Özgür Özel’in ve CHP’nin son zamanlarda gösterdiği performans beklentilerin hayli üzerine çıktı. Diploma iptali ve tutuklama gibi hukuksal dayanağı olmayan girişimler, başlangıçta erken olduğunu düşündüğüm İmamoğlu’nun aday gösterilmesinin zamanlamasının da son derece doğru olduğunu kanıtladı. 

CHP’nin son zamanlarda geliştirdiği imza kampanyaları, AKP’nin kalesi olarak bilinen yerlerde görkemli mitingler düzenleme gibi stratejiler başarıya ulaştı ve AKP ile MHP’nin oyları hızla düştü. Bu düşüşü durdurmak, seçmenlerini konsolide etmek için Erdoğan ve Bahçeli üsluplarını sertleştirdiler. Erdoğan’ın kullandığı ‘telef’ ifadesi, kısa vadede seçmenlerini konsolide edebilir, ama uzun vadede ekonomik sıkıntıların da artışıyla ters tepecektir.

CHP’nin oy oranlarını arttırmak için yakında yeni ve başarılı stratejiler geliştireceğini düşünüyorum. İlk aklıma gelen iki stratejiyi (Silivri İttifakı ve En iyi Savunma Hücumdur) yazacağım, bugün.

SİLİVRİ İTTİFAKI

Erdoğan’ın en korktuğu siyasetçi İmamoğlu; Bahçeli’nin en çok çekindiği liderse Prof. Dr. Ümit Özdağ; İmamoğlu’nun AKP’den, Özdağ’ınsa MHP’den oy koparma potansiyelleri çok yüksek, çünkü… Ve her ikisi de tesadüfen (!) Silivri’de bulunuyorlar. Özdağ yakın zamanda görüştüğü Ajans Muhbir yöneticisi Serkan Kafkas’a “İmamoğlu ile denk gelmememiz için bir çaba var sanki. Görüş odalarının bir ucunda o oluyor, diğer ucunda ben” demiş. Nedenini ben söyleyeyim: Bu ikilinin bir araya gelmesiyle önemli bir sinerjinin ortaya çıkacağını ve bu sinerjinin geleceğin Türkiye’sinde ‘Her şeyin çok daha güzel olmasını’ sağlayacağını biliyorlar. İmamoğlu ile Özdağ’ın bir araya gelmelerini bir süre daha önleyebilirler, ama bu dönemdeÖzgür Özel ile Zafer Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu bir araya gelip, gelecekteki olası bir ittifakın yapı taşlarını hazırlayabilirler. Bu ittifaka İYİ Parti de eşlik edebilir. Ayrıca, Zafer Partisi ile İYİ Parti arasında en azından ittifak, belki de birleşmenin alt yapısı oluşabilir. Muhalefet birleşince, kamuoyu yoklamalarındaki oy oranları yükselecek; tünelin ucundaki ışık görülünce, AKP ve MHP’den kopuşlar daha da hızlanacaktır. Kritik eşiğin üçte iki yani yüzde 66 olduğu kanısındayım. Diğer deyişle, Cumhur İttifakı’nın oyu üçte bire indiğinde ‘Erken seçim’ kaçınılmaz olacaktır.Bu oran hedef olarak gösterilebilir.

EN İYİ SAVUNMA HÜCUMDUR

Özgür Özel yapılan haksız ve hukuksuz saldırılara karşı daha çok savunma yapmak zorunda kaldı, bugüne kadar. AKP’nin güçlü olduğu yerleşim yerlerinde yapılan mitingler ilk saldırı denemeleriydi ve çok başarılı oldu. Üzeri örtülmüş eski defterlerin açılmasıyla ve etki yaratacak sorularla daha güçlü ve etkili saldırıları geliştirilebilir.Elde çok malzeme var; ilk aklıma gelenler FETÖ’ye verilen destek, 17-25 Aralıksüreci, Gar Katliamı (Davutoğlu’na da sorulmalı), Sinan Ateş cinayeti, Kıbrıs’taki iddialar ve gemicikler…

“‘Kandırıldım’ deyince suçtan kurtulmak olası mı?” diye sorulabilir, “Gelin, geçmişteki ve bugünkü iddialarla ilgili somut verileri karşılaştıralım” önerisi getirilebilir; örneğin İmamoğlu ile Erdoğan’ın (varsa) diplomaları karşılaştırılabilir.

İmamoğlu hakkında yapılan gerçek dışı haberler için TV kanalları, gazeteciler ve RTÜK'e 200’ün üzerinde suç duyurusunda bulunmuş. Çok doğru hamle, tam da söylemek istediğim buydu…

HER ŞEY GÜZEL ÇOK DAHA GÜZEL OLACAK…