Türkiye'nin deprem gerçeği, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde yaşanan sarsıntıyla bir kez daha kendini hatırlattı. Depremin ardından vatandaşların endişeli sorularına sosyal medya hesabı üzerinden yanıt veren deneyimli jeofizik mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, bölgedeki sismik hareketliliğe ilişkin çarpıcı bir analiz paylaştı. Sındırgı depreminin İstanbul, İzmir ya da Denizli gibi büyük merkezlerde bir depremi tetiklemesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Ercan, özellikle Marmara Bölgesi'ne ilişkin rahatlatan bir öngörüde bulundu. Ancak Prof. Dr. Ercan, aynı rahatlığın Ege Bölgesi, özellikle de İzmir ve çevresi için geçerli olmadığının altını çizerek, bölgedeki birçok fay hattında biriken enerjiye dikkat çekti ve kritik bir uyarı listesi yayınladı.

Marmara rahat, Ege alarmda

Prof. Dr. Ercan, kamuoyunda en çok merak edilen İstanbul depremine ilişkin endişeleri bir nebze olsun dindiren ifadeler kullandı. "İstanbul’da en az 20-30 yıl bir deprem beklemiyorum. Marmara’da bir gerginlik yok" diyen Ercan, mevcut sismik verilerin Marmara Denizi ve çevresinde yakın bir tehlikeye işaret etmediğini belirtti. Bu açıklama, milyonlarca İstanbulluya derin bir nefes aldırsa da, Ege Bölgesi'nde yaşayanlar için aynı durum söz konusu değil. Ercan, analizinin odak noktasını Ege'ye çevirerek, bölgedeki çok sayıda aktif fay hattının enerji biriktirdiğini ve "gergin" bir durumda olduğunu ifade etti. Bu durum, Ege'nin depremselliğinin her an yeni sarsıntılarla kendini gösterebileceği anlamına geliyor ve bölge halkı için bir uyarı niteliği taşıyor.

İşte Ercan'ın 'gergin' olarak işaretlediği o noktalar

Deprem bilimci Prof. Dr. Ahmet Ercan, yaptığı değerlendirmede risk altında gördüğü bölgeleri açıkça sıralayarak, kamuoyunun dikkatini bu noktalara çekti. Ercan'a göre, Ege Bölgesi'nde şu anda sismik açıdan en hareketli ve gergin fay hatları şunlar:

  • Midilli, Dikili, Foça, Karaburun ve İzmir Körfezi'nin batı girişi: İzmir'i çevreleyen bu kuzey ve batı aksı, bölgedeki en aktif fay segmentlerini barındırıyor. Özellikle Midilli ve Foça'da geçmişte yaşanan depremler, bu hattın ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor.

  • Gediz-Kütahya arası: İç Ege'nin önemli fay zonlarından biri olan bu hat, geniş bir coğrafyayı etkileme potansiyeline sahip.

    YENİ İŞ İLANI | Tarım ve Orman Bakanlığı sözleşmeli personel alacak
    YENİ İŞ İLANI | Tarım ve Orman Bakanlığı sözleşmeli personel alacak
    İçeriği Görüntüle
  • Sarıgöl-Buldan-Sarayköy-Denizli hattı: Büyük Menderes grabeni üzerinde yer alan bu fay hattı, Denizli ve çevresi için birincil deprem kaynağı olarak biliniyor.

  • Muğla'da Köyceğiz, Ula, Ören, Bodrum ve İstanköy arası: Güney Ege'nin turizm merkezlerini de içine alan bu bölge, hem karada hem de denizde oldukça duyarlı ve aktif faylar içeriyor.

Ercan, bu bölgelerin deprem için enerji biriktirdiğini ve gergin olduğunu vurgularken, olası bir depremin tam zamanını, yerini ve büyüklüğünü bilmenin bilimsel olarak mümkün olmadığının altını çizdi.

'Yapınıza güvenmiyorsanız evinize girmeyin'

Prof. Dr. Ercan, Sındırgı ve Simav gibi yakın zamanda sarsıntı yaşayan bölgelerdeki vatandaşlara yönelik de hayati bir uyarıda bulundu. Bu bölgelerin birkaç gün daha depreme karşı duyarlı olacağını belirten Ercan, "Oradaki yurttaşlarımızın eğer yapılarına güvenmiyorlarsa akşamleyin evlerine girmemesini şiddetle öneririm" diyerek, hasarlı veya güvensiz binalardan uzak durulması gerektiğini vurguladı. Bu çağrı, artçı sarsıntıların hasarlı binalarda yaratabileceği yıkım riskine karşı alınması gereken en temel önlem olarak öne çıkıyor. Ercan, kalıcı çözüm için ise bir kez daha "yer-yapı güvenlik belgesi" sisteminin önemine dikkat çekti. Her yapı için bu belgenin çıkarılması ve tapuya işlenmesi gerektiğini belirten profesör, güvenlik belgesi uygun olmayan yapıların kiralanmasının ve satılmasının engellenmesiyle depreme karşı daha dirençli bir toplum oluşturulabileceğini savundu.

Kaynak: HABER MERKEZİ