Önümüzdeki Pazartesi 21 Mart’ta birkaç özel günü birden anacağız. İlki Nevruz, baharın, yenilenmenin müjdecisi. Mezopotamya’dan Orta Asya’ya uzanan çok geniş bir coğrafyada kutlanan bu günle, Dünya Şiir Günü’nün aynı tarihe rastlaması tesadüf olmasa gerek. 21 Mart günü, 1999 yılında Unesco tarafından Dünya Şiir Günü olarak kabul edilmiş. Aynı tarihin Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu’nda Uluslararası Irk Ayrımıyla Mücadele Günü olarak ilan edilmesinin nedeni ise farklı: 1960 yılının 21 Mart’ında Güney Afrika’nın Sharpeville kentinde Apartheid yasalarını protesto eden 69 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliam.

Ayrımcılıkla savaşım, dünyada kalıcı barışa giden yolda önemli bir durak. Şiirse barış savaşımında elimizi güçlendiren bir araç. Bu iki günün Nevruz / Newroz’la aynı günde kutlanması son derece anlamlı. Bu gün, İzmir’de şiirle insanı buluşturan üç etkinlik düzenleniyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, saat 15’te Kent Kütüphanesi bahçesinde “Barışa Adanmış Şiirler” başlığı altında, Tuğrul Keskin, Ünal Ersözlü, Aydın Şimşek, Hüseyin Yurttaş, Fergun Özelli, Bilsen Başaran’ın da aralarında olduğu kalabalık bir şair grubunun katıldığı bir etkinlik düzenliyor. Karşıyaka Belediyesi’nin düzenlediği “Dünyada Barış Dünyada Şiir” başlıklı etkinlikte ise, Aslıhan Tüylüoğlu’nun sunumu, Veysel Çolak’ın açış konuşması ve Dünya Şiir Günü Bildirisinin okunmasının ardından bir şiir ve müzik dinletisiyer alacak. İzmirli sanatseverlerin bu etkinlikleri kaçırmayacağını umuyorum.

Veysel Koçak, sosyal medya hesabında yaptığı bir paylaşımda “Bir şiir etkinliği düzenlemek roman, hikaye… yazmak gibi bir eylemdir. Giriş, gelişme, sonuç bölümleri ve özellikle bir anafikri olmalıdır. Bu anafikir şiirin önemini vurgulamalı, örgütleyici olmalıdır. Şiir etkinlikleri küçük burjuva kariyerizmini beslememeli, şiiri bir araç gibi konumuna indirgememelidir” diyor. Bu yılki etkinliğin ‘barış’ teması etrafında oluşturulması son derece anlamlı. Keşke, Ukraynalı ve Rus şairlerin barış şiirlerine de yer verilebilse… Batı dünyasının, Rus sanatçıların tümünü aynı sepete koyan yasakçı tavrına iyi bir yanıt olurdu. Sanatçıların savaşta bir sorumluluğu olmadığı gibi, büyük kısmı savaş karşıtı yapıtlarıyla dünya edebiyatına ve dünya barışına katkı sunmuştur.

Karşıyaka’daki toplantı, bugün saat 14.00’de, Karşıyaka Belediyesi Çarşı Kültür Merkezi’nde. Henüz yolu bu merkeze düşmemiş olanlar için açık adresi de verelim: Şükran Kurdakul Sokak, No: 11. Dünya Şiir Günü’nü bir şairin adının verildiği bir sokakta kutlanmasından daha güzel ne olabilir? İzmir’de Kurdakul’un yanı sıra Can Yücel Sokağı var, Şair Eşref Bulvarı, Neyzen Tevfik Caddesi, Necati Cumalı Caddesi, Nazım Hikmet caddesi, Özdemir Nutku, Atilla İlhan, Salah Birsel, Aşık Veysel sokakları var… Bu vesileyle büyük ozan Veysel’i ölüm yıldönümü olan 21 Mart’ta saygıyla anıyorum.

Sanatçılarımızın adını, caddelerde, sokaklarda yaşatan çok az kentimiz var. İstanbul’da, Yunus Emre, Şair Nedim, Reşat Nuri Güntekin, Ömer Seyfettin, Yahya Kemal Bayatlı, Yaşar Kemal, Melih Cevdat Anday, Adnan Saygun, Tuncel Kurtiz, Münir Özkul gibi sanatçılarımızın adını taşıyan sokaklar var. Bu iki kentimizin yanı sıra, Diyarbakır’da Ziya Gökalp caddesi, Nazım Hikmet caddesi, Ahmed Arif caddesi, Cahit Sıtkı Tarancı sokak; Bursa’da Ahmet Hamdi Tanpınar caddesi; Malatya’da Kenan Işık caddesi, Ahmet Kaya sokak; Mersin’de Nevit Kodallı caddesi var. Cevat Şakir, Zeki Müren ve Fatma Girik gibi sanatçılarımızın adını yaşadıkları sokaklara veren Bodrum Belediyesi de ilçelerimiz arasında ön sırada.

Şairlerin, yazarların, müzisyenlerin adını caddelere, sokaklara vermiş başka kentlerimizde varmıdır acaba? Hava limanlarımızı hiç sormuyorum! Oysa, dünyada sanatçıların adıyla anılan havalimanlarının sayısı epeyce fazla. Budapeşte havalimanı Frederic Chopin, Budapeşte Franz Liszt, Donetsk Sergey Prokofiev, Liverpool John Lennon, Parma Giuseppe Verdi, Salzburg Mozart, New Orleans Louis Armstrong… Bizde ise devlet büyüklerinin adı veriliyor havalimanlarına…

Türkiye Yazarlar Sendikası bu yılki Dünya Şiir Günü bildirgesini Gülsüm Cengiz’den istemiş. Cengiz’in bildirgesinin son satırları ile veda edelim: “Her şair, kendi çağını, dünyasını yaşar; yüreğindeki kabuğu çatlatıp yaşam kök saldığında, yaşam ona şiirin yolunu gösterir. Şair yaşamdan damıttığı şiirleriyle, insanın daha güzel bir dünyada yaşamaisteğine, özgürleşme mücadelesine güç verir. Çünkü ‘Şiir yaşam içindir! / Tanıklık etmelidir gününe, / yaşamı savunmalıdır şiir!”