''Sarmış yine afakını bir dud-ı muannid

Bir zulmet-i beyza ki peyapey mütezayid''

Tevfik Fikret'in İstanbul için yazdığı ünlü 'Sis' şiiri bu dizelerle başlar.

''Sarmış ufuklarını senin yine inatçı bir duman

Beyaz bir karanlık ki gittikçe artan''

Yaşamının büyük bir bölümü İkinci Abdülhamit'in baskı rejimi altında geçen Fikret, rejime söyleyemediklerini İstanbul üzerinden haykırmaktadır. Sis şiiri o güne kadar payitaht İstanbul için yazılmış en karamsar, en nefret dolu şiirdir.

İstanbul artık payitaht değil. Ancak yine ülkenin bir numaralı gündemi.1 8 gün sonra yapılacak Belediye Başkanlığı seçimi adeta bir genel seçim havasında.

Eşit olmayan koşullarda seçime gidiliyor. Devletin bütün olanakları AKP adayının elinde. Vali, kaymakamlar, belediye başkanları, bürokrasi, bazı sivil toplum örgütleri, parti desteğindeki troller, medya, tarikat ve cemaatler, şeyhler, şıhlar, mollalar, müritler, müteahhitler ve kanaat önderleri... Hepsi seferber olmuş durumda.

Sessiz bir operasyonla 31 Mart'ta sandığa gitmeyen seçmeni kuşatmaya çalışıyorlar.

Doğulu ve güneydoğulu aşiretler üzerinden aileleri denetim alına alma çabasındalar. Muhtarlar, ilçe belediye başkanları her seçmen için bire bir devreye giriyor.

AKP Genel Başkanının ve AKP adayının medyadaki resimlerini görüyor musunuz? Sarıklı, cübbeli bir takım adamlarla verdikleri resimler neyi ifade ediyor? İstanbul'u bunlarla mı yönetecekler? Büyük rantı bunlarla mı paylaşacaklar?

Toplu namazların, toplu iftarların amacı ne? AKP'nin mahalle temsilcilerinin bulunduğu mekanların ışıkları sahura kadar neden yanıyor?

Dini telkinlerin, siyasal baskıların dışında ekonomik destekler de gözden kaçmıyor. Daha önce sandığa gitmeyen bu seçmenlerin elektrik, su, doğalgaz faturalarının ödenmesi, Ramazan dolayısıyla TIR'larla dolu gıda maddelerinin dağıtılması, her aileden bir kişiye iş sözü verilmesi bu çabaların yalnızca bir bölümü.

Bütün bunların tek sebebi var. AKP kaygı, korku ve panik içerisinde. Hep söylüyorlardı; ''İstanbul'u kaybetmek ,Türkiye'yi kaybetmektir.'' Büyük rantı bırakmak istemiyorlar.

YSK'nın aldığı son kararda bile bunların parmağı var mı yok mu bilemiyoruz. 'Acaba çalacakları minarenin kılıfını mı hazırlıyorlar?' diye düşünmekten de kendimizi alamıyoruz.

Tevfik Fikret'in karamsar 'Sis' şiirinin ilk dizeleri ile başlamıştık. Vedat Türkali'nin İstanbul için yazdığı umut dolu şiirin son dizeleriyle bitirelim;

''Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul.

Bekle bizi...

...Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi.

Bekle dinamiti tarihin.

Bekle yumruklarımız

Haramilerin saltanatını yıksın.

Bekle o günler gelsin İstanbul bekle.

Sen bize layıksın..."

Tüm okurlarımın bayramını kutlar, umudun yitirilmediği çok güzel günler, mutlu bayramlar dilerim.