Yalnızca anketler söylemiyor, AKP'liler de artık itiraf ediyor. Miatları doldu, tükendiler, bittiler.
Tek dertleri, 'en az kayıpla bu dönemi nasıl atlatırız?'
AKP'li Şamil Tayyar, 'Okyanusu geçtik, derede boğuluyoruz' diyor. Boğuluyoruz dedikleri derede hayat pahalılığı var, enflasyon var, işsizlik var, hırsızlık var, yolsuzluk var, adaletsizlik var, hukuksuzluk var, baskı var, zulüm var, Atatürk düşmanlığı var, laiklik karşıtlığı var, demokrasi düşmanlığı var... İlk seçimde sandığa gömülecekler.
Top artık muhalefet partilerinde. AKP altın tepside iktidarı muhalefete sunuyor.
Bu dönemde muhalefet partilerinin söylem ve eylemleri çok önemli. Bakın muhalefet liderlerinin halk gezilerine. Halkın büyük çoğunluğu ''Bunların gitmesi yetmez, hesap sorulmalı'' diyor.
'Devri sabık yaratmayacağız' söylemleri halkı tatmin etmiyor. Muhalefet devri sabık derken 'önceki dönemde görev yapanları potansiyel suçlu kabul etmeyeceğiz ' demek istiyor. Tamam. Ancak halk bundan 'hesap sormayacağız, sorumluları yargılamayacağız' anlamını çıkartıyor ki bu da halkın beklentilerine cevap vermiyor. Hesap sormanın intikam almak anlamına gelmediğini, halka açık açık anlatmak gerekiyor.
Muhalefet partileti elbette enflasyonla nasıl mücadele edeceklerini, işsizliğe nasıl çare bulacaklarını, işçinin memurun, emeklinin, üreticinin refah seviyesini nasıl artıracaklarını anlatsınlar, emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını, 3600 ek göstergeyi, KYK borçlarını, sağlık çalışanlarının sorunlarını nasıl çözeceklerini söylesinler...

Ama;

Yolsuzluk yapana ''Nereden buldun?'' diye soracaklarını,

“Nereden Buldun” Yasası'nın yeniden çıkarılacağını,
Sorumluları bağımsız yargı önüne çıkaracaklarını,
Hazine garantisi yoluyla yapılan köprü, tünel, otoyol, şehir hastaneleri, elektrik dağıtım şirketlerini kamulaştıracaklarını,
Müteahhitlere fazladan ödenen paraları tahsil edeceklerini,
Tarikat, cemaat, tekke, zaviye, medreseleri kapatılıp, mallarının hazineye devredileceğini, kaçak kursların kapatılacağını,
Usulsüz para toplayan vakıfların devlet ve belediyelerle ilişkilerinin denetlenip, gerekenlerin yargı yoluyla kapatılacağını,
Devlet ve banka kuruluşlarının reklam bütçelerini araştıracaklarını, nerelere hangi kriterlerle reklam verdiklerini soruşturup, sorumluları yargı önüne çıkaracaklarını,
Pandora belgelerinde adı geçen 220 kişinin vergi cennetlerine vergisiz para transfer etmelerinin araştırılacağını, sorumluların bağımsız yargı önüne çıkartılacağını,
AKP döneminde zenginleşen müteahhitlerin, devlet fabrikalarını gülünç rakamlarla kapatanların, marinalara çökenlerin, ayda 10 bin dolar alan siyasilerin, çanta dolusu rüşveti götüren partililerin, şirketinden bakanlığına mal satan bakanların, devlet bankasından aldığı kredilerle medya sektörünü ele geçirerek iktidar borazanlığı yapaların iddianamelerinin hazırlandığını...
Daha daha nicelerini artık halka anlatmaları gerekiyor muhalefet partilerinin...
AKP'nin kendi yaptığı anketlerde bile iktidar yüzde otuzlarda gezinmekte. Halkın hesap sorulacağına ikna edilmesi halinde bu rakamın yüzde 20'lere inmesi artık içten bile değil.
Yeter ki muhalefet sivil toplum örgütleriyle iş birliği yaparak korku ikliminin kaldırılmasına katkı versin, hiçbir gücün seçim sonuçlarını değiştiremeyeceği güvencesini sağlasın...