Göztepe, 1925’den beri berabere kalıyor, yeniyor veya mağlup oluyor… Bu hafta beraberlik vardı. Kaybedilen iki puan ise Göztepe’yi olası bir liderlikten ve olası performans primi olarak 1 milyon TL’den fazla paradan etti.

Göztepe iyi başladığı maçta, takım halinde konsantrasyon kaybı yaşadığı ve defansının çok dağınık karşıladığı bir atakta yediği erken ve basit gol ile karşılaşmaya mağlup başladı. İlk devreyi nispeten temposuz oynayarak ama buna rağmen birkaç net pozisyonu boş geçerek mağlup bitirdi. İkinci yarı takım yine oldukça tempolu başladı ve Tripic ve yoruluncaya kadar yıllanmış şarap gibi lezzetli işler yapan Mossoro’nun asistlerinde Soner Aydoğdu ve Göztepe’de ilk resmi golünü atan İdeye ile öne geçti. İdeye’nin siftahı Göztepeliler için önemliydi. Takım İdeye’nin hızına uygun pasların sayısını artırırsa gelecek maçlar daha fazla skor bulabilir. İzmir’in tek Süperig temsilcisi hemen her zaman olduğu gibi galip duruma geçtikten sonra oyunu sahasında kabul etti, bu esnada etkili kontrataklar yaptıysa da son paslarda çok etkili olamayarak üçüncü gole ulaşamadı. Ve Göztepe uzatmalarda Alparslan Öztürk’ün anlaşılması zor bazılarına göre “Ben gitmek istiyorum” der gibi hareketi ile maçtan bir puan ile ayrıldı... Alparslan maç esnasında da kendi ortalamasının oldukça altında bir çizgideydi. Takımın çoğu gibi, Berkan Emir de bu sefer Marcelo gününde değildi. Beto ile karşılaştırmak gibi ağır bir yükün altında olan İrfan Can maç boyu daha kendine güvenliydi bariz bir hata yapmadı ve gollerde yapacak bir şeyi yoktu.

Türkiye’de hakemlerin çoğuna “futbolun katili Türk hakemi” yaftası yapıştırılmasının sebebi, video yardımcı hakemlere rağmen sonuca etki eden hata sayılarının hala çok fazla olması. Nispeten tecrübesiz Yasin Kol da pek çok sporsevere göre kötü bir yönetim sergiledi. Maç boyu iki takım adına da anlaşılması zor kararlar aldı, ilk devre Mossoro’ya yapılan harekette Göztepe’nin net bir penaltısını vermedi... Göztepe’nin yediği ikinci golde pozisyonun başlangıcında olmayan bir faul yarattı. İki takım adına da çift ayaklı sert faulleri, verdiği penaltı dahil pek çok pozisyonda sarı kartları atladı.

Üç haftada beş puan muhteşem olmasa da fena olmayan bir performans. Buna karşı 4. Haftada transferin bitmesine bir hafta kala henüz Göztepe kadrosu tamamlanmadı. Takımın tamamlanması için muhtemelen en az bir hafta daha var. Kadronun oturması da en az altı hafta daha gerektirecek. Bu süre geçinceye kadar eleştiride sakin olmak gerekiyor. Kadro oturuncaya kadar alınan her puan önemli. İlhan Palut Hoca maç sonrası takım yorulmasına rağmen değişiklikleri geç yapmakla eleştirildi. Daha erken değiştirse her şey daha güzel olur muydu hep dediğim gibi hayatta kontrol grubu yok. Mossoro’yu 60. dakikada değiştirse mesela, belki ikinci gol de olmayacaktı. Hoca tarafından bakarsam transferlerin bir kısmı hala gelmedi ya da çok geç geldi. Ek olarak kadro ne yazık ki ofansif seçenek açısından hala çok da zengin değil.

Futbolda en önemli ve zor olan şey gol atmak ise Göztepe bu açıdan şu an ligin en iyisi. Johan Cruyff’un sözleri ile futbol bir hata yapma, hatayı inceleyip ders çıkarma ve gocunmama süreci. İlhan Hoca ve ekibi atılan gol sayısını azaltmadan daha az gol yemeyi başaran bir sürece imza atabilirse, her şey daha da güzel olabilecek gibi gözüküyor.