Salgın falan vız gelir bize.

Enflasyon kontrol altında. İşsizliği yüzde 13 olarak açıkladık. Büyümeyi de yüzde 5'lere getirirsek değmeyin keyfimize.

Varsın sendikalar enflasyonu yüzde 25'lerde göstersin. Dünya Bankası, büyüme hızımızı yüzde 0.5 olarak tahmin etsin, DİSK işsizlik oranının yüzde 30'lara geldiğini iddia etsin.

Bunların hepsi hikaye. Devletin resmi kuruluşu TÜİK ne diyor ona bakarım ben.

Şimdi bazı oyun bozucular 'TÜİK bağımsız değil, şeffaf değil, güvenilir değil, damadın kontrolünde' diyerek dedi-kodu yapıyorlar. Kulak asmayın siz onlara.

Ne olmuş Fırst Lady'nin özel kaleminin muhterem eşi TÜİK'e Başkan olarak atanmışsa? Ne olmuş geldikten on gün sonra on bölge müdürünü görevden almışsa?

Bunlar enflasyon rakamlarını, büyüme oranlarını, işsizlik sayılarını etkiler mi?

Üstelik o on bölge müdürü döneminde refah, mutluluk anketleri yapmadı mı TÜİK? Halkımızın ne kadar mutlu, ne kadar refah içinde yaşadığı ortaya konmadı mı bu anketlerde?

Ne demişti AKP lideri bir konuşmasında; “2020 ile ilgili büyüme oranını veriyorum; Ona kilitleneceğiz. Büyüme oranını kesinlikle yüzde 5 olarak hesaplayacağız.”

İşte bu. TÜİK kilitlenmeyi mi engeleyecek? Başka bir rakam mı çıkaracak? O zor biraz. IMF'nin Türkiye için eksi 5 tahmini TÜİK'i hiç mi hiç ilgilendirmiyor.

Her ne kadar Süleyman Soylu bir zamanlar (TÜİK; Tayyip'i Üzmeyen İstatistikler Kurumu) demişse de bakmayın siz ona. Dün dündür. Bugün bugündür...

Ali Babacan da TÜİK verilerine artık bakmadığını, ülkede veri güvenilirliği kalmadığını söylüyor.

Peki kendi dönemlerinde veri güvenilirliği var mıydı? Şimdilerde bu güvensizlik bir tık daha yukarılara kaymış durumda o kadar.

TÜİK ne açıklarsa açıklasın. Bazı gerçekler var ki bunlardan kaçmaları mümkün değil;

Vatandaş açlık sınırında perişan mı? Mutfaklarda yangın olanca hızıyla devam ediyor mu?Enflasyon ik haneli olma niteliğini sürdürüyor mu? İşsizlik rakamları giderek artıyor mu? Salgın sebebiyle dış sermayede bir kaçış gözleniyor mu? Özel sektör dış borcunu ödemede zorlanıyor mu?Turizm sektörü bu yıl havlu atmak üzere mi? Sanayide çarklar durma noktasına geldi mi? TÜİK'e güvensizlik, Merkez Bankası'nın siyasi müdahalelere açık olması yabancı yatırımcıda güven bunalımı yaratıyor mu?

Felaket tellallığı yapmak istemiyorum, bunların cevabı 'evet' ise ekonominin genel durumu hakkında karar siz okurların.

Ekonomik bunalımın siyasal bunalıma dönüşmemesinin yolu, IMF ya da dış fonlardan yüksek faizle borç almaktan mı geçiyor acaba?....

Son derece iç karartan bir tablo...

Bu tablodan kısa bir süre uzaklaşalım, biraz da gülelim;

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, ''Türkiye 2020 itibarıyla uygulanan asgari ücretin satın alma gücü paritesine göre birçok Avrupa ülkesini geride bıraktı. Dünyada yoksulluk oranını en fazla azaltan ülke olduk'' dedi.