Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) bugün açıkladığı ve ekonominin nabzını tutan en önemli göstergelerden biri olan 2025 yılı ikinci çeyreğine (Nisan-Haziran) ilişkin İşgücü Girdi Endeksleri, Türkiye ekonomisinin genel gidişatına dair karmaşık ve üzerinde dikkatle durulması gereken bir tablo ortaya koydu. Rapora göre, sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %1,9'luk bir artış göstererek, genel bir büyüme sinyali verdi. Ancak bu genel artışın alt kırılımlarına inildiğinde, ekonominin lokomotifi olarak kabul edilen sanayi sektöründe tehlike çanlarının çaldığı görülüyor.

TÜİK verilerine göre, istihdam artışının ana kaynağı, %6,7 ile inşaat sektörü ve %3,2 ile ticaret-hizmet sektörleri oldu. Bu iki sektör, ekonomideki canlılığı sırtlarken, ülke üretimi ve ihracatı için hayati önem taşıyan sanayi sektöründeki istihdam endeksinin, yıllık bazda %2,2 azalması, endişe verici bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Bu rakam, sanayide çarkların yavaşladığını, üretimin azaldığını ve bu durumun istihdama olumsuz yansıdığını gösteriyor. Çeyreklik bazda bakıldığında da benzer bir tablo görülüyor. Genel istihdam bir önceki çeyreğe göre %0,6 artarken, sanayideki daralma %0,7 olarak devam etti.

Maaşlar kâğıt üzerinde arttı, cebe giren eridi

Raporun en çok merak edilen ve doğrudan milyonlarca çalışanın hayatına dokunan kısmı ise, brüt ücret-maaş endekslerindeki değişim oldu. TÜİK verilerine göre, sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında brüt ücret-maaş endeksi, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %44,3 gibi oldukça yüksek bir oranda arttı. Bu artış, ilk bakışta çalışanların gelirlerinde ciddi bir iyileşme olduğu algısı yaratsa da, madalyonun diğer yüzünde, son bir yıldır Türkiye ekonomisini kasıp kavuran yüksek enflasyon gerçeği duruyor.

Dolar, Euro ve Sterlin kuru: 22 Ağustos 2025 Cuma güncel rakamlar
Dolar, Euro ve Sterlin kuru: 22 Ağustos 2025 Cuma güncel rakamlar
İçeriği Görüntüle

Alt sektörlere bakıldığında, ücretlerdeki en yüksek yıllık artış, %47,8 ile ticaret-hizmet sektörlerinde ve %47,7 ile inşaat sektöründe yaşandı. Sanayi sektöründeki ücret artışı ise, %38,3 ile diğerlerinin bir miktar gerisinde kaldı. Çeyreklik bazda ise, toplamda brüt ücret-maaş endeksi bir önceki çeyreğe göre %10,8 artış gösterdi. Ancak, aynı dönemdeki yüksek gıda ve yaşam maliyeti artışları göz önüne alındığında, bu nominal artışların, çalışanların alım gücünü ne ölçüde koruyabildiği veya artırabildiği, ciddi bir tartışma konusu. Kısacası, maaşlar kâğıt üzerinde artsa da, artan hayat pahalılığı karşısında bu artışın büyük bir kısmının eridiği ve çalışanın refah seviyesine beklenen katkıyı sunamadığı bir gerçek.

İşveren de dertli: saatlik işgücü maliyeti fırladı

TÜİK raporu, sadece çalışanların değil, aynı zamanda işverenlerin de omuzlarındaki yükün ne kadar arttığını gözler önüne seriyor. Saatlik işgücü maliyeti endeksi, yani bir işverenin bir çalışanı bir saat çalıştırmak için katlandığı toplam maliyet (maaş + vergiler + sigorta primleri vb.), 2025'in ikinci çeyreğinde, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %44,3 oranında fırladı. Bu, işverenler için maliyetlerin ciddi şekilde arttığı ve bu durumun, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabet gücünü ve kârlılığını olumsuz etkilediği anlamına geliyor.

Maliyetlerdeki bu artış, tüm sektörlerde benzer bir seyir izledi. Sanayi sektöründe saatlik işgücü maliyeti %44,6, inşaat sektöründe %42,8 ve ticaret-hizmet sektörlerinde ise %45,2 oranında arttı. Bu yüksek maliyet artışlarının, ilerleyen dönemlerde ürün ve hizmet fiyatlarına yeni zamlar olarak yansıması ve enflasyonist baskıyı daha da artırması kaçınılmaz bir sonuç olarak görülüyor. Ayrıca, "saatlik kazanç dışı işgücü maliyeti" endeksindeki yıllık %48,7'lik rekor artış da, işverenlerin maaş dışında ödediği vergi ve sigorta gibi yüklerin ne kadar ağırlaştığının bir başka kanıtı oldu.

Çalışma saatleri azalıyor: verimlilik mi, yavaşlama mı?

Raporun dikkat çeken bir diğer verisi ise, "çalışılan saat" endeksinde yaşanan değişim oldu. Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında çalışılan saat endeksi, bir önceki çeyreğe göre %2,7 azaldı. Bu düşüş, tüm alt sektörlerde kendini gösterdi. Sanayi sektöründe çalışılan saatler %4,3, inşaat sektöründe %2,5 ve ticaret-hizmet sektörlerinde ise %1,8 oranında geriledi.

Bu düşüş, iki farklı şekilde yorumlanabilir. İyimser bir bakış açısıyla, bu durum, teknolojinin daha verimli kullanılması veya iş süreçlerinin iyileştirilmesiyle, daha az saat çalışarak aynı veya daha fazla iş üretildiği, yani verimliliğin arttığı anlamına gelebilir. Ancak, özellikle sanayi sektöründeki istihdam daralmasıyla birlikte düşünüldüğünde, daha karamsar bir senaryo öne çıkıyor. Çalışılan saatlerdeki bu düşüş, ekonomideki genel bir yavaşlamanın, talebin azalmasının ve buna bağlı olarak da fabrikaların üretimlerini ve çalışma sürelerini kısmak zorunda kaldıklarının bir işareti olabilir. Özellikle sanayideki %4,3'lük sert düşüş, bu ikinci senaryonun daha güçlü bir ihtimal olduğunu düşündürüyor.

Sonuç olarak, TÜİK'in açıkladığı son işgücü verileri, Türkiye ekonomisinin bir yol ayrımında olduğunu gösteriyor. Bir yanda, inşaat ve hizmetler sektörünün sırtladığı bir istihdam artışı ve kâğıt üzerinde yüksek görünen maaş zamları var. Diğer yanda ise, kan kaybetmeye devam eden bir sanayi sektörü, alım gücünü eriten yüksek enflasyon ve hem çalışan hem de işveren için artan maliyetler gerçeği duruyor. Bu karmaşık tablonun nasıl bir yöne evrileceği, önümüzdeki dönemde uygulanacak ekonomi politikalarının başarısına bağlı olacak. Bir sonraki haber bülteninin yayımlanacağı 21 Kasım 2025 tarihi, bu tablonun netleşmesi açısından kritik bir önem taşıyacak.

Kaynak: HABER MERKEZİ