Başımıza ne geldiyse bu cehaletten geliyor.
Eylül ayı içerisinde bir devlet kurumu dini içerikli bir iş yapacak.
Bunun için güzel sesli mevlidan hoca arıyor.
“Olacaksa kralı olsun” diyor…
Temasa geçiliyor…
Ankara’da bir büyük caminin imamına ulaşıyorlar.
Cevap geliyor 5 bin artı yol artı konaklama…
Bir de İstanbul’un merkezindeki bir baba camininkine ulaşılıyor.
Yanıt geliyor, 7 bin artı yol artı konaklama…
Bak, bildiğin orta ölçekli şarkıcı fiyatı.
Fatura yok, belge yok… Hatta söylenene göre, bir tanesinin menaceri dahi var…
Televizyonlara çıkan meşhur hocaların otelleri motelleri saymıyorum biliyorsunuz zaten…
Ben başka dinin kitaplarını okumadıysam, külliyen haram, külliyen günah.
Üstelik devlet kurumunun kasasından çıkacak para ile…
Allah aklınızı ıslah etsin…


***

KÖSE-(2)Bir dönem de Kutlu doğum haftası etkinlikleri ile ilgili iddialar dile getirilmişti.
Bu süreçte Türkiye Gazetesi müthiş bir iddiayı öne sürmüştü.
“Kutlu Doğum Haftası, 1989 yılında kurgulanmış açık bir FETÖ projesidir.” denilmiş, iddia isim verilerek güçlendirilmişti…
“Mimarları; Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay ve Zaman Gazetesi yazarı Mümtazer Türköne’dir. İsmini de Ayvaz Gökdemir koymuştur”

Bu iddiayı Diyanet reddetti. Ama kafalarımızda hep soru işaretleri kaldı.
Hatta; yıl 2011;
Cumhurbaşkanlığı ve Diyanet İşleri başkanlığının himayelerinde
“Mevlüt Kantat Prömiyeri”… Organizatör Ahmet San’dı…
Bu çalgı çengi hangi dinde vardı? Hangi gelenekte vardı? Bilemedik.
Bildiğimiz Hz. Peygamberin doğumunun mevlit kandili ile yad edilmesi idi.
Camilerde dualar okunması, ibadet edilmesi idi.
Tabi bu arada;
Kimse de Hicri takvim ile Miladi takvim arasındaki yıllık 13 günlük farkı hesap etmedi.
Peygamberin doğumu hicri, kutlamaları hep miladi olarak hesaplandı.
Bir gün Ağustos ayına gelince, etkinliklere kimse katılmadı.
Bütün Müslümanlar denize gitti...
Diyanetteki komite oturdu tarih belirledi. Sabit… 20 Nisan’da biten hafta…
Böylelikle yıllardır bu hafta peygamberimizin doğumu ile alakası olmayan bir tarihte kutlanıyor.
23 Nisan’ın dibinde… Nasıl ve neye göre denk geldiyse artık…
Allah aklınızı ıslah etsin…

***
Bunların tamamı ona buna hoş görünme çabasından başka bir şey değil…
Din de para olmaz kardeşim…
Dinde çalgı çengi olmaz…
Din işleri para ile karşılıklandırılmaz…
Camide davul, tömbek, darbuka, saz olmaz…
Kurban kesip fakire fukaraya ulaşmıyorsan bu da olmaz…

Koy bunları üst üste… Eğer uyanık olmuyorsan,
Kandır kendini Müslüman kandır…
Allah aklınızı ıslah etsin...
İyi bayramlar…

***

Atatürk ne büyükmüş anla...


ATATÜRKBu fotoğrafı çeken kişi Etem Tem’dir
26 Ağustos 1922 Afyon Kocatepe...
Bilinen bütün sanatları atlar, zirveyle oturur…
Ezilmiş bir halkın devrimi vardır.
Kanla, canla vatanını geri alış öyküsüdür…
Bu sadece Atatürk fotoğrafı değil bir milletin destanının bayrağıdır…
Not olarak hatırlatayım;
Rahmetli Etem Tem, aslında Afyon Kocatepe’de onlarca fotoğraf çekmiştir.
Birkaç tanesini Uşak’ta yıkar. Bu onlardan biridir.
9 Eylül 1922’de İzmir’e gelirler.
Etem Tem, fotoğrafları yıkaması için bir fotoğrafçı dükkanına bırakır…
Ertesi gün geldiğinde ise fotoğrafçı dükkanı külliyen yanmıştır…
Ben hala “Allah böyle istedi” diyorum…
Bir fotoğrafta, bir ülkenin tarihini anla diye…
Bir fotoğrafta, gurur ne demek, şehitlik ne demek, vatan ne demek anla diye…
Kaça kaç ölçüde basarsan bas,
Atatürk ne büyükmüş anla diye…
30 Ağustos zafer bayramın kutlu olsun şehit torunu…

***
FETVA HATTI


cağrı-merkeziNumarayı veriyorum bak…
0 850 811 77 77
İsmailağa cemaati çağrı merkezi…

Geçtiğimiz yıl fetva hattı kuran İsmail ağa cemaati,
Bu kez bir adım daha attı.
İşi çağrı merkezine taşıdı…
Bilgi Teknolojileri Kurumu diye bir yer var izin alınmış mı?
Yok…
Peki hukuki bir işlem var mı?
Yok…
Ben dumur oldum… Siz de durum nasıl?
Aloooo…
Bende kuruyorum bi tane o zaman...
“Aloo dingonun ahırı hattı…”
Hayırlı işler…

***

DELİ ZİYA

“30 Ağustos’u Yunan adalarında idrak eden (!) kardeş sana da iyi bayramlar”