Tam 58 yıl önce oynanan, Türkiye'nin, Göztepe’nin dünyaya adını duyuran maçtır da 3-0’lık Atletico Madrid maçı. Bu skorla; ilk kez bir Türk takımı İspanyol devini geçmiştir. O zaferi; Kapalı’nın ortasında izlemiştim ben de. Oldukça soğuk ve yağmurlu bir Kasım akşamıydı.

Sıkı sıkı koluna yapıştığım Altınordu gönüldaşı rahmetli babam Cevat götürmüştü maça.

Anımsadığım kadarıyla; beyaz renkli göğsünde Ay-Yıldız formalıydı Göztepe. Atletico; kalın kırmızı-beyaz çubukluydu.

Maçın başlarındaki Buldozer Fevzi (Zemzem) düşürüldü, penaltı olmuştu. Bombacı Halil (Kiraz) atışı gole çevirdi. Bir kafa golü de Gürsel Kaptan’dan geldi, 2-0 oldu. Madrid’deki skor da buydu.

Maç bitti bitiyordu. Uzatma olacak gibiydi. Sağda, açık tribünün oradan bir top kaptı Bombacı Halil ve yaradana sığınıp vurdu. Doksandan kaleye girdi, ağlarla buluştu meşin yuvarlak. Yugoslav hakem de düdüğü çaldı; maçı bitirdi.

İspanyollar boğalar gibi hakeme saldırdı. Hakemi polisler kurtardı.

Alsancak bayram yeriydi.Ülke; tur sevincini yaşıyordu…

Maçın sonunu; ‘’Mikrofon Ustası’’ Halit Kıvanç şöyle naklediyordu radyodan:

‘’Türkiye’de futbolun doğduğu şehir olan İzmir’de,

futbolda iddialı bir ülkenin temsicilerini alaşağı ettik. Göztepe’nin ‘Atletico Zaferi’, kuşaktan kuşağa efsane gibi anlatılacak artık!’’

Cfb2Bdab C469 4559 892A D6333Df177Dd (1)

xxxx

İşte bu zafer, o günkü adıyla Avrupa Fuar Şehirleri Kupası’nda ard arda gelen başarılar; o Göztepe’yi; değil Güzelyalı’nın, değil İzmir’in, değil Ege’nin “Türkiye’nin Göztepesi” yapmıştı. “Futbolun Süvarisi” Adnan Süvari’nin Göztepe’sinin, kuşaktan kuşağa anlatılan zaferleri, başarıları; bugün o tribünleri doldurdu.

Göztepe’ye gönül verenler statlara sığmıyor bugün.

F9A8Caad 0D8D 46B1 Bfc8 5F61E843851F

xxxx

Günümüzde büyük kitleleleri sürükleyen sektör futbol.

Dünyada en fazla seyirciye sahiptir. Bir temaşa(gösteri) sanatı da denilebilir.

Otoritelere göre; “ futbol insanlarda; hüzün, mutluluk, sevinç, neşe, başarı/başarısızlık gibi hislerin beraber yaşanmasını sağlayarak ilgi uyandırmakta.”

Popüler spordur futbol. Milyonları peşinden sürükler. Taraftar da tuttuğu takımla özdeşleşmiştir.

Ne yazık ki futbolumuz sıkça şiddet olaylarıyla anılıyor.

Bir gerçeği hemen belirtelim; siyasetin futboldan elini çekmediği, zaman zaman oyuncağı olduğudur. Yoz bir kültür etkindir günümüzde. Yalnızca kazanmak, kutsanmıştır hep.

Tribünlerde gruplar oluşmuştur. O tribünlerde bütün söylemler,sloganlar, tezahüratlar “güç ve şiddet” üzerinedir!

Bizde de ekonomik, siyasi, ideolojik ranta da açıktır futbol.

Mafya ilişkileri çok güçlüdür ve örnekleri de mevcuttur.

Futboldaki şiddet; sporun kapkara yüzüdür!

xxxx

İşte Göztepe’nin Beşiktaş 3-0 yendikten sonra işlenen cinayet!

Gencecik bir Göztepe taraftarı maç bitiminde kurşunlandı, toprak altına girdi. Masum bebeler yaralandı.

Oysa müthiş bir galibiyetin sevinci yaşanması gerekmez miydi?

Bu kin, bu nefret, bu kutuplaşma, bu şiddetseverlik neye?

Kim geri getirebilir Emircan Övüç’ü?

O tabutuna kapanan annenin acısını kim dindirebilir? Kimse elbette!

O efsaneleşmiş asırlık armadaya zarar verdiğinizin farkında mısınız şiddeti benimseyenler?

xxxx

Bakın Değerli Toplumbilimci Hocam Prof.Dr. Ahmet Talimciler “Karşılaştığımız şiddet, saldırganlık, centilmenlik dışı davranışlar sadece futbola mı özgü? Yoksa bu, toplumdaki daha derin bir sarsıntının ortaya çıkması mı?” sorusunu nasıl yanıtlamış?;
“Toplumdaki daha derin bir sarsıntının ortaya çıkışı bu. Futbol, toplumsal hayatın sadece bir parçası. Türkiye’nin toplumsal yapısı, hayatın her alanında şiddet üretiyor. Ailede, sokakta, okulda, her yerde şiddet üretiyoruz biz. Ve bu şiddeti statlara taşıyoruz. Şiddeti önlemek için maçlara sadece kadınları ve çocukları seyirci olarak sokuyoruz. Ama kadınlar da bu toplumun parçası oldukları için o maçlarda da sözel şiddet yaşanıyor. ‘Kendinizi takımınıza ne kadar bağlı hissediyorsunuz’ diye sorduk. Yüzde 30, ‘Hayatımda her şeyden önce takımım gelir” dedi. Üç kişiden birinde, futbol takımı, ailesinden, mesleğinden önce geliyor. Bu kitle, kendisini sadece takımıyla özdeşleştiren, gelecekle ilgili bir beklentisi olmayan bir kitle bu. Büyük çoğunluğu alt gelir grubundan geliyor ve takımlarıyla büyük bir özdeşleşme içine giriyorlar, takımlarıyla kimlik buluyorlar. Çünkü biz, bu çocuklara kendilerini özdeşleştirebilecekleri başka bir alan tanımıyoruz. Önümüzdeki dönemde çok daha fazla şiddet yaşanır bu ülkede. "

xxxx

Bitiriyoruz…

Göztepeli gencin katline herkes kahroldu.

Yüreklerimiz kavruldu gerçekten.

Hangi takımı taraftarı olursa olsun sağduyulu ortak akılda buluşanlar, şiddete karşı olanlar acıya ortak oldu.

En anlamlısı; Alsancak‘taki Karşıyaka ve Balıkesirsporlu futbolcuların maça çıkarken taşıdığı pankarttı;

“Acının Rengi Olmaz!”