Benim hikayem bir aşkın hikayesidir
Benim derdim iki kalbin yaşadığı derttir
Bir romandır diğer birçok kişiyi de içeren
Bunlardan birisi sen de olabilirsin
Birçoğu buralardan ve aynı zamanda uzaklardan
O bir alevdir, ateşsiz yanan
O bir düştür, uyumadan gördüğümüz bir düş
Tıpkı ayakta dimdik duran bir ağaç gibi
Oldukça kuvvetli ve hassas
Gelecek o yeni güne doğru ilerleyen
O bir aşkın hikayesidir, Ölümsüz ve sıradan
Her gün taşır, Bütün iyilikleri ve kötülükleri
Birbirimize sarıldığımız o an ile beraber
O, birbirimize veda ettiğimiz zaman oradadır
Endişeli akşamlar, Ve muhteşem sabahlarla birlikte
Benim hikayem, bizim bildiğimiz bir hikayedir
Aynı şeyi oynamayı sevenler için, biliyorum
Ve ihanete uğramıştır, oldukça derinden
O, bu dünyadaki tek şarkıdır, Asla sona ermeyen.’’
(Dalida - Histoire d’un amour)
****
Çok güzel kadındı Dalida. Kahire’de yaşıyordu. Babası da müzisyen bir İtalyandı.
Mısır’da 1954’te “Miss Egypt” güzellik yarışmasını kazanmıştı.
Sonra ver elini Paris. Burada müzik ve sinema kariyeri başladı.
Müzik hep öndeydi onun için.
1956’da “Bambino” adlı şarkısıyla üne kavuştu.
10 dilde şarkılarıyla popülerliğini katladı, müthiş bir hayran kitlesine ulaştı.
170 milyondan fazla sattı
albümleri.
1957 yılında Altın Plak kazandı, onu müzik serüveninde 44 altın plak daha takip etti.
İletişimci Ayhan Tinin’in “Diken’’deki 2 yıl önceki şu ifadesi -bana göre- Dalida’yı harika tanımlar; “Işıkların altında sığınmak istediği istiridyesini arayan bir inci tanesi gibi koşup duruyordu; konserler, plaklar, ödüller, sahne şovları arasında.
Her yaptığı olay,
her söylediği manşet,
her şarkısı ün ve paraydı…”
****
Dalida’ya “Elmas Plak” da verildi.
Paris’in ünlü müzikholü Olympia’da Charles Aznavour ile
sahne aldı.
Fransız Dev Gilbert Becaud’la da.
Sık sık dünya turnesine çıktı, tv şovları hazırladı..
Mısır halk şarkısı olan “Salma Ya Salama”yı beş farklı dilde plağa okudu.
Türkiye ‘de de çok sevilmiştir bu şarkısı.
Sevgilisi olduğu öne sürülen Alain Delon ile, Ajda Pekkan’ın Cüneyt Türel’le “Palavra Palavra”
Türkçe aranjesi ile meşhur ettiği “Paroles… Paroles…” düetini yaptı. “La Vie En Rose”te
Julio Iglesias!la romantik düeti de unutulmazdı.
1978’de Beşiktaş’ın 75.Kuruluş Yıldönümü etkinliklerine katıldı, kulüp yararına iki konser verdi. Beşiktaş-Fenerbahçe maçının da başlama vuruşunu yaptı.
****
Dalida’nın özel hayatı trajedilerle doluydu.
Üç kez intihar girişiminde bulundu . 1966’da İtalyan
şarkıcı Luigi Tenco ile nişanlandı. Tenco intihar etti! Cesedini otel odasında bulan Dalida, bunalıma
girdi ve 1 ay sonra intihara kalkıştı. İlk eşi Lucien Morisse’in intihar etmesi de sanatçıyı sarstı. O günlerde “Je suis malade-Ben hastayım” şarkısını yaptı.
En yakın arkadaşlarından şarkıcı Mike Brant da 1975 yılında kaza sonucu hayatını kaybetti. Yine
Depresyona girdi yıldız. Psikologlar ikinci adresi olmuştu. 1983’te Tv yıldızı Richard Chanfray’ın ( uzun yıllar beraber olmuştu) intihar etmesi,
Dalida’yı bir kez daha depresyona soktu.
3 Mayıs 1987’de Montmartre’deki evinde uyku ilacı alarak intihar eden Dalida’nın yanında bıraktığı “La vie m’est pardonnez-moi”, Türkçesi “Hayat benim için çekilmez hale geldi. Beni affedin.” notu; yaşadıklarının net özetiydi...
****
Dalida intiharı öncesi 29 Nisan 1987’de Antalya Aspendos’ta son konserini vermişti.
Yaşamı sinemaya aktarıldı, senaryoyu ise kardeşi yazdı.
Dalida’nın adı Montmartre semtinde bir meydana verildi, büstü de dikildi.
****
2003’te ‘’Yüzyılın En Büyük şarkıcısı’‘ unvanına Madonna ve Celine Dion’dan sonra üçüncü olarak layık görüldü, ne yazık ki o bunu göremeyecekti.
Müzik eleştirmenlerine göre Dalida, “Muhteşem figürü, erotik havası, şahane sesi, sahne hakimiyeti, kendine özgü stili, sesinin genişliği, rengi, izahı mümkün olmayan cazibesiyle bir stardı”…
Alkışlarla yaşayan hüzünler içinde gerçek anlamda da bir divaydı Dalida.
Bir Akdeniz efsanesiydi; sesiyle, büyüleyici güzelliğiyle, şıklığıyla...