Adalette, hukukta talihsizlik olur mu?
Ya da adil olmayan bir soruşturma, bir yargı kararı talihsizlik olarak nitelenebilir mi?
Ama büyük bir pişkinlikle böyle söylüyor Adalet Bakanı Bekir Bozdağ. “Keşke böyle olmasaydı, daha doğru olurdu” diyor.
Konu Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan operasyon. Suçlama FETO ve PKK terör örgütlerine üye olmamakla beraber örgüt adına faaliyette bulunmak. Gözaltına alınan yönetici, yazar ve hatta karikatüristler. Avukatlarla görüşme yasağı. Yandaş medyada çarşaf-çarşaf infaz yazıları. Muhalif basına tahammülü olmayan tipik bir AKP klasiği.
Ancak bir de işin traji-komik yanı var.
Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarına FETÖ operasyonu yapan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Murat İnam, FETÖ'ye üyelik suçlamasıyla halen yargılanıyor.
Bu müthiş haberi ortaya çıkaran ODA TV'nin acar gazetecisi Barış Pehlivan. O Barış ki yaşamının en güzel iki yılını kumpas davaları sürecinde Silivri zindanlarında geçirmiş.
Barış Pehlivan'ın haberinin can alıcı noktalarında şu başlıklar var;
“Dava Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde görülüyor. İddia, FETÖ'nün Selam Tevhid soruşturmasında kumpas kurulduğu. Davanın 997 şikayetçisi arasında birinci sırada Recep Tayyip Erdoğan var. Sanıklar ise tamamı hakim ve savcılardan oluşan 54 kişi. Suçlamalarda FETÖ örgütüne üye olmaktan, siyasi ve askeri casusluğa, suç uydurmaktan resmi belgede sahteciliğe kadar on çeşit suçlama var.
İşte bu davanın 28 No'lu sanığı Savcı Murat İnam...
Yani Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarını FETÖ adına suç işlemekten gözaltına aldıran savcı FETÖ'ye üye olmaktan halen yargılanıyor.
Savcı İnam'ın Yargıtay'daki davasında bir kez ağırlaştırılmış müebbete ek olarak 67 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Sanıkların ayrıca yurt dışına çıkış yasakları bulunuyor.
Şaka gibi değil mi?
Ama Bekir Bey şaka değil yalnızca talihsizlik diyor. Pekala dosyaya Yargıtay'da aynı davadan yargılanan bir hakim başkaydı bunun adı da talihsizlik mi olacaktı?
Böyle bir durum yok. Ancak aralarında Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Yazar Kadri Gürsel ve karikatürist Musa Kart'ın da bulunduğu 9 kişinin tutuklanması son derece kaygı verici. Her zaman söylüyoruz bu tür davalarda esas, tutuksuz yargılanma olmalı. Arık bu ülke insanı yeniden Ergenekon süreçleri yaşamak istemiyor.
Bu arada yandaş medyanın görmezden geldiği bir konu daha vardır ki o da Cumhuriyet Gazetesi önünde gençlerin ağırlıklı olduğu protesto eylemleri. Hukuksuz uygulamaları ve iktidarın muhalefeti susturma girişimlerini protesto edenler gazetenin önünde destan yaratıyorlar.
Aslında dava bugünkü haliyle tamamen çökmüştür. Ortada bir talihsizlik değil çok büyük bir hata vardır. Bir yerde savcının durumunun ortaya çıkarılması talihsizlik değil bir talihtir.
Mutlaka bir talihsizlikten söz edilecekse bu müthiş haberi dolayısıyla Barış Pehlivan'a soruşturma açılmasının istenmesidir. Neyse ki kamuoyundaki büyük tepki nedeniyle dosya geri çekilmiştir.
Asıl talihsizlik ise bu ülkenin 14 yıldır yaşadıklarıdır. Noktayı Barış Pehlivan'ın yazısının sonundaki Edip Cansever dizesiyle koyalım;
“Diş değil, tırnak değil, bir adalet niye kanar?”