Birkaç hafta önce geride bıraktığımız 2021 yılı, teknoloji-sanat işbirliğinden doğan birçok yeniliği ve yeni gerçekliği hayatımıza soktu.

İcadı daha önceye dayansa da “takas edilemez jeton” (İngilizce kısaltmasıyla NFT), geçtiğimiz yıl bir ilgi patlaması gördü. NFT, dijital bir varlığın benzersiz olduğunu tasdik eden, blok zinciri adı verilen bir dijital defterde depolanan veri birimi, yani bir nevi tapu olarak tanımlanıyor. Bu dijital varlık, bir sanat eseri de olabiliyor.

Nitekim, NFT’lere olan ilgi artışı da sanat alanındaki birkaç çarpıcı satışın ardından yaşandı. 2021’in ilk aylarında, müzisyen Grimes’ın ürettiği 10 parçalık dijital sanat serisi 5.8 milyon; Chris Torres’in yarattığı “Nyan Cat” adlı uçan animasyon kedi, yaklaşık 600 bin; müzisyen 3LAU’nun “Ultraviolet” adlı albümünün üçüncü yıldönümü anısına çıkardığı 33 NFT 11.6 milyon; Kings of Leon grubunun “When You See Yourself” albümünün tanıtımı için piyasaya çıkardığı “NFT Yourself” serisi yaklaşık 2 milyon dolara alıcı buldu. Beeple olarak bilinen sanatçı Mike Winkelmann’ın “Everydays: the First 5000 Days” adlı dijital sanat eseri ise 69.3 milyon dolara satılarak, yaşayan bir sanatçı tarafından üretilmiş en pahalı sanat eserleri arasına girdi.

Mark Zuckerberg, “sanal ve gerçek dünyanın eş zamanlı deneyimlenebildiği bir evren/ boyut” olarak tarif edilen Metaverse’ü, Ekim ayında tanıtmıştı. Aynı ay, dünyanın en büyük güzel sanatlar, dekoratif sanatlar, mücevher ve koleksiyon brokerlerinden biri olan Sotheby’s, NFT koleksiyonlerlerine yönelik platformu “Sotheby’s Metaverse”ü kurduğunu duyurdu. Bu girişimi sayesinde 2021’de, 277 yıllık tarihinin en yüksek yıllık satış rakamına ulaştı.

Mayıs ayında Warner Music Group ve ardından Aralık’ta Universal Music Group, bünyelerindeki sanatçıların avatarlarının -başka bir deyişle Metaverse için resmi sanal kimliklerinin- yanı sıra, dijital giyilebilir NFT'ler oluşturmak üzere teknoloji şirketi Genies ile ortaklığa girdiğini açıkladı. Böylece küresel müzik endüstrisinin üç büyüklerinden ikisi, NFT trendine uymuş oldu. Warner şemsiyesi altında Madonna, Bruno Mars, Ed Sheeran, Dua Lipa, Iron Maiden, David Bowie, Universal’da ise Lady Gaga, Rihanna, Andrea Bocelli, Taylor Swift, Billie Eilish, Maroon 5 gibi isimler bulunuyor.

Genies şirketine göre, “fiziki ve dijital dünyalar arasındaki sınırlar giderek bulanıklaştıkça, her insanın kendisini temsil edecek bir avatara ihtiyacı olacak”. “Avatarlar, insanların dijital dünyada gerçek benlikleriyle daha rahat olmalarını sağlayan daha özgün bir insan ifadesinin kilidini açma gücüne sahip.”

Pop yıldızı Justin Bieber, Kasım ayında gerçekleşen “Etkileşimli Bir Sanal Deneyim” adlı, oyun, gerçek zamanlı hareket yakalama ve canlı müziği birleştiren performansında avatarıyla yer aldı. Dünyanın en çok dinlenen gruplarından ABBA, 40 yıldan sonra çıkardığı ilk stüdyo albümü olan Voyage’ın tanıtımı için, Star Wars filminde kullanılan görüntü teknolojisinin yardımıyla Mayıs-Aralık 2022’de Londra’da, grup üyelerinin dijital avatarlarıyla sahne alacak. “ABBAtar”ları inşa etmek için, grubu oluşturan dört üyeye, özel kıyafetler giydirildikten sonra grup üyelerini albümdeki şarkıları seslendirirken 160 kamera, saatlerce filme aldı. Grubun eski arşiv görüntülerinden de faydalanıldı. Bugün 70’li yaşlarında olan grup üyelerinin en parlak dönemleri olan 1979’daki halleriyle yaratılan ABBAtar’lar, Londra’da özel olarak inşa edilmiş bir arenada 10 kişilik canlı bir grupla sahne alacak.

Z kuşağı daha hızlı benimsiyor gibi görünse de çoğumuzun takip etmekte ve algılamakta zorlandığı tüm bu gelişmeler, acaba kitlelere mâl olup geleceği şekillendirecek mi yoksa sadece alım gücü yüksek sınırlı bir grubun hayatına mı girecek? Avatarları sayesinde, insanoğlu hep peşinde koştuğu ölümsüzlüğü sonunda yakalayacak mı? Bu yeni gerçeklikler, bizleri her şeyin belirsiz olduğu mevcut gerçekliğimizden daha memnun edecek mi? “Gerçeklik” algımız nereye evrilecek? Hep birlikte göreceğiz.