Temmuz ayının sonunda Türkiye’deki tüm hayvan hakları savunucularının yüzünü güldüren bir gelişme yaşandı. Kozmetik ürünlerin hayvanlar üzerinde test edilmesi, AB ülkelerinden sonra ülkemizde de yasaklandı.
Kozmetik Yönetmeliğinde yapılan değişiklik sonunda, yönetmeliğe eklenen yeni bir madde ile hayvanlar, güzellik sektörü uğruna işkence görmekten kurtulmuş oldu.
Her yıl yeni ürünlerin denenmesi amacıyla AB ülkelerinde yaklaşık 38 bin hayvan gereksiz bir biçimde çeşitli acılara maruz bırakılarak ötenazi ile öldürülüyordu. Türkiye’de ise tam rakam bilinmiyor. Yalnızca bu açıdan bile hayvanlar üzerinde deney işkencesinin yasaklanmasının ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor.
***
Belki bu yönetmelik değişikliği medyada yeterince ses getirmedi ancak hayvanseverler için bu çok önemli bir adım.
Bu değişiklikte Vegan & Vejetaryenler Derneği Türkiye’nin change.org üzerinden başlattığı ve 20 bine yakın imza ile desteklenen kampanyası da etkili oldu.
Elimize ve yüzüme, yumuşacık ve pürüzsüz olsun diye sürdüğümüz kremler, tenimize sıktığımız hoş kokulu deodorant ve parfümler, kadınları güzelleştiren makyaj ürünleri... Maalesef bu renkli ve cazibeli sektörün ardında gizlenen, dehşet verici bir dünya var.
Kampanya sayfasında derneğin paylaştığı bilgi ve veriler hayvan deneyleri ile ilgili detaylı bilgisi olmayanları bilgilendiriyor.
Derneğin paylaştığı çarpıcı yazıda hayvanlar üzerinde yapılan üç farklı test anlatılıyor.
Biraz özetleyerek sizlerle de paylaşmak isterim;
Draize Testleri: Draize göz tahriş testlerinde hayvanlar genellikle sadece başlarını dışarıda bırakan aletlere sıkıştırılıyor. Böylece hayvanın gözünü kaşıması ya da ovuşturması engelleniyor. Test edilmek istenen madde (örneğin, göz farı, rimel, çamaşır suyu, şampuan vb.) her bir tavşanın tek bir gözüne damlatılıyor veya sürülüyor. 3 haftaya kadar uzayabilen testlerde tavşanlar her gün gözlemlenerek, gözlerinde şişme, çıban, enfeksiyon ve kanama olup olmadığı saptanıyor. Bazı maddeler o kadar ciddi bir hasara yol açıyor ki, tavşanların gözleri bütün temel niteliklerini kaybediyor.
LD 50 (Lethal Dose – Yüksek Doz) Testleri: Bir maddenin ne derece zehirli olduğunu belirlemek için “akut oral toksisite testleri” yapılıyor. Hayvanlara, ruj ve kâğıt gibi yenmeyen maddeler de olmak üzere, çok çeşitli maddeler ya zorla ya da boğazlarına soktukları bir tüple yediriliyor. Standart testler 14 gün süreyle uygulanıyor, hayvanlar hayatta kalırsa bazı deneyler 6 ay bile sürebiliyor. Deney süresince hayvanlarda kusma, ishal, felç, kasılma ve iç kanama gibi klasik zehirlenme semptomlarına rastlanıyor.
Dermal Toksisite Testleri: Dermal Toksisite Testleri’nde, ciltlerine madde tatbik etmek amacıyla tavşanların kürkleri kazınıyor ve madde hayvanın cildine uygulanıyor. Tahriş olan yerlerini kaşımalarını önlemek amacıyla hayvanlar hareket edemeyecekleri kutulara sıkıştırılıyor veya bir boyunlukla bu engelleniyor. Cilt kanayabiliyor, kabarabiliyor ve soyulabiliyor.
***
Tüm bunları okuyup da, hayvanlar üzerinde deneyi “normal” karşılamak mümkün mü?
Aslında, sadece kozmetik sektörü değil hayvanların “insanlık” uğruna işkence gördüğü hiçbir uygulamayı kabul etmek mümkün değil.
İnsanlığı geliştirelim derken, insanlıktan çıkmamak lazım.