Her şey Ağustos ayında Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı'nın (ÜniAr) yayınladığı raporla başladı. ÜniAr Dokuz Eylül Üniversitesi'nin son yıllarda yaşadığı prestij ve güven kaybını net bir şekilde ortaya koymuştu. Bu haberin ardından gerisi çorap söküğü gibi geldi. Gerek mail ile gerek telefon ile gerekse sosyal medya üzerinden bana ulaşan akademisyenler, öğrenciler yaşadıkları mağduriyetleri, hak kayıplarını ve kendilerine uygulanan baskıları anlatmaya başladılar. Bunlara kulak tıkamam mümkün değildi. Ve sonrasında tamamı belgelere dayanan haberlerimi yaptım. Son olarak da devletin en saygın kurumlarından olan Sayıştay, denetleme raporlarını kamuoyu ile paylaştı. Sayıştay'ın internet sitesinde herkesin erişimine açık olan raporda DEÜ ile ilgili dudak uçuklatan bulguları özetleyerek okurlarımızla paylaştım.

Son günlerde CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel'in açıklamaları üzerine önceki gün akşam saatlerinde yazılı bir açıklama yapan DEÜ Rektörü Sayın Nükhet Hotar, yaptığımız haberlerin arkasında Sayın Sertel'in olduğunu iddia etti. Hotar, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'ne ve gazetemize yönelik de, hoş olmayan bir üslupla bazı ithamlarda bulundu. Hotar'ın bu ithamlarına hem İGC hem hem de gazete yönetimi gereken cevabı verdi.

Yazının sonunda bu haberlerin arkasındaki gücü açıklayacağım!

Şimdi Hotar'ın açıklamasında dikkatimi çeken bazı hususlara değinmek istiyorum. Hotar, Sertel'e yönelik olarak 'hukuk devletine olan saygısızlığı' diye bir cümle kuruyor. Bu konuda fazla bir şey söylemeye gerek yok. Bugün gazetemizin manşetindeki haber gerekli cevabı veriyordur. 

Hotar, açıklamasının devamında, Sayıştay raporunu kasdederek, “O bahsedilen rapordaki bütün tespit ve bulgulara ilişkin gerekli açıklamalar, ilgili mercilere zaten yapılmıştır.” ifadesini kullanıyor. Sayın Hotar'dan bu 'gerekli mercileri' açıklamasını bekliyoruz. Öte yandan Sayıştay tarafından yapılan tespitler hususunda, DEÜ'de görev yapan binlerce akademisyene, eğitim gören 70 binden fazla öğrenciye ve İzmirlilere açıklama yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Şimdi gelelim haberlerin arkasındaki güce! Hotar'ın açıklamasında en dikkat çekici bölümlerden biri şöyle; “Hazırlanan o haberlerin arkasında kimin olduğu; hangi karanlık güçlerin bulunduğu gün gibi ortadadır.”

Öncelikle şunu belirtmem lazım. Ben geçtiğimiz yıl yerinden yurdundan edilen Güzel Sanatlar Fakültesi'nin taşınma sürecinde en çok haber yapan gazetecilerden biriyim. GSF öğretim üyelerinin ve öğrencilerin uğradığı haksızlıkları hem haber yaptım hem de bu köşede yazdım. O dönem yaptığım haberlerin arkasında kim vardı acaba?

Neyse. Ben açıklayayım haberlerimin arkasındaki gücü. Haberlerimin arkasındaki hatta önündeki, sağındaki, solundaki tek güç 'hak, hukuk ve adalet' arayışıdır. Hakkı gaspedilenlerin, hukuka aykırı uygulamalara maruz kalanların, adalet arayışındaki kişilerin ve kurumların sesini duyurmaya bundan önce olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğim. 

Ha unutmadan bir de Sayıştay müfettişlerinin hazırladığı 142 sayfalık rapor var.

GÜNDEM DIŞI

Herkesi bir defa, bazılarını her zaman aldatabilirsiniz. Ama herkesi her zaman aldatamazsınız.

Abraham Lincoln