40 binden fazla kişi gözaltında. 20 bin kişi tutuklandı. Kamu kurumlarında 80 bin kişi görevden uzaklaştırıldı. Askerler, polisler, akademisyenler, bürokratlar, medya ve yargı mensupları, iş adamları...

Her kesimden, her meslekten binlerce kişi...

FETÖ'ye ister bağış, ister himmet, ister maddi, ister manevi destek veren on binlerce kişi yargı önünde hesap verecek. Peki nerede siyasiler?

AKP ya da diğer siyasi partilere nüfuz edememiş mi bu hain örgüt? Geçiniz efendim, geçiniz. Bu temizliği kendi içinizde gerçekleştiremediğiniz sürece hiçbir yere varamayacağınızı bilmiyor musunuz? Bilmemeniz mümkün değil. On binlerce kişiyi 15 Temmuz'dan sonra bir hafta içinde mi keşfettiniz? Bu darbe girişiminin siyasi ayağını bal gibi biliyorsunuz. Haydi toplayın cesaretinizi. Temizleyin şimdi bağırsaklarınızı.

Ne diyordu anlı-şanlı Bülent Arınç'ınız Türk Ordusunun kahraman, onurlu subayları zindanlara atılırken; “Türkiye bağırsaklarını temizliyor.”

Yetinmiyor, alçak FETÖ'cü yargıçlar atanırken; “Kurban olduğum Allahım, verdikçe veriyor” diyordu.

Peki bir dönemde “Cemaat devleti ele geçirdi.” iddialarına partinizin en önemli adamlarından Hüseyin Çelik'in “Buna kargalar bile güler.” demesini ya da dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in n diyenlere, “Bunlar PR çalışması” demesini nereye koyacaksınız?

Şimdi 17-25 Aralık'ı milat olarak kabul edip, öncesini aklamaya çalışırsanız kaybeden siz olursunuz. 3 tane belediye başkanı, 5 tane ilçe başkanıyla bu işin içinden sıyrılamazsınız. Teşkilatınız, milletvekilleriniz ne alemde? Hepsini biliyorsunuz.

Aydınlık Gazetesi geçtiğimiz günlerde, darbe girişiminin başarılı olması halinde kimin başbakan, kimlerin bakan olacağını ad ve soyadlarının baş harfleriyle yayınladı. MİT'in bu isimleri bilmemesi mümkün mü? Açıklayın, yargı önüne çıkarın bu isimleri.

Hangi milletvekili bu darbeye karışmış, hangisi seçim bölgesinde bu terör örgütüne yardım ve yataklık yapmış? Neden korkuyorsunuz? Yoksa Meclis'te çoğunluğu kaybetme tehlikesi mi görüyorsunuz? Merak etmeyin diğer partilerde de sizdeki kadar olmasa bile bu örgütle ilişkisi olan insanlar mutlaka çıkacaktır.

Asıl konu bu ilişkilerin ne boyutta olduğudur. Bakın Adalet Bakanınız 2011 yılında Fetullah Gülen'le ilgili partinizi uyaranlara karşı neler demiş;

Fetullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir. Seversiniz, sevmezsiniz. Ama değerli bir insandır. Bilge bir insandır. Bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şeyi de açık. Devletin denetimi, gözetimi altında açık.”

Şimdi sizlere düşen, devletin denetimi ve gözetimi altında hizmet veren bu hain örgütün siyasi ayağını kuyruklarından yakalayıp adalete teslim etmektir.