeceğini düşünüyor herhalde.
İnanmak zor, Kızılay Başkanı bile Binali Bey'e oy istiyor.

Kaymakamlar propaganda toplantılarına katılıyor.
Mezarlık çalışanlarını, ölü yıkayıcılarını bile görevlendirmişler.

Eyüp'te ev ev dolaşıp Binali Bey'e oy dileniyorlarmış.

Evinizin kapısının bir ölü yıkayıcısı tarafından çalındığını düşünebiliyor musunuz?
İşte böylesine bir çaresizlik içerisindeler.

Partilerinin Genel Başkanı bile ''Bu sadece bir Belediye Başkanlığı seçimi, yani sadece vitrinde bir değişim'' demedi mi?

Diğer zat da 'Mitil'i atacağım' dediği İstanbul'a Mehter Marşı'yla geldi, iki gün sonra sessiz sedasız ayrıldı.

Anlaşılan hepten yenilgiyi kabul etmişler.
Ülkede 17 yıldır, İstanbul'da 25 yıldır iktidardalar.

Hangi yüzle oy istiyorlar anlamak mümkün değil.
Ne hale getiriler canım şehri.

Her yer beton yığını.

AVM'lerden, gökdelenlerden gökyüzünü göremiyorsunuz.

Hava kirliliğinde en ön sıralarda yer alıyor.
Kim yaptı bunları kim?
Şehrin simgeleşen silüetini kim bozdu?
Dünyanın en çok trafik sıkışıklığı yaşanan ikinci şehrini kim yarattı ?
Mega projeler adı altında Kuzey ormanlarının büyük bölümünü kim tahrip etti?
Şehrin her mahallesine,her caddesine,sokağına milyon mülteciyi kim serpiştirdi? Kim?
Gelelim canlı (!) yayına....

Dağın fare doğuracağını, yayının canlı değil cansız olacağını geçen hafta yazmıştım.

Aynen öyle oldu.

Bırakın konsolide oyları, kararsız oyları dahi etkileyeceğine ihtimal vermiyorum.
İstanbul'un tartışılacağı bir toplantıda şehirle ilgili Sayıştay Raporu'nu okumayan bir aday ve maalesef raporu gazetelerden takip eden bir moderatör.

Ne bekliyorsunuz bu yayından?
Toplantı normal koşullarda 31 Mart'tan önce düzenlenmeliydi.

Seçim sonuçlandıktan sonra mazbatasını alan kişiyle, seçimi kaybeden kişiyi aynı masada tartıştırmak YSK'nın kararlarına meşruluk kazandırmaktan öteye gidemez.
'Tartışmanın hiç mi olumlu tarafı yok?' derseniz; var.

Yaşı 25'in altında olan gençler bu tür siyasi bir programla ilk kez karşı karşıya geldiler.

Demokrasinin unutulan bir ayağını ilk kez tanıdılar.
Umarız kör-topal da olsa, Batı'da da ilgi uyandıran bu tartışma programı gelecek yıllarda gerçek programlara zemin hazırlar...