Türkiye, uluslararası arenada kritik bir diplomasi hamlesi gerçekleştiriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. Görüşmenin ritmi, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, Orta Doğu’daki dengeleri de yakından etkiliyor. Trump’ın Beyaz Saray’daki karşılama töreninde ifade ettiği saygı ve iş birliği mesajları, Türkiye-Amerika ilişkilerinde yeni bir dönemin işareti olarak yorumlanıyor. Erdoğan da F-16 ve F-35 alımı, Halk Bankası ile CAATSA yaptırımlarının kaldırılması gibi konuları masaya taşıdı.

ABD ile yeni bir dönemin işaretleri

Erdoğan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Gerek Sayın Trump’ın birinci döneminde gerekse ikinci dönemde Türkiye-Amerika ilişkilerinde farklı bir süreci yaşıyoruz” dedi. Trump ise Türkiye’nin stratejik önemini vurgulayarak, Erdoğan’ın muazzam bir ordu kurduğunu ve onunla uzun süredir dostane ilişkiler içerisinde olduklarını ifade etti. ABD-Türkiye ilişkilerinde F-16 ve F-35 konusunun öncelikli gündem maddesi olması, iki ülke arasındaki savunma iş birliğinin geleceğine dair önemli bir sinyal olarak yorumlanıyor.

Ekonomi ve enerji gündemi

Diplomasi masasında savunma kadar ekonomi ve enerji de kritik bir yer tutuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin sürdüğünü belirtti. Ticaret Bakanı Bolat ise ABD’li yatırımcıların Türkiye’yi benimsediğini vurgulayarak, küresel pazarlarda Türkiye’nin marka değerinin yükselmesi için kararlılık mesajı verdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise Türkiye ile ABD arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı’nın imzalandığını açıkladı. Bu gelişmeler, Türkiye’nin enerji güvenliği ve uluslararası iş birliğinde kritik adımlar attığını gösteriyor.

Bölgesel krizlerde Türkiye’nin rolü

Erdoğan-Trump görüşmesi, bölgesel krizlerin çözümünde Türkiye’nin rolünü de öne çıkarıyor. Trump, Türkiye’nin Rusya’dan petrol alımını durdurmasını umduğunu belirterek, Erdoğan’ın Orta Doğu’daki etkisini takdir etti. ABD’nin Batı Şeria’daki işgale müdahale etmeyeceğini açıklaması, İsrail-Filistin meselesine dair yeni bir dönemin habercisi oldu. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın BM Genel Kurulu’nda uzaktan bağlantıyla yaptığı konuşma, Gazze’deki insani krizin aciliyetini bir kez daha hatırlattı. Türkiye’nin bu süreçte ara bulucu rol üstlenmesi, diplomasi sahnesinde itibarını artırıyor.

İç gündem ve sosyal sorumluluk

Türkiye’de diplomasi ve ekonomi gündemleri yoğunlaşırken, içerde yaşanan trajik olaylar da toplumsal hafızayı sarsıyor. İstanbul ve Van’da yaşanan aile dramları, kaçak silah ve FETÖ soruşturmaları, hukukun ve adaletin her zaman kritik önemde olduğunu gösteriyor. Öte yandan, orman yangınlarından zarar gören İzmir’de yürütülen yoğun ağaçlandırma çalışmaları, çevresel sorumluluk ve yerel yönetimlerin duyarlılığı açısından umut veriyor.

Uluslararası gelişmeler

Dünya sahnesinde ise gelişmeler hız kesmiyor. İtalya ve Fransa’nın Gazze’ye destek amacıyla savaş gemilerini bölgeye yollaması, İsrail’in uluslararası hukuk ihlalleri, İran’ın İsrail’in nükleer belgelerini açıklaması ve Tayland’daki altyapı felaketi, küresel risklerin Türkiye’nin diplomasi ve güvenlik gündemini doğrudan etkileyebileceğini gösteriyor.