Şadan Gökovalı, ‘’ Ne mutlu Bergamalılara,  insanlığın ortak mirası üzerinde yaşıyorlar.’’ derken İZMİR Kültür ve turizm dergisinin bir başlığı da şöyle: ‘’ Uygarlığın başkenti Pergamon!’’

recai pergamon ÖNEMLİ

Tarihe, edebiyata,  coğrafyaya, mitolojiye, müziğe, botaniğe, doğaya ve siyasete Bergamalılar kadar yakın duran bir başka şehir var mıdır bilmiyorum.

Caddelerine ve sokaklarına bir bakınız, anlarsınız bunu.

Atatürk Bulvarı, İsmet İnönü Caddesi, Fevzi Çakmak Caddesi, Adnan Menderes Bulvarı, Itır Sokak, Begonya Sokak, Yasemin Sokak, 4. Murat Sokağı, Piri Reis Sokağı, Ergenekon Sokağı, Estergon Sokağı, Yesari Asım Bey Sokağı, Adnan Saygun Caddesi, Tanpınar Sokak, Gökalp Sokak, Zeus Sokak, Galenos Caddesi, Magosa Sokak, Marmaris Sokak, Girne Sokak, Dalaman Sokak, Fırat Sokak, Keban Sokak, Şair Eşref Sokak, Namık Kemal Sokağı, Tevfik Fikret Sokağı, Pir Sultan Abdal Sokağı, Metin Altıok Parkı…

Galenos’u ve Bergamalı Kadri Efendi’yi heykeliyle, Osman Bayatlı’yı büstüyle, Haluk Elbe’yi ise adını belediyedeki bir salona vererek yaşatan Bergamalıların 1870’li yıllarda -2. Abdülhamit Dönemi’nde- Alman mühendis Carl Humann tarafından parçalar halinde ambalajlanıp kasalarla önce Dikili Limanı’na oradan da Berlin’e  götürülen Zeus Sunağı’nı geri getirme konusunda verdikleri  ısrarlı mücadele ise bambaşka!

Akropol’üyle, Asklepion’uyla, Kızıl Avlu’suyla, Pergamon Kütüphanesi’yle Pergamon Krallığı ve Attalos Hanedanı,  Bergama’nın dillere destan tarihsel geçmişi…

recai - kızılavlu ÖNEMLİ

KORUNAKLI KALE

Şadan Gökovalı, "Ne mutlu Bergamalılara,  insanlığın ortak mirası üzerinde yaşıyorlar.’’ derken İZMİR Kültür ve turizm dergisinin bir başlığı da şöyle: "Uygarlığın başkenti Pergamon!’’

Pergamon Kralı 1. Attalos ise "Gelin, görün, kalın; Pergamon konukseverliğinden yararlanın.’’ demiş  yıllar öncesinde.

Pergamon sözcüğünün anlamının ne olduğunu da bu arada belirtmiş olalım: "Korunaklı kale". Krallığın M.Ö. 241 yılında kurulduğu ve M.Ö. 133 yılında yıkıldığı tahmin ediliyor.

Burası; Luvilerin, Hititlerin, Frigyalıların, Lidyalıların, Perslerin ve Helenlerin egemenliği altında yaşamını sürdürmüş tam bir Anadolu mozaiği. Kültürün, sanatın, savaşların, ihanetlerin, kahramanlıkların ve efsanelerin coğrafyası…

II. Eumenes’in krallığı döneminde felsefe, edebiyat, sahne sanatları, heykel, mimari, matematik, astronomi, dokumacılık ve dericiliğe adeta başkent olmuş. Charta Pergamena, yani Bergama kâğıdı, bugünkü adıyla parşömen, bu toprakların icadı.

M.Ö. 2. Yüzyıl'da nüfusu 40 bin dolayında. M.Ö. 3 Yüzyıl başlarında 120 bin. Pergamon Krallığı’nın büyümesiyle 150 bine ulaşıyor. 2. Yüzyıl'da ise 120 bin… 100 bin kapasiteli tiyatroları bunun kanıtı… 18. Yüzyıl'da ise 14 bin… Ermeni, Rum ve Yahudilerle iç içe bir yaşam sürmüşler o günlerde. Tıpkı komşusu Ayvalık gibi…

Aristonikos kim diyecek olursanız… 

İLK SOSYALİST AYAKLANMA

Kral Eumenes’in Ephesoslu bir kadından doğan oğlu…

Tarihe, ilk sosyalist ayaklanma olarak geçen isyanın lideri Aristonikos’un, devletine ‘Heliopolis’ (Güneş kenti/Devleti), yandaşlarına ise  ‘Güneş kentinin insanları' adını vermiş olması, o çağların komünist kuramcısı Blossius’la olan yakın dostluğundan olsa gerek.  Tarihçi Eyüp Hoca böyle yorumluyor. Önceki Başkan Mehmet Gönenç önderliğinde heykeli dikilen Aristonikos, şimdi her gün bu toprağın çocuklarıyla…

recai Zeus Sunağı ÖNEMLİ

Zeus Sunağı ve Aristonikos konusunda gösterilen kadirşinaslık, Dilbilimci-Yazar ve parşömenin mucidi Krates ve eşi benzeri olmayan Pergamon Kütüphanesi’nin kurucusu  Atenedor için  esirgenmiş nedense… Unutulmuş olmalı…

Umarız, bugünkü  Başkan da bu eksiği tamamlar…

Cumhuriyet’in ilk kermesi  burada düzenleniyor 1937 yılında. O günlerde çıkan bir broşürde "Kozak çam fıstık  ve helvasından yiyiniz! Lokman hekimin hayat suyundan içiniz.’’ yazıyor.

