Zorlu krizin ardından, umut kapılarını ardına kadar açan sihirli anahtar ‘KİY’in açılımı şöyle: Kılıçdaroğlu-İmamoğlu-Yavaş…

Bu sihirli anahtar sayesinde sadece yaklaşık yüzde 60 oy oranıyla cumhurbaşkanlığı koltuğuna ulaşılmayacak, Meclis’te ezici bir üstünlük, belki de üçte iki çoğunluk elde edilecek, tahminimce. Millet İttifakı’na çok geniş bir hareket alanı sağlayan anahtar, aynı zamanda Cumhur İttifakı’nın elini kolunu sıkı sıkı kilitleme özelliğine de sahip. Tüm bunlara rağmen, hep birlikte gevşemeden, yoğun biçimde çalışmalıyız ki olabildiğince ezici bir zafer kazanalım. Böyle bir zafer, AKP’yi zayıf düşürecek, MHP’nin belki de sonunu getirecektir.

NEDEN MÜKEMMEL?

‘KİY Formülü’nün cumhurbaşkanlığı seçiminde açık ara kazandırmasının nedeni CHP, İYİ Parti, HDP, TİP, DEVA, Gelecek, Saadet, Demokrat Parti gibi partilerin çok büyük bölümünün oylarını toplarken, İmamoğlu sayesinde İstanbul ve Karadeniz Bölgesi’ndeki, Yavaş sayesinde Ankara ve İç Anadolu’daki AKP ve MHP seçmenlerinden de oy çalacak olması. İmamoğlu ve Yavaş işbirliğinin, Kılıçdaroğlu’na fazladan en az yüzde 7-8, belki de 10 oranında oy sağlayacağını düşünüyorum. İlk kamuoyu araştırmaları bu görüşümü destekliyor. Sonuçta, Akşener’in yaptığı hatalı konuşma son derece yararlı oldu. Kılıçdaroğlu’nun Akşener’i onurlandırması ve teşekkür etmesi çok doğru bir yaklaşım.

Duyduğum andan beri, bu mükemmel formülü önceden neden düşünemedim diye hayıflanıyorum; üstelik çok da yaklaşmışım. İki ay önceki ‘Erdoğan’ı yenecek B Planı’ başlıklı yazıda özetle, aday belirlenirken, en büyük zorluğun HDP ve İYİ Parti seçmenlerinin birbirlerini itmeleri olduğunu, Kılıçdaroğlu veya Yavaş’ın tek başına aday gösterilmesinin bölünmelere yol açabileceğini yazmışım. A Planı olarak hem İYİ Parti’den hem HDP’den oy alabilen İmamoğlu’nun tek aday gösterilebileceğini; mahkeme yoluyla önünün kesilmesi tehlikesine karşı ise B Planı olarak, Kılıçdaroğlu ve Yavaş’ın birlikte aday olmalarını, meydanlara birlikte çıkarak propaganda yapmalarını önermiştim. Bu A ve B planlarının birleştirilip, düzenlenmesiyle oluşturulmuş ‘KİY Formülü’, her iki planın dezavantajlarını gidererek, muhalefet seçmenlerini kenetledi ve zaferi ilk turda açık arayla sağlayacak gibi duruyor.

‘KİY Formülü’ iktidara bölünme sayesinde gelen ve iktidarını bölerek sürdüren Erdoğan’ın elini kolunu bağlamış durumda. Din sömürüsü yapsa, karşısında camide Yasin okuyan, daha yeni Umre’ye gitmiş bir ‘İmam’ oğlu; ırk sömürüsü yapsa, milliyetçi kökenli Yavaş var... Yola çıkarken Erdoğan’ın yanında bulunan liyakatli insanlar, artık karşısında. Kaybedeceğini anlayınca aday olmayabilir; Yüksek Seçim Kurulu buna yönelik bir karar alabilir.

NE YAPMALI?

Son 20 yılda Atatürk ilkelerinin, özellikle laikliğin, antiemperyalizmin ve hukuk devletinin önemini daha iyi kavradık. Toplumun geniş kesimi artık kendisini Atatürkçü olarak tanımlıyor ve Meclis’te daha fazla Atatürkçü milletvekili görmek istiyor. Özellikle CHP ve İYİ Parti bu sese kulak verirse, muhalefet Meclis’te üçte iki çoğunluğu elde edebilir. İzmir’in başarılı Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de yeni gelecek yönetime özellikle kültür, turizm ve tarım gibi birçok konuda yol gösterici olacaktır.

Millet İttifakı’nın kenetlenmesi o kadar güçlü oldu ki açılması son derece güç. Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti ile HDP arasında üstleneceği tampon görevi, ittifakın sigortası olacaktır.

Deprem sonrasındaki beceriksizlik bütün yaldızları döktü, Cumhur İttifakı’nın söyleyeceği veya yapabileceği pek bir şey kalmadı; para basmak ve doğalgaz çıkarmaktan başka…