Çok hoşlanmadığım sözcüktür.
Birilerine bir şeyler anlatırsın, o aksini yapar sonra da olumsuz sonuç çıkar.
Karşısına geçip “ben sana demiştim” demek komiktir.
Çünkü yapan, yapacağını yapmıştır zaten...

***

Milletvekili aday listeleri açıklandığında, AKP'nin Mardin milletvekili olan ismin İzmir'e getirilmesinin doğru olmadığını yazmıştım.
Hemşehricilik ilişkisine dayanan siyasetin yarardan çok zarar getirdiğini, seçmende olumsuz etki yarattığını vurgulamıştım.
Sözüm, başka şehirlerden İzmir'e bir biçimde gelmiş, hayatını burada kazanmış ve devam ettirenlere değildi asla.
Öyle olsa kendimi inkar etmiş olurdum.
Nitekim de öyle oldu...

***

Önce AKP içinden sesler yükselmeye başladı.
Mardin'den milletvekili olmuş birinin ne işi vardı İzmir'de.
Tepkiler “ekonomik nedenlerle” uzun sürmedi, yumuşatıldı.
Ardından ise tavırlar tartışılmaya başlandı.

***

İktidar partisinin içinde, geçmişte de benzeri görünen adaylık için şu günlerde sıkça duyduğum sözcük “burnundan kıl aldırmıyor...”
“Benzerini aratmıyor” diye başlayan eleştirilere her geçen gün bir yenisi ekleniyor.
Bırakın İzmirlileri, kendi hemşehrileri arasında bile yükselen bu sese kulak verir mi?
Tanıyanlara göre vermez...

***

İki gece önce Mardinliler Federasyonu'nun sahuruna katılan kadın vekil adayımız demiş ki; “Büyük bir temsiliyet hasretiniz vardı. Bu da genel merkezimiz tarafından görüldü ve benim buraya adaylığımla ile birlikte bu hasret sona ermiştir. İlk 2 gün birazcık çıtırdamalar oldu ama onun dışında hiç bir sorun şu ana kadar yaşanmadı...”
Çıtırdamalar olmuş demek ki...
Şu ya da bu gerekçeyle İzmir'e gelmiş, hayatını burada kazanıp sürdüren binlerce Mardinli, İzmir milletvekili değil, Mardin milletvekili seçecek sanırsınız.
O zaman sormak gerekir.
Konyalılara, Trabzonlulara, Diyarbakırlılara, Göçmenlere ziyarete gittiğinizde ne diyeceksiniz?
İzmir milletvekili olarak bütün İzmir'de yaşayanları mı kucaklayacaksınız yoksa sadece Mardinlileri mi?
O zaman niye geldiniz İzmir'e?
Devam etseydiniz Mardin milletvekili olarak, Mardinlilerin sorunlarını Ankara'ya taşısaydınız.
Yoksa parti içinde tartışıldığı gibi Mardin'den aday olmanızı istemediler mi?

***

Gelelim Karabağlar'da yaşanan bir başka olaya.
Bir sivil toplum örgütünün Karabağlar Şubesi üyesi bir grup kadın, hem sorunları dinlemek hem de proje geliştirmek için Karabağlar'daki mahalleleri geziyorlar.
Kapısını çalıp sorunlarını dinledikleri bir kadın, mahalle muhtarlarının insanlar arasında ayrım yaptığını söylüyor.
Nasıl olduğunu sorduklarında ise, “Aylar önce muhtar gelip hangi partiye oy vereceğimizi sordu. Onun notlarına göre şimdi AKP'ye oy vereceğini söyleyenlerin dışındakilere yardım edilmiyor. Aynı sokakta yaşayan insanlar arasında ayrım yapılıyor” diye derdini anlatmış.
STK üyelerinin, “Madem biliyordunuz, AKP'ye oy vereceğim deseydiniz de yardımlardan yararlansaydınız. Sonra da oyunuzu istediğinize verirdiniz” önerisine ise şu tepkiyi göstermiş:
“İçimiz neyse dışımız da o. İki paket makarna, bir torba kömür için yalan söyleyecek halimiz yok. Biz Mardinliyiz, yalan bize yakışmaz...”

***

Bu ülkenin insanı ders vermeyi çok sever.
Özgürlüğüne de gururuna da çok düşkündür.
Alnından öpülecek işler yapar, hem de en zor zamanda.
Ben size demiştim...