Daha öncesinde  imza attığı İLK'ten biri de, ilk grev ve  toplu sözleşmenin M.Ö. 248 yılında  burada  yapılmış olması.

Bergama, sadece ülkemizin değil dünyanın da hayranlıkla izlediği bir kent.

Alman Şansölye Konrad Adenauer’in sözü bunun kanıtı: "Almanya’da her aydının kalbinde Bergama sevgisi yaşar.’’

Osman Bayatlı adı ve gerek arkeoloji gerekse de etnoğrafya müzesi, Bergama denilince ilk akla gelmesi gerekenlerden…

Siyanürlü altına karşı yarı çıplak eylem yapan Bergamalılar ise sadece Türkiye gerçeği değil, evrensel bir gerçekliğimiz.

ALLİANOİ ANTİK KENTİ

1800 yıllık Allianoi Antik Kenti’nin sular altında kalma tehlikesine karşı korunması gerektiğine dair eylemlerle de sesini duyuran Bergamalılara gösterilen saygı ve ilgi dün olduğu gibi bugün de sürüyor dersek yanılmış olur muyuz?

Bergama’nın; Atina gibi, Roma gibi, Selanik gibi hiç terk edilmemiş bir kent olması nedeniyle,  Bergamalı’nın  bu duyarlılığını ve tarih bilincini anlamak zor değil.

Öte yandan Sefa Taşkın, Eyüp Eriş, Necati Karaçoban,  gibi bu kentin tarihine/kültürüne dair araştırmalarıyla bilinen yerel tarihçilerinin bulunması ve yerel gazetelerin çokluğu da Bergama’ya artı katan diğer etkenler…

999. DÜNYA MİRASI

2014 Haziran’ında Birleşmiş Milletler’in Eğitim-Bilim-Kültür Organizasyonu UNESCO’nun Bergama’yı yeryüzünün 999. Dünya Mirası ilan etmesi boşuna değil…

recai2

Feylesof Pilinius Secundus’un "Küçük Asya’nın en ünlü ve muhterem şehri'' dediği Pergamon, Helenistik Dönem’in en ışıklı yıldızı Pergamon Krallığı olarak yer alıyor uygarlık tarihinde.

Düzeni ve kuralları Helenistik Dönem’de oluşturulmuş. Su yolları ve sarnıçlar yasalarla koruma altına alınmış. En yüksek ceza kimlere verilirmiş, biliyor muydunuz?

Suyu gereksiz kullananlara ve kirletenlere!

PERGAMON KÜTÜPHANESİ

Daha başka… Klasik dönemde yetişen 50 feylesofun 3’ü Pergamonlu.

Bunun arka planında yatan gerçek, o dönemdeki  Pergamon  Kütüphanesi…

Bergamalıların en önem verdiği konuların başında ne geliyor diyecek olursanız rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: Çocuklarının eğitimine verdikleri önem…

Atlanmaması gereken bir başka konu da Sefa Taşkın’ın kaleme aldığı ‘Pergamon Kadınları'

Helas, Barsine, Boa, Satyra, Antiokhis, Apollonis, Stratonike, Berenike…

Hiç öne çıkmazlar, hırslı görünmezler, erk peşinde koşmazlarmış. Pek de konuşmazlarmış.

"Mermeri ve bronzu hamur gibi işleyip eşsiz heykelleri, Zeus Sunağı gibi bir tapınağı, dünyanın en dik tiyatrosunu, inanılmaz uzunlukta ve teknikte su kanalları açanları, dil bilimini bir sanat haline getirenleri’’ (Pergamon Kadınları) öğrenince bugün TBMM’de ya da belediyede  neden bir kadın temsil etmiyor Bergamalıları diye düşünmenin zamanı değil mi?

Yolu Bergama’ya düşenlerin özellikle Kozak Yaylası'na çıkmalarını, Demircidere’deki özel etnoğrafya müzesini görmelerini ve fıstık çamları denizinde (!) yolculuk yaparak oksijen depolamalarını öneriyorum.

recai3

Merkezde ise Kurşunlu Cami,  Yeni Cami, Kulaksız Cami, Hacı Hekim Cami, Divanı Hızır Cami,  Ulu Cami, Şadırvanlı Cami, Hatuniye Cami, Selçuklu Minaresi, Laleli Cami, Hacı Hekim Hamamı, Küplü Hamam, İncirli Mescid, Kapalıçarşı, Arasta, Çınarlı Kahve, Karaosman Sebili, Parmaklı Mescid, Katırhan’ı  ve Üçkemer Köprüsü görülmeli.

ABACIHAN SOKAĞI

İstiklal Meydanı’ndaki Abacıhan Sokağı’na girip çıkmayı  ihmal etmeyin. Oraya çok yakın halı ve kilim satanlarla antikacılar da dikkatinizi çekecektir.

Çoğu şehirde çeşmeleri görürsünüz ama suları akmayan çeşmelerdir onlar. Burada suyu akmayan/suyu içilmeyen çeşme yok gibidir.

İlçe milli eğitim müdürlüğünün önündeki ‘Şehitler Çeşmesi' onlardan sadece biri…

recai11

Bergama köftesi ise dillere destan… 

Ara sokaklara dalıp eski evleri ve Hüsnü Şenlendirici’nin yetiştiği Atmaca Mahallesi’ni  görmeyi de  ihmal etmemeli gezginler.