İzmir Gazeteciler Cemiyeti, 28 Temmuz 1946 tarihinde Türk Basın Birliği’nin kapatılmasının ardından oluşan boşluğu doldurmak ve gazeteciler arasında mesleki bir dayanışma sağlamak amacıyla kuruldu. O yıllarda basın üzerinde artan sansür, gazetelerin süresiz kapatılması ve kazanılmış hakların bir çırpıda yok edilmesi gibi baskılar, özgür haberciliğin önündeki en büyük engellerdi. Bu karanlık tabloya karşı İzmir, İstanbul ve Ankara’da kurulan gazeteciler cemiyetleri, demokrasinin temel şartı olan çok sesliliği koruma gayesiyle önemli adımlar attı. İzmir Gazeteciler Cemiyeti de bu amaçla, halkın doğru, tarafsız ve güvenilir habere ulaşabilmesi için, gazetecilerin, gazeteciliğin hak ve hukuku için örgütlü mücadeleyi ilke edindi.
79 yıllık tarihi boyunca kuruluş amaç ve ilkelerinden ödün vermeden yoluna devam eden İzmir Gazeteciler Cemiyeti, yalnızca basın ve ifade özgürlüğüne yönelik hukuksuz uygulamalara karşı durmakla kalmamış, aynı zamanda gazetecilerin mesleki gelişimini destekleyen, işsiz gazetecilere umut olan projeler üretti. Süreklilik esasına dayalı bu çalışmalar, İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ni Türkiye’deki meslek örgütleri arasında her zaman saygın ve örnek bir konuma taşıdı.
Cemiyetin bu onurlu yürüyüşünün en parlak simgelerinden biri de 13 yıl önce yayın hayatına başlayan 9 Eylül Gazetesi”dir. İlk adımı 2009 yılında atılan bu proje, uzun soluklu bir hazırlık süreci sonunda 28 Temmuz 2012 tarihinde okurlarıyla buluştu. Tasarımı, logosu, ilkeleri ve yayın politikası titizlikle belirlenen gazete; kararlı bir yönetim, mesleğe tutkuyla bağlı bir ekip ve özverili bir emek ile hayat buldu. O ilk baskıyı ellerinde tutanların yaşadığı heyecan hâlâ hafızalarda taptaze.
9 Eylül Gazetesi, tam da kuruluş amacına uygun bir şekilde gazetecilerin gazetesi sıfatıyla gazetecilik ilkelerine bağlılığı, doğru habercilik anlayışı ve emeğe verdiği değerle, yerel basına örnek teşkil eden bir yapıyla varlığını bu günlere taşıdı. Sayfalarında deneyimli kalemler yer alırken, genç gazeteciler için de bir okul işlevi gördü, onları meslekle buluşturdu. Basın Yasası çerçevesinde çalışmalarına ve basın kartı almalarına olanak sağladı.
Ayrıca, gazeteciliğin giderek zorlaştığı, işsizliğin arttığı, basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı bu dönemde, 9 Eylül Gazetesi, toplu iş sözleşmesi yapılan ilk yerel gazete olma özelliğini de kazandı. Bu da basın emekçilerinin haklarına duyulan saygının ve örgütlü yapıya verilen önemin açık bir göstergesi oldu.
Sektördeki teknolojik dönüşüme ayak uydurmak, gazeteciliğin geleceği için elzemdir. 9 Eylül Gazetesi, dijital medyada attığı sağlam adımlarla yalnızca bir gazete olarak kalmadı. Aynı zamanda bir medya grubuna dönüştü; televizyon haberciliği ve web yayıncılığı gibi alanlarda da varlık göstererek bu alandaki vizyonunu ortaya koydu. Tüm bu başarılar 9 Eylül’ü yalnızca İzmir’in değil, Türkiye’nin yüz akı gazetelerinden biri haline getirdi.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin göz bebeği olan 9 Eylül Gazetesi, halkın haber alma hakkı ve gerçek gazetecilik adına çıktığı bu yolda kararlılıkla yürümeye devam etmekte.
Ancak yol uzun, meşakkatli… Zira bu satırların yazıldığı 24 Temmuz Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü’nde SÖZCÜ TV“den sonra TELE1 ekranlarına da RTÜK tarafından karartma kararı geldi. Ülkemde basın-medya en karanlık dönemini yaşıyor. Bağımsız yayın kuruluşları ve bağımsız gazeteciler bu hukuksuzluğun hüküm sürdüğü iklimin kurbanları oluyor. Sansür ve otosansür altında gerçek gazeteciler bu baskılara var güçleriyle direnirken büyük bedeller ödüyor.
Demokrasi, çok seslilikle mümkündür. Özgür basın, güçlü toplumun temel taşıdır. Bu bilinçle, ayrımcılıktan uzak, ifade özgürlüğünün ve gazetecilik etiğinin hakim olduğu bir medya düzeni için inanıyorum ki her zaman üyesi olmaktan büyük gurur duyduğum İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve 9 Eylül Gazetesi, hukukun ve demokrasinin hüküm süreceği günlere kavuşana dek mücadelesini sürdürecektir.
79 yıllık süreçte İzmir Gazeteciler Cemiyetimize ve 13. yaşına gelen 9 Eylül Gazetemize emek verenlere saygıyla…
Nice yıllara İGC! Nice yıllara 9 Eylül! Nice özgür haberlere.