Milyon... Milyonlar... Milyonerler... Her sabah gözümüzü açıp, akşam kapayıncaya kadar kim bilir farkında olmadan bu sözcükleri kaç defa söylüyor veya dinliyoruz? Hiç hesap etmedim. Ama, bundan bahis etmeyene de pek rastlamadım!..
Her ayın 9, 19, 29'unda Milli Piyango' nun çekilişini takip edip "Acaba kim milyoner oldu?" diye sormuyor muyuz! Ya "toto, süper loto, on numara, sayısal", diye haftanın dört günü milyonların peşine düşenlere ne dersiniz!
Bu "milyonerlik merakı" bunlarla bitse, canım kurban! Gece televizyon ekranlarımızın başına geçip "Kim milyoner olmak ister?", "Milyonluk resim" ve de benzeri yarışma programlarına kendisini kaptıran "milyon avcıları" da işin ayrı bir boyutu!..
Benim güzel ülkemin tam "127 bin adet dolar milyoneri" varmış. Ya gerisi! 10 milyon zengin, 62 milyon fakire ne dersiniz! Napolyon Bonaparte bir söylemiş, pir söylemiş; şarkı sözlerinden, atasözlerine kadar hep aynı merak: Para... Para... Para...

***

Aslında ülkemin gündemin başında Süper Devletlerin bizim güney sınırımızın bitişiğinde yaptıkları değişik hesaplar geliyor. Tabii ki, "dolara tanrı diye tapan" ABD, savaşı hep kendi topraklarından uzak tutmak için deniz aşırı ülkelerde savaşıp rant peşinde koşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha dün "Obama gibi Trump' ta bize karşı yalan dolan peşinde koşuyor" demedi mi? Amaç belli; Rusya ve bazı ülkeler onlardan farklı mı? Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahraman evlatları 20 gündür Suriye'de bu yalana dolana karşı "Zeytin Dalı Harekatı" adı altında mücadele edip, bu toprakları sahiplerine vermek istiyor. Bini aşkın hain PKK ve yandaşları etkisiz hale getirildi. Ama ABD, Rusya bu savaşın bitmesini ister mi?
Silah tüccarları "Gez, göz, arpacık" dönemini kapatıp Suriye' de Irak' ta, İran' da, Asya' da insanları, insanlığı çeşitli toplu imha silahları ile yok etmeye çalışırken AB "üç maymunu" oynuyor...

***

Bizim mesleğin insanları bir yandan bu olayları takip ederken, bir yandan da içteki olumlu- olumsuz olayları "Gez, gör, yaz" prensibi ile sayfalarında, ekranlarında ve de köşe yazılarına aktarmaya devam ediyoruz.
Bende, iki gün önce İzmir' in Kemalpaşa ilçesine bağlı Sarılar Köyü'ndeki dostların uzun süredir yaptıkları davete nihayet icabet ettim. 600 yıllık Yörük Köyü olarak bilinen Sarılar da 450