Bu ülkede hayvan hakları savunucularına bir gün bile huzur yok! Hep diken üstünde olmak zorundayız, hep mücadele etmek durumundayız. 

Bizler “hayvan katilleri 2 yılın altındaki cezalarla hapisten yırtıyor, kanun değişsin katiller hak ettikleri cezaları alsın” diyoruz. Bir bakıyoruz ki, mevcut kanuna daha da çok hayvanın öldürülmesinin önünü açan bir düzenleme getirilmek isteniyor!

Son günlerde basına yansıyan haberlere göre AK Parti sokak hayvanları ile ilgili Hayvanları Koruma Kanunu’nda yeni bir değişiklik yapmaya hazırlanıyor.

Ama öyle böyle bir değişiklik değil bu! 

Duyumlara göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği üzerine hazırlanan yasa teklifinde sokak köpeklerinin “hayati tehlike” oluşturdukları gerekçesiyle toplatılması, barınaklarda 30gün içinde sahiplendirilemezlerse de uyutulması öngörülüyor.

Uyutulması derken lafı evirip çevirmeyelim; “ÖLDÜRÜLMESİ” kastediliyor.

*

Her canlının temel hakkı olan yaşam hakkının direkt olarak ihlal edileceği teklifin önümüzdeki günlerde Meclis’e sunulması planlanıyor.

Bu teklif şayet kabul edilirse, Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçecek büyük bir katliam için yasal ortam hazırlanmış olacak. 

Zamanında Hayırsız Ada’da binlerce köpeği öldürerek sokak hayvanı sorununa çözüm bulacağını sananların yaptıkları, bugün insanlığımızdan utanarak hatırladığımız vahşi bir katliam olarak tarihteki yerini almıştı. Aynı hatayı tekrarlayacak mıyız?

*

Yeni yasa taslağını hazırlayanlara sorularım şunlar:

Barınaklarda her gün onlarca masum hayvanın sahiplenilmediği için “uyutulmasının” günahını almaya hazır mısınız? 

Bu işin bilimsel ve insani metodu “eşzamanlı kısırlaştırma ile üretim ve satışın durdurulması” iken kararınızı öldürmekten yana kullandığınız için vicdanınız rahat mı?

Avrupa’dan alabileceğiniz onlarca güzel uygulama varken; siz bula bula tüm dünyadaki hayvan hakları savunucuları tarafından eleştirilen “uyutma” yöntemini mi buldunuz?

Yasa taslağına hemen şimdi ses çıkartmak, itiraz etmek zorundayız. Sokak köpekleri kendi yaşam haklarını savunamayacakları için onların haklarını da bizler savunmak durumundayız. 

“Öldürmek” etik ve insani bir yöntem değildir. 

“Öldürmek” asla çare değildir. 

Sokak hayvanı popülasyonununkontrolsüz artmasına yol açan nedenleri ortadan kaldırmadan, toplama, uyutma gibi korkunç yollarla sorunu uzun vadede çözmek mümkün değildir.

Angels Farm Sanctuary yardım çağrısı yaptı

Türkiye’nin ilk ve en büyük çiftlik hayvanlarını koruma ve rehabilitasyon çiftliği olan Angels Farm Sanctuary Turkey zor günler geçiriyor. 34 yıllık köklü geçmişiyle bugüne dek binlerce cana el uzatan kurum ayakta kalma mücadelesi veriyor. Angels Farm Sanctuary sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, “Dünya merhamet ödüllü, en çok nüfus barındıran, arama kurtarma ekibi bile kurup insan hayvan ayırt etmeden çabalayan, en çok kurtarılmış hayvanın bakımını sürdüren tek kuruluş olan Angels Farm Sanctuary Turkey maalesef hak ettiği ilgiyi hiçbir zaman göremedi! Destek alamadığımız için anlık çözümler gün gelip yine tıkanma aşamasına girdi” denildi. Çiftlik, derneğe bağış çağrısı yaptı.

DÜNYADAN BİHABER

 Bilim dünyasının hayvansız deneylere karşı önyargısı kırılmalı

PETA’nın Bilim İlerleme ve Sosyal Yardım Bölümü ve çok uluslu The Coalitionto Illuminateand Address Animal Methods Bias (COLAAB)tarafından yürütülen yeni bir çalışma Lush Ödülü’nü kazandı.

İki yılda bir düzenlenen Lush ödülü, uluslararası düzeyde hayvan deneylerine alternatifler geliştirmek ve teşvik etmek için çalışan en umut verici işbirliklerini ödüllendiriyor. PETA'nın Bilimi Geliştirme ve Sosyal Yardım bölümü yöneticisi Dr. Emily Trunnell, gerçekleştirdikleri çalışma ile bilim dünyasının hayvan deneylerini destekleyen taraflı tutumunu ve bu bakış açısı nedeniyle hayvanların denek olarak kullanılmadığı önemli araştırmaların hayata geçmesinin engellendiğini ortaya koyduklarını anlattı.

Trunnell, “Bu yaygın önyargı, yeni, hayvan dışı bilimsel araştırmaları daha başlamadan ortadan kaldırıyor ve bilimi, hayvanları öldürürken insan hastaları da başarısızlığa uğratmaya devam eden etkisiz uygulamalara bağlıyor. Kariyerlerinin başındaki araştırmacılar hayvanlar üzerinde deney yapmayı kariyerlerinde ilerlemenin ve bilimi ilerletmenin tek yolu olarak gördükleri için hayvan dışı yöntemlere dair her türlü düşünceyi erkenden terk edebiliyorlar” dedi. PETA ve COLAAB bu önyargının zararlı etkilerini azaltmak amacıyla iki çalıştaya ev sahipliği yaptı, anket çalışmaları gerçekleştirdi ve yeni araçlar geliştirdi. Grubun Yayıncılıkta Hayvan Yöntemleri Önyargısını Ele Alma Yazar Kılavuzu hayvanlardan uzak araştırmalar yürütenlere, çalışmalarını yayınlamaya çalışırken hayvan yöntemleri önyargısıyla mücadele etmek için bir araç seti de sağladı.

BİZİM GEZEGEN

            

Çevresel şiddete karşı 3 adımlı çözüm önerisi

İnsan kaynaklı kirlilik günümüzde küresel ölümlerin önde gelen nedeni. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (UNGA) 2022'de temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşamanın bir insan hakkı olduğunu kabul etti. UNGA artık çevresel tehlikeler yoluyla insan sağlığına yönelik artan saldırıların insanların temel hak ve özgürlüklerine yönelik ihlaller olduğu fikrini destekliyor. 

Bilim insanı Richard Marcantonio “Çevresel Şiddete Yanıt Oluşturmak” adlı makalesinde şu ifadelere yer verdi: “Dünya nüfusunun %90'ından fazlası, toksik kirliliğe maruz kalıyor. Her yıl en az 9 milyon insan sadece toksik kirlilik nedeniyle erken ölüyor. Exploring Environmental Violence sayımızda, barış akademisyenlerini, ekonomistleri, mühendisleri, sanatçıları, siyaset bilimcilerini bu çevresel şiddet fikrini ve bunun dünya çapında nasıl deneyimlendiğini ele almak, belgelemek ve sorgulamak için biraraya getirdik. Bu krizi aşmak için üç adımda umut var. Birincisi, aşırı tüketim nedeniyle çevresel şiddetten en fazla sorumlu olan insanlar, ortalama olarak daha az tüketerek hem daha sağlıklı hem de daha mutlu olacak ve dolayısıyla çevresel şiddete daha az katkıda bulunacak. İkincisi yenileyici üretim, yani bir ekosistemi yeniden canlandıran ve yalnızca doğadan çıkarmak yerine doğayla birlikte çalışan üretim hayata geçirilecek. Üçüncüsü ise işbirliği, koordinasyon insanlığın başlıca eylem biçimidir. Bu sorunun çözümünde de umut işbirliğinde yatıyor.”

KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN

“Bir bitki, yaprağı yırtıldığında veya dalı çatladığında ilk başta bundan hiç etkilenmemiş gibi görünür ama çevre koşulları değiştiğinde geçmişte yaşadığı bu şeyi hatırlayıp büyüme biçimini değiştirerek tepki verebilir.” Daniel Chamovitz / Bitkilerin Bildikleri