Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunun 100’üncü yılını ve 23 Nisan’ı ulus olarak kutladık.

23 Nisan 1920’nin üzerinden geçen yüzyıl, dile kolay...

Kutlamaları iki yönden ele alalım.

Birincisi TBMM’de yapılan kutlamalar, ikincisi eve kapatılan yurttaşlarımızın balkonlardan sokakları, caddeleri inleten coşkusu.

Meclis’te açılış konuşmasını Meclis Başkanı Mustafa Şentop yaptı.

Cumhuriyet’e, meclisin gücüne vurgu yaptı.

Meclis’te grubu bulunan AKP, CHP, MHP, HDP, İYİ Parti temsilcileri onar dakika, diğerleri ise üçer dakika halka seslendiler.

Mecliste en kalabalık katılım CHP’de en az katılım ise AKP’deydi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu kez de törenlere katılmadı.

Ne Anıtkabir’de ne de Meclis'teydi.

Düşünün bir ülkenin meclisi yüzüncü yılını kutluyor ve o ülkenin en tepesinde ki insan o törenlere katılmıyor.

Konuşmalar birbirinden anlam yüklü, birbirinden güzeldi.

Dinlerken yüreğim burkuldu.

Meclis’in duvarında “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” yazıyordu.

Bu sözün anlamını yitirdiğini düşündüm bir an.

Bir yandan bu yüce meclisi itibarsızlaştırmaya çalışanlar, öte yanda Cumhuriyet’i demokrasi ile taçlandırmak için mücadele edenler.

Egemenlik kayıtsız şartsız milletin ise halkın oyları ile seçilenlerin yerine kayyum atamak neyin nesi oluyor, nasıl tanımlanıyor, içe siniyor.

Egemenlik kayıtsız şartsız milletinse yüce meclis halk yararına yasalara nasıl imza atamıyor?

Gelinen nokta, kaldır kolu, indir kolu...

TBMM, saray bürokrasisinin, seçilmemiş bakanların hazırladığı yasaları torba içinde çıkarmamalı. İktidarı, muhalefeti ile yasa çıkarırken sivil toplum kuruluşlarına danışmalı, görüş almalı ve yasaları öyle çıkarmalıdır.

Bugün Meclis çoğunluğu elinde bulunduran Cumhur İttifakı'nın “dediğim dedik, çaldığım düdüktür” noktasına getirilmiştir.

Saray talimatlı AKP ve MHP’nin çoğunluğu yüzünden bu Meclis’te ne yazık ki, Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletin değildir.

Başta ana muhalefet partisi CHP'nin ve diğer muhalefet partilerinin millet için, memleket için verdikleri bütün önergeler Cumhur İttifakı’nın oylarıyla reddedilmiştir.

Yeniden parlamenter rejime dönmek, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak İçin kolları sıvamalıyız.

Önümüzdeki süreçte ülkemizi derin sorunlar bekliyor.

Kısaca;

Topraklarımızın büyük bölümü ekilmiyor, ekilemiyor.

Sanayimiz salgın nedeniyle durağanlaştı.

İhracat durdu, ithalat durdu.

İşsizlik sayısı yüzde 150’yi geçti, İşsiz sayısı 15 milyon sınırına dayandı.

Küçük esnaf bitti.

Yerel yönetimler bütün bütçesini salgın hastalığı önlemeye ve sosyal yardımlara ayırdı.

İktidarın baskısı altında bütçesine vurulan darbeler, yasaklar İle uğraşıyor.

Böyle bir ortamda geleceğe umutla bakmak için kurucu ayarlara dönmek ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığında yürümek gerekir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Cumhuriyet’in temel taşıdır.

Bu bayramı gelecek yıllarda daha coşkulu ve anlamlı kutlayacağız.

Bu inançla yürüyecek ve bayrağımızı sonsuza dek dalgalandıracağız.