Bir okul düşünün, katlardan birinin kapısında eşek kadar özel eğitim bölümü otistik öğrenci sınıfları yazıyor. Çocukları da arka kapıdan alıyorlar ve arka kapıdan çıkarıyorlar. Yani kimseyi görmesinler, kimseler de onları görmesin istiyorlar. Bu engin düşüncenin sahibi de muhtemelen okul müdürü... Maaşını bizlerin ödediği, çocuklarımızı emanet ettiğimiz kişi...
Ayrımcılık yaparak baştan emanete hıyanet etmiş. Bununla da kalmamış otizm konusunda tamamen bilgisiz velilerle işbirliği yaparak 7-8 yaşındaki çocukları yuhalatmış...
E muhtar efendi sana ne oluyor? Olayların her aşamasında sen varsın. Hatta, hayatını otizmli çocuğuna adamış bir anneye demişsin ki, “Bu mahalleyi terk edin. Burada sizi istemiyoruz”
Bu muhtara iyi bakmak lazım... Böylesine faşist ve ayrımcı muhtara her yerde, her zaman rastlanmaz.
***
Anlamışsınızdır, Aksaray'daki bir okulda yaşanan olaydan bahsediyorum.
Olay sonrası mağdur bir anne anlatıyor; “Benim iki otizimli çocuğum var. Bu çocukların eğitildikleri takdirde nerelere gelebileceğini en iyi ben biliyorum. İki çocuğumun 8 altın madalyası var.”
Bir başka anne söze giriyor. “Biz, normal çocukların gözünün içine bakıyoruz. Belki bizim çocuklarımız onlardan bir şeyler öğrenebilir diye... Ama sınıfların girişlerini bile ayırmışlar. Okulda tek çocuk görmeden, evimize döndüğümüz oluyor. Zaten iki ayda üç öğretmen değişti. Çocuklarımızın hayatıyla oynuyorlar...”
***
Yani görülüyor ki, eğitim olarak da yetersiz bir okul. Bir de, bilgisiz insanlarla uğraşmak var. Mesela bir veli, otizimli çocuğu olan veli ile tartışıyor. Diyor ki; “Madem çocuklarınız sakat, başka bir yerde okusunlar. Hepsi bir arada okusun.”
Annelerden birisi haykırıyor, “Bizim çocuğumuz sakat değil.”
Aslında bağırmasına, çocuğunu anlatmasına hiç gerek yok. Çünkü sakat olan adamın düşünce tarzı. Sakat olan insanlık dışı yaklaşımı… Yoksa otizmin hastalık olmadığını, sadece farklılık olduğunu bütün dünya, bütün bilim insanları biliyor.
İnsanlar bilgisiz cahil olabilir, hatta zır cahil olabilir. Eğitimin bütün çocukların anayasal hakkı olduğunu da bilmeyebilir. Ama, vicdan başka bir şey. İlkokul çağındaki bir çocuğu yuhalayacak kadar vicdandan yoksunsan, o yuh sana...
O yuh, vicdanı nasır tutmuşlara.