28’inde Karşıyaka’nın çarşısında, akşamı Bostanlı pazaryerinde başladım Cumhuriyet’in 94. Yılı'nı kutlamaya. 29’unda mahallemizin Mehmet Seniye Özbey İlkokulunun bahçesinde, her birini gözlerinden öperim, çocuklarımızın coşkusuna katıldım. Cumhuriyetin pırıl pırıl öğretmenlerinin elinde, özenle, sorumlulukla yetişiyorlar, ne güzel! Ada ile arkadaşlarının şiirleri, şarkıları ve neşeleri arasında, Cumhuriyet ırmağında yolculuklara çıktım. Her kıvrımında bir şair, güzelim söğütler, zeytinler, iğdeler uzatıyordu suya.
“Farzdır Cumhuriyet” diyordu Can Yücel. “O çocuklar büyüyecek” diyordu Edip Cansever. Melih Cevdet Anday “Uyumayacaksın / Memleketin hali / Seni seslerle uyandıracak / Oturup yazacaksın” diyordu, nasıl duymazlıktan gelirsin? Halim Yağcıoğlu, Mustafa Kemal’in sesiyle karıştırıyordu nehri: “Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla / Bu vatan, bu canım vatan sizden çalışmak ister.” Dilediği kadar dil uzatmaya çalışsın körü sağırı alçağı, Attila İlhan adresini veriyordu Büyük İnsan'ın: “Kalpaklı bir süvari dolaşırmış gizlilerde / Köylüler böyle diyorlar yatsıları/ Kemal Paşa’dır diyorlar…” Külebi’den Aşık Veysel’e, Nazım Hikmet’ten Aşık Mahsuni’ye, köpük köpüktüler adı Cumhuriyet denen o dev nehirde.
Şimdi o ilkokul bahçesinde, yobaza, liboşa, sözüm ona solcuya, kandan kinden beslenene, yalancıya talancıya cahile ayıracak zaman yoktu. Cumhuriyetti işte yaşanan bayramın adı. Ustalar bağışlasın, bir şiir yazdım:
Şerefine memleket
En kötü Cumhuriyetimiz böyle olsun
daha bunun rüzgârla sevişen tarlaları
tam eşitlik, net özgürlük, kesin bağımsızlık
buram buram insan hakları kokanı var
En kötü Cumhuriyetimiz böyle olsun
daha bunun türkü söyleyen fabrikaları
emeğin tüttüğü sofralara koşan çocukları
ormanların denizlere selam söyleyeni var
En kötü Cumhuriyetimiz böyle olsun
daha bunun aydınlıklara açılan kapıları
faşizme hayır yaşasın cümle aşkları
karanlığı gayya kuyularına atanı var
En kötü Cumhuriyetimiz böyle olsun
daha bunun açılmamış sayfaları
kalemi kalbi, defteri bulut, mürekkebi insan
her satırında devrim yazanı var
En kötü Cumhuriyetimiz böyle olsun
parantez diyen yobazın zehrine inat
bu daha ön söz diyen bugünleri
köpürdükçe köpüren yarınları var
Ömrüm ömrüne, gönlüm gönlüne
unutulmuş mezar taşlarından
bebeklerin ilk gülüşüne
düşüne ve gerçeğine
Şerefine memleket!
Ve o büyük nehre bıraktım usulca, bir ilkokul bahçesinde. Yaşasın Cumhuriyetimiz!