Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat, maliyetlerdeki değişimlerle sık sık gündeme geliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Mart 2025 dönemine ilişkin olarak kamuoyuyla paylaşılan inşaat maliyet endeksi (İME) rakamları, sektördeki son bir yıllık maliyet artış hızında belirgin bir yavaşlamanın yaşandığını gözler önüne serdi. Mart ayında endeks, bir önceki aya kıyasla yüzde 1,53 oranında bir artış kaydederken, yıllık bazda ise yüzde 23,23'lük bir yükseliş gösterdi. Bu yıllık artış oranı, yaklaşık son dört yıldır görülen en düşük seviye olarak kayıtlara geçti. Ancak bu yavaşlamaya rağmen, maliyetlerin genel olarak artış eğilimini sürdürmesi, sektör paydaşları ve tüketiciler için önemini koruyor. Özellikle malzeme fiyatları ve işçilik giderlerindeki farklı oranlardaki artışlar, maliyet yapısını etkileyen temel unsurlar olarak öne çıkıyor.
Genel bakış: İnşaat maliyetlerindeki yavaşlama dikkat çekiyor
TÜİK tarafından açıklanan Mart 2025 verileri, inşaat maliyet endeksinde bir önceki aya göre yüzde 1,53'lük bir artış yaşandığını gösteriyor. Bu oran, aylık bazda maliyetlerdeki yükselişin devam ettiğini ancak hızının önceki dönemlere göre bir miktar ivme kaybetmiş olabileceğini düşündürüyor. Asıl dikkat çekici gelişme ise yıllık bazdaki değişimde kendini gösteriyor. Endeks, geçen yılın Mart ayına göre yüzde 23,23 oranında bir artış sergiledi. Her ne kadar bu hala önemli bir artış anlamına gelse de, bu oranın yaklaşık son dört yıldır kaydedilen en düşük yıllık artış olması, sektörde bir nebze olsun rahatlama beklentisi yaratabilir. Son yıllarda yüksek enflasyon ve küresel tedarik zincirlerindeki sorunlar nedeniyle fahiş oranlarda artan inşaat maliyetlerinin yıllık artış hızındaki bu düşüş, maliyet baskısının bir miktar hafiflediğine işaret ediyor olabilir. Ancak bu yavaşlamanın kalıcı olup olmayacağı ve önümüzdeki dönemde maliyetlerin nasıl bir seyir izleyeceği, sektörün geleceği açısından yakından takip edilecek konular arasında yer alıyor.
Malzeme ve işçilik maliyetleri mercek altında: Makas açılıyor mu?
İnşaat maliyet endeksinin alt kalemlerine bakıldığında, malzeme endeksi ile işçilik endeksi arasındaki makasın özellikle yıllık bazda açıldığı görülüyor. Mart ayında malzeme endeksi, bir önceki aya göre yüzde 1,95 oranında artış gösterirken, işçilik endeksindeki aylık artış yüzde 0,8 seviyesinde kaldı. Bu durum, aylık bazda malzeme maliyetlerindeki artışın işçilik maliyetlerindeki artıştan daha fazla olduğunu gösteriyor.
Yıllık bazdaki değişimler ise daha çarpıcı bir tablo ortaya koyuyor. Malzeme endeksi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18,8 oranında bir artış kaydederken, işçilik endeksindeki yıllık artış yüzde 31,72 gibi oldukça yüksek bir orana ulaştı. Bu rakamlar, son bir yılda işçilik maliyetlerindeki artışın, malzeme maliyetlerindeki artışın çok üzerinde seyrettiğini net bir şekilde gösteriyor. İşçilik maliyetlerindeki bu yüksek artışta, asgari ücrette yapılan güncellemeler, genel ücret seviyelerindeki artışlar ve sektördeki kalifiye eleman ihtiyacı gibi faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor. Malzeme fiyatlarındaki yıllık artışın görece daha düşük kalması ise, küresel emtia fiyatlarındaki kısmi normalleşme veya talepteki olası yavaşlamalarla ilişkilendirilebilir. Ancak her iki kalemde de artışların devam etmesi, genel inşaat maliyetlerini yukarı yönlü etkilemeyi sürdürüyor.
Bina inşaatında son durum: Maliyetler ne yönde seyrediyor?
Bina inşaatı maliyet endeksi, Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 1,45 oranında bir artış kaydetti. Yıllık bazda ise bina inşaatı maliyetlerindeki artış yüzde 23,6 olarak gerçekleşti. Bu oran, genel inşaat maliyet endeksindeki yıllık artışa oldukça yakın bir seviyede bulunuyor.
Bina inşaatının alt detaylarına inildiğinde, malzeme endeksinin bir önceki aya göre yüzde 2 oranında arttığı, işçilik endeksinin ise aylık bazda yüzde 0,54'lük bir yükseliş gösterdiği görülüyor. Yıllık bazda ise bina inşaatındaki malzeme maliyetleri yüzde 19,68 artarken, işçilik maliyetlerindeki artış yüzde 30,77 gibi dikkat çekici bir orana ulaştı. Bu veriler, konut ve ticari bina inşaatlarında özellikle işçilik maliyetlerinin son bir yılda önemli bir baskı unsuru oluşturduğunu gösteriyor. Malzeme fiyatlarındaki artışın görece daha sınırlı kalması, bu kalemdeki maliyet etkisini bir miktar dengelemiş olabilir. Ancak genel olarak bina inşaatı maliyetlerindeki artış eğiliminin devam etmesi, yeni konut projelerinin maliyetlerini ve dolayısıyla satış fiyatlarını doğrudan etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Bina dışı yapılarda maliyetler ne alemde: Altyapı projeleri nasıl etkileniyor?
Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi (altyapı, yol, köprü, baraj gibi mühendislik yapıları), Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 1,79 oranında bir artış gösterdi. Bu oran, bina inşaatı maliyetlerindeki aylık artıştan biraz daha yüksek bir seviyede bulunuyor. Yıllık bazda ise bina dışı yapıların inşaat maliyetlerindeki artış yüzde 22,05 olarak kaydedildi. Bu yıllık artış, genel endeksin ve bina inşaatı maliyetlerindeki yıllık artışın bir miktar altında kalıyor.
Bina dışı yapıların malzeme endeksine bakıldığında, bir önceki aya göre yüzde 1,82'lik bir artış görülürken, işçilik endeksindeki aylık artış yüzde 1,74 oldu. Yıllık bazda ise bina dışı yapılarda malzeme maliyetleri yüzde 16,14 oranında artarken, işçilik maliyetlerindeki yıllık artış yüzde 35,22 gibi oldukça çarpıcı bir seviyeye ulaştı. Bu rakam, bina dışı yapılarda işçilik maliyetlerinin son bir yılda genel ortalamanın da üzerinde bir artış kaydettiğini gösteriyor. Altyapı projelerinde genellikle daha yoğun iş gücü gerektiren kalemlerin bulunması, bu durumun bir nedeni olabilir. Bina dışı yapılarda malzeme maliyetlerindeki yıllık artışın diğer kategorilere göre daha düşük kalması ise dikkat çekici bir ayrıntı. Bu durum, büyük ölçekli altyapı projelerinde kullanılan bazı temel malzemelerin fiyatlarında göreceli bir istikrarın yaşanmış olabileceğine işaret ediyor.
Dört yıllık perspektif: İnşaat maliyetlerindeki zirveden inişin anlamı ne?
Mart ayında inşaat maliyet endeksindeki yıllık yüzde 23,23'lük artışın yaklaşık dört yılın en düşük seviyesine gerilemesi, sektör için önemli bir gösterge olarak kabul ediliyor. Bu durum, inşaat maliyetlerinde son birkaç yıldır gözlenen ve zaman zaman rekor seviyelere ulaşan yüksek artış trendinde belirgin bir yavaşlama yaşandığını gösteriyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde küresel tedarik zincirlerindeki aksamalar, enerji fiyatlarındaki yükselişler ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, inşaat maliyetlerini benzeri görülmemiş bir şekilde yukarı çekmişti. Yıllık artış oranlarının yüzde 100'leri aştığı dönemler dahi yaşanmıştı. Bu açıdan bakıldığında, yıllık artış hızının yüzde 20'li seviyelere gerilemesi, sektördeki maliyet enflasyonunun bir miktar kontrol altına alınmaya başlandığına dair bir umut ışığı yakabilir.
Ancak bu yavaşlamanın, maliyetlerin düştüğü anlamına gelmediğini, sadece artış hızının azaldığını unutmamak gerekiyor. İnşaat maliyetleri hala yüksek seviyelerde seyretmeye devam ediyor ve bu durum, yeni projelere başlama kararını, konut edinme imkanlarını ve sektörün genel karlılığını etkileyen önemli bir faktör olmaya devam ediyor. Bu yavaşlamanın kalıcı olup olmayacağı, enflasyonla mücadele politikalarının etkinliği, küresel ekonomik gelişmeler ve iç talepteki seyir gibi birçok faktöre bağlı olacak.