Uzun zamandır görmediğim bir tabloyla karşılaştım geçtiğimiz hafta sonu oynanan Karşıyaka-Gümüşhane maçında. Bilirsiniz genelde taraftar takımı ya maçtan önce ısınma anlarında çağırır tezahüratlar yapıp havaya sokar. Ya da maç sonrası gelen galibiyetle bağrına basar. Pazar günkü maçta ise biraz farklıydı. İlk düdükten saniyeler önce tribünler çağırdı oyuncularını. Hakemin düdük ağzındaydı, maçı başlatacaktı neredeyse. Kapalı tribündeki futbolseverler bir anda çağırdı Karşıyakalı futbolcuları. Birlikte Kaf Sin Kaf çektiler. Taraftarlar tüm enerjisini futbolculara aktardı. Maç da öyle şiddetli ev sahibinin baskısıyla başladı. 4-4-2 sisteminde, çift forvetli taktikle erken gol bulma parolasıyla bastırdı da bastırdı Kaf Kaf. Devre arası transfer edildiğinde çok ümit bağlanan ama performansı yerlerde olan Can Vural bu kez yedekti. Ekmeğini taştan çıkaran forvet tiplerinden olan Fatih Taşdelen bu kez santrfordaydı. Yanındaki partneri de lige iyi başlayıp 2022’den beri duran Abdülkadir idi. Erken dakikalardaki ani pres sonrası gol gelmeyince, İzmir ekibinin 2 orta sahalı düzeninin handikapları ortaya çıktı. Rakip 1 oyuncu fazla olunca göbekte dönen topları topladı. Kaf Kaf, bir türlü sürekli baskı kuramadı. Saman alevi gibi dönem dönem etkili oldu. Gümüşhane’nin minik ama işe yarayan planı da tutmuştu. Neydi bu? Karşıyaka defanstan topla çıkarken, ayağı daha düzgün olan Metin’e alan savunması yaptılar ki oyunu Cenk Özbey kurabilsin. Cenk de Metin’e göre yaratıcılığı düşük bir oyuncu olduğundan topla orta sahaya kadar gelse de ondan sonrasını bir türlü yapamadı. İlk yarı taraftarın da enerjisiyle daha istekli bir Karşıyaka vardı ancak ikinci yarı tamamıyla  kaostu. Top üçüncü bölgeye kadar geliyordu ancak ceza sahası üstünde ya da içinde pozisyonu bitirecek bir birleşik hareket yapılamıyordu. Hatta bir an öyle bir psikolojiye büründük ki ne yaparsa yapsın Karşıyaka gol atamayacak gibiydi. İki kaleyi yan yana getirsek bile neredeyse. Sonrasında Gümüşhane klasik bir deplasman takımı golü attı. Kontrataktan İzmirli futbolseverlerin yakından tanıdığı Erkan Taşkıran’ın akrabası Berkan Taşkıran’ın golüyle öne geçtiler. Ondan sonra Kaf Kaf kendine geldi. Ne vardı da maç başından beri böyle oynansaydı. 80 dakika boyunca sadece Mustafa Aşan canını dişine takıp mücadele ederken, son 10 dakikada 11 Mustafa Aşan vardı sahada.

13 PUAN GEREKİYOR

Önce Furkan ile beraberlik sağlandı. Maçın son dakikasında ise Can Vural, bu haftaya kadar kendisine yapılan tüm eleştirileri silecek bir pozisyon yakalamıştı ancak, gelen topa kafasını sıyırtarak yaptığı vuruş kalenin dibinden, direği yalayıp dışarı çıktı. Keşke kafayla değil de top zaten yere yakın geldiği için ayağıyla net bir vuruş yapabilseydi, o zaman mis gibi bir galibiyet gelecekti.  Şimdi geride 10 maç ve toplanacak en az 13 puan var ligde kalabilmek için. Her zaman bir klişedir; “40 puan ligde kalmak için yeterlidir.” Biz de ona sığınıyoruz. Şimdi hafta sonu ligin en zayıf halkalarından Ceyhanspor ile oynayacak Kaf Kaf. O maçı alırsan kalıyor sana 10 puan. Dış saha maçlarını geçtim. İçerideki 5 maçta 3 galibiyet, 1 beraberlik almak şart. Hele içerideki ilk iki maç direkt rakiplerin Tepecikspor ve Çankaya’ya karşı. Eğer o maçları alamazsan büyük sıkıntı çünkü son haftalarda Play Off hedefleyen Derince ve şampiyonluk yarışı veren Fethiye’yi ağırlayacaksın. Oralara kadar kalırsa iş, stresle baş edememe problemi yaşanabilir. Ne yapıp edip bu sezonu kurtaracak puanlar toplanmalı ve artık gelecek yıl basketboldaki gibi istikrarlı bir yapı kurup, Karşıyaka taraftarının stressiz ve artık başarıya ulaştığı bir serüvene başlanmalı.