Siyah-Beyaz bir
Yeşilçam filmiydi "Yalnızlar Rıhtımı" ...
Mahallemizin açık hava sineması CEM'in mavi tahta sandalyelerinde seyretmiştim...
Başrollerinde; Sadri Alışık, Çolpan İlhan, Turgut Özatay vardı...
Özatay her ki gibi "kötü adam"dı...
Senaryo; Çolpan İlhan’ın Abisi "Edebiyatın Kaptanı" Attilâ İlhân’ındı!
Muhteşem bir film müziği vardı;
“Martılar çığlık çığlığa,
her akşam bir büyük rüzgar dağıtır şarkılarımı,
içim boş gemiler boş,
nereye baksam ölüm gibi
kusar yalnızlar rıhtımı…”
Sadri Alışık(Rıdvan)
gemi kaptanı,
Çolpan İlhan(Güner) bir konsomatris, Turgut Özatay da(Ali) karanlık işlerin adamı bir pavyon sahibini canlandırıyordu...
**
Filmin en önemli özelliği şuydu;
Çekimler sırasında Sadri Alışık ve Çolpan İlhan birbirlerine aşık olmuştu.
38 yıl sürecek romantik bir evliliğin örnek çifti olacaklardi.
İlhan 1995’te kaybettiği eşinin mezarını her gün ziyaret etti, ta ki 77 yaşında yaşama veda ettiği 2014’e kadar...
**
Komedi, dram filmlerinde de başarıyla her rolü canlandıran Sadri Alışık, hep aranılan aktördü...
Sesinin güzelliği de farkedilince o filmlerinde dublaja gerek duymamış, kendisi konuşmuştu...
Bakın kendini nasıl anlatmış Sadri Alışık, nam-ı diğer "Turist Ömer"; “Sadri Alışık, hatıralarıyla yaşar...
Geçmişine bağlıdır, dostlarına düşkündür...
'Eski şarap, eski dost' diyen bir felsefe benimsemiştir...
Sakindir, samimidir... Düşkünlere yardım etmeyi sever...
Bildiği gibi yaşar...
Dünyaya sanatkar gözüyle bakar...
Kimsenin göremediği şeyi hisseder...
Rahattır; kendinden emindir...
Hayata da sıkı sıkıya bağlıdır...
Hakikatleri sever...
Riyadan, yalandan nefret eder...
Her şey yüzüne karşı söylensin ister
(…)
En üzgün anında tebessüm etmeyi becerir... Yalnız kalmaktan korkar. Kendini dost meclislerinde rahat hisseder...
Eli açıktır...
Yardım etmeyi sever...
Sevgiye de kalbinde büyük yer vardır...
Tabiatı, hayvanları, çocukları, kısaca hayatı sever Sadri Alışık!..”
Hayvanlar demişken…
En ünlü sözlerinden biriydi; “Ne zaman mahallenin köpeğine selâm verip hatırını soruyorsun,
o zaman insan olmaya başladın demektir!”
En popüler repliğiydi “Serseri”deki de;
“Gidenin de, kalanın da gönlü hoş olsun.”
"BİYOGRAFİ"
Aktördür, iyi bir şairdir de Sadri Alışık...
Filmlerinden bir replik onu net anlatır;
"Biz içi dışı bir insanlarız; cam gibi...
Yüzümüze bakıp ensemizden içimizi görebilirsiniz..."
Şiir yazmak ve okumak, büyük tutkusuydu...
Oğlu Kerem Alışık bir röportajda,
"Babam şiir yazardı. Rahmetli yazdı mı üç beş arkadaş oturdukları zaman ‘Bakın ne yazdım şeklinde’ arkadaşlarına okurdu." demiştir.
Bir sahafta bulduğum tek şiir kitabı "Bir Ömürlük İstanbul"a da "Biyografi" şiiriyle başlar Sadri Usta;
"Paşabahçe'de doğmuşum.
Sayı bilmişim sünnet olmuşum
Koynumda pabuçlarım
Uyanık uykular uyumuşum arife geceleri
Kamalı Bekir Çamur Ahmet bir de Süleyman
Ayak yapıp çift kaleler kurmuşum
Cigaraya başlamış
Tertemiz yataklarda pis rüyalar görmüşüm
Tepelerde uçurtma
Sokakta şarkı
Karakollarda sabah
Ekmek karnesi çay fişi
İhtilaller görmüşüm
Kâh kafa vurmuşum taşlara
Kâh can evimden vurulmuş
Hanûmanlar yıkmışım"
-İLK ŞİİRLERİ ÇOLPAN İLHAN'A-
Yıl 1961'dir...
Çolpan İlhan "Kenterler Tiyatrosu" ile Kıbrıs turnesindedir...
Sadri Alışık İstanbul'da bir başınadır...
Kadim Kent'in
-bütün yalnızlıklarını tek başına- yaşamaktadır.
Bundan sonrası kendi ifadesiyle;
"Özlemin yanı sıra, o güne dek yaşamadığım, tanımadığım birtakım duygularla doluydum.
Bir gün Çolpan için, Çolpan'a bir şeyler yazarken yakaladım kendimi.
Bu yazma işinden hoşlandığımı hissettim.
Başka şeyler de yazmaya başladım...
Sonra baktım yazmayı seviyorum...
Yazdım...Hep yazdım... Hâlâ yazıyorum...
Sonraları, yazdıklarıma 'şiir' diyenler oldu.
Beğenenler, yüreklendirenler oldu.
Yayımlamamı, hatta kitap yapmamı isteyenler oldu. Ama yapmadım.
Çünkü; ben bir oyuncuydum.
Şiir ve resim, yaşamımda bana sadece mutluluk veren, çok zevk aldığım uğraşlarımdı.
Kitap yaparsam sanki iddialı olurdum.
Bu yüzden de hep 'benden sonra değer bulurlarsa yayımlarlar' diye geçiştirirdim.
Ancak, bir süre önce eski dostum Ahmet Küflü, on beş yıl önce bir sohbet sırasında 'Bir gün neden olmasın ' dediğimi, bunun yıllar önce -kendisine verilmiş bir söz olduğunu- hatırlatarak yayımlamak istediğini söyledi.
Ben de alabildiğine -incelik ve duyarlılık- içeren bu öneriyi memnunlukla kabul ettim.
Şimdi, elinizdeki bu kitapçık, söylediğim gibi, bir oyuncu yaşamı içinde zaman zaman hissedilen bazı duyguların, hayallerin, ruh çalkantılarının, psikolojilerin tuval yerine kağıtlara aktarılan çizgileridir...
Bu da, böyle biline...
Saygı Ve Sevgilerimle Karışık
SADRİ ALIŞIK
(Bir Ömürlük İstanbul -Bilgi Yayınevi, 1993)
-52 ŞİİRLİ SEÇKİ-
95 sayfalık kitapta aktörün 52 şiiri yer alıyor.
İşte o şiirler;
"Biyografi", "İstanbul Şehri Şiiri", "Gitti Gider", "Tanrı Misafiri", "Sesle Çizgiler", "Bedesten", "Aşinalık", "İnat Gibi", "Bekâr Odası", "Toprak Kayması", "Yalnızlık Çarşısı",
"O Gözler", "Ayna Falı",
"23 Nisan", "İstanbul Hastası", "Vasiyet",
"Vah İstanbul Vah", "İstila", "Nazire", "Öyle Kızlar", "Yakışıksız Elveda", "Selahattin Pınar'a", "İstanbul 'dan Resimler", "Vasiyet 2", "İşgallerden Biri", "İşgallerden Biri 2", "Gene İstanbul", "Orospu", "Uzatmalı Sevgili", "Acemaşiran", "Saadettin Dayı'ya", "Gurbet", Çamlıca", "Bütün Takvimler İstanbul ", "Güz", "Acaba Neredeyim", "Randevu", "Tanıdık Yabancılığı", "Hasret Çarşısı ", Işıklar Sönmesin", "Alo 1-12"
-ŞİİRLERİNDEN-
İşte Sadri Alışık'ın en sevdiği şiirlerinden üçü... Önce;
“İSTANBUL HASTASIYIM"
" Ben mi,
İstanbul romansa eğer,
Bir sayfasıyım,
Gemi ise,
Tek sayfasıyım,
Şiir gece,
Deniz martı…
Şarkı ışık mevsim mehtap,
İstanbul hastasıyım,
Son Sayfasıyım…”
NAZİRE
Yanlışsın Orhan Abi,
Gözleri kapalı dinlenmez İstanbul duyamazsın
Ses vermez Yerebatan kayıkları,
Topal Yunus konuşmaz,
Yavaş bir makamdan kılınız EyüpSultan’da,
Hacetsiz dul kadın namazları,
Aç gözlerini aç açabildiğin kadar,
Yoksa gelmez kulakların,
İstanbul’u bilirsin,
Zaten oldum olası suskundur,
Çınarlarından yapraklar düşer bir bir,
Çocuklar ağlar belli belirsiz köşelerinde,
Fakirler en sabırlı tevekküllerdir,
Ezanlar gösterişsiz derinliklerde,
Çiçek Pasajı’ndan kadınlar geçer bin kalçayla beraber,
Arka sokaklar bizleri sorar her gece o saatlerde,
Aç gözlerini Orhan Abi açmazsan duyamazsın…”
Ve kendini anlattığı;
"Ayna Falı"isimli şiiri;
"Ben
Telefatı adiyeden
Paşabahçeli Sadri Alışık
Babam kaptan Rafet
Anam zavallı Saffet
Duman kirine is denir
Mısır tanrısına Ra
Karakter ıra
Dili Hint olana da bilesiniz Ari
Çok iyi bulmaca çözerim
Benim işim bu
Ben telefatı adiyeden
Elli yıllık bir sinema çöpü
Artık çöpler denize dökülmüyor yasak
Acaba sarımsaklasak da mı saklasak
Sarımsaklamasak da mı
Yoksa bu telefatı adiyeyi
Hiç mi hiç hatırlamasak..."
VASİYET
Benim mezarım
Deniz kıyısında olmalı
Kıyı kıyı yosun bitmeli
Yeller ezmeli sular akmalı
Kuşlar değil
Balıklar su içmeli mermer taşımdan
Başımda düşümde hep bir deniz
Düüt düüt şirket vapurları
Yandan çarklı pervanesiz
Benim bütün mirasım
İstanbul olmalı
Kabristansa deniz...
**
Harika şiir de okurdu Sadri Alışık.
Can Baba'nın (Yücel) da dediği gibi şiirleri
hep -ayakta- okurdu.
Hemen bir anekdot...
Tiyatro Sanatçısı rahmetli
Nejat Uygur’la Sadri Alışık çok iyi dosttu.
İkilinin çocukları Behzat Uygur ve Kerem Alışık da babalarının izinde bugün iyi dosttur.
Behzat Uygur aktarıyor;
“İzmir Fuarı’ndayız...
Babam Çamlık Senar’da, Sadri Abi Lunapark’ta sahne alıyor...
'Cibali Karakolu'nun finali, Sadri Abi’nin sahneye çıktığı dakikaya denk geliyordu...
Açık hava olduğu için fuarda bütün sesler karışıyordu..m
Babam final alkışını verirken seyirciyi durdurdu, ‘Şimdi durun, Sadri Alışık öbür tarafta 'Sessiz Gemi' şiirini okuyacak, onu dinleyeceksiniz...
Alkışlar Sadri Alışık'a gidecek’ dedi...
‘Şimdi beni alkışlayabilirsiniz ama sizden çift para istiyorum çünkü hem Sadri Alışık'ı dinlediniz, hem de beni izlediniz... “
**
Selâm vermek ona çok yakışırdı, biz de onu selâmlayalım.
Güzel ve özel insanlar daima hatırlanır.
Şiirleriyle, şiir kitabıyla andık Büyük Usta'yı...
Yazı;
oğul Kerem'in
Sadri Alışık 'a ithaf ettiği "BABAM" şiiriyle sonlansın;
"Sen telefat-ı Adliyeden
Paşabahçeli Sadri Alışık
Baban kaptan Rafet
Anan zavallı Saffet
Sen
Elli yıllık bir tiyatro-sinema devi
Herkes Sadri Alışık’a
Ben sana hasret
Sen
Yeşilçam sokağının Turist Ömer'i
Tophane rıhtımının romantik serserisi
Bir yanı yıkıktı hep
Kırık döküktü sesi
Sen Babamdın Babam
Son İstanbul Efendisi
Sen herkesin Sadri Alışık’ı
Benimse Babamdın sen
Sen ne Baba Adamdın
Adamdın Babamdın sen..."