Türkçenin saygın, seçkin, erdemli emekçilerinden Emin Özdemir’in, “Erdemin Başı Dil” adlı yapıtı (Bilgi Y. 2000) TRT’de yaptığı söyleşilerden oluşan bir seçkidir.

Sunuş yazısının bir yerindeki sözlerini önemserim: “Söyleşi dizisine genel bir ad olarak Kaşgarlı Mahmut’un Divânü Lûgat-it Türk’te geçen atasözlerinden birini, Erdemin Başı Dil’i (erdem başı tıl) seçtim. Bu sözün sözlükte Arapça açıklamasının Türkçesi şöyledir: Faziletin (ya da hünerin, marifetin, meziyetin) başı dildir. Çünkü güzel söz söylemesini bilen kişi onunla şerefe erişir. Arapçada da buna benzer bir söz vardır: Kişi, dilin altında saklıdır.”

Erdem nedir, demeyeceğim. Eskiden Arapça fazilet sözcüğünü de çok kullanırdık, şimdi erdem sözcüğünü dilimizden düşürmüyoruz. İyi de “ahlaklı olmanın gerektirdiği doğruluk, yardımseverlik, yiğitlik, bilgelik, alçakgönüllülük, iyi yüreklilik, ölçülülük gibi niteliklerin ortak adı” olan erdemin hakkını verebiliyor muyuz sahi?

Giderek sevgisizleşen, çabuk öfkelenen, kabalaşan, kavgaya tutuşan, şiddetin kılıcına sarılan, çirkinleşen insanlar çoğaldı çevremizde. Sokakta, sanalda, medyada, dergilerde, her ortamda bu yoz, saldırgan dili kullananların sayısındaki artış insanı ürkütüyor doğrusu.

Kimi zaman edebiyatçı geçinen, dergilere yazan, dergiler çıkaran, yapıtlara imza atanlardan bile sanatın, edebiyatın sevgi dilini, erdemli duruşunu unutanları kaygıyla, üzüntüyle izliyorum. Kara çalmaları, yersiz sataşmaları, kıskançlıkları, ağız dalaşlarını edebiyatın, sanatın, kültürün diline yakıştıramıyorum.

Bunu neden anlattığımı da bir başka yazımda paylaşacağım bir gün. Ama ben Vefa İstasyonu’na getireceğim sözü.

Vefa İstasyonu’nda bir yazın emekçisi: Ömer Akşahan

Ömer Akşahan, Tmolos Edebiyat’ın Şubat 2016 sayısında “Dostluğa Dair” yazısında, yazarların, devletlerin dostluk ilişkilerine değiniyor, özellikle bir zamanlar sokaklarda yaşanan komşuluk ilişkilerine, dostluklara da vurgu yaparak şunları yazıyordu: “Eğer olaylara geniş pencereden bakar; doğruluğuna, dürüstlüğüne güvendiğimiz arkadaşların hayallerine ortak olursak hayatımız zenginleşir, aradığımız dostluğu onlarda bulabiliriz.”

Bu sözleri eden Ömer Akşahan’a katılmamak olası mı? Kimdir Ömer Akşahan? Bir eğitimci, öğretmen, şair, yazar, dergici… 1953 doğumlu. Akşahan 1990 yılında dört sayılık ömrü olan “Ödemiş Efe” dergisini çıkarır. Almanya’da bulunduğu yıllarda Almanca bir derginin sorumluluğunu üstlenir.

Yıllar sonra dağ tanrısı anlamına gelen, Ödemiş Bozdağ’ın mitolojik adından esinlenerek Tmolos Dergisi'ni 2012 Nisan’ında yayımlamaya başlar.

Tmolos, Ödemiş’te yayın yaşamını sürdürüyor. Sevgiyle, hevesle yaşatmaya çalışıyor dergisini Akşahan. Bir yazın-sanat dergisini sürdürmek kolay değil elbet. Ne var ki o yılmadan, yorulmadan bunu başarıyor.

İşte Vefa İstasyonu örneği olarak 35'inci konuğumuzu ağırlayacağız bu akşam. Bir edebiyat emekçisi Tmolos Dergisi’nin sorumlusu Ömer Akşahan’ı…

Türkân Saylan Kültür Merkezi’nde saat 18’de başlayacak etkinlikte Bekir Keskin, Mehmet Özcan, Mustafa Ali Kasap, Ömer Akşahan için konuşacaklar. İki şair Mehmet Genç ve Özlem Tezcan Dertsiz şiirlerini seslendirecekler. Mehmet Ümit Görgülü’nün bağlamasından ezgiler dinleyeceğiz.

Söz ustası Yunus Bekir Yurdakul geceyi sunacak, ben de konuşma masasını yönetmeye çalışacağım. Bu geceye emeği geçen Ferhat İşlek’i, Osman Akabaşak’ı, Vefa İstasyonu’nun vefalı dostlarını da alkışlayarak…

Sevgiye, vefaya, erdeme, barışa, aydınlanmaya inanan, yaşamla buluşan tüm dostlara, insanlara saygıyla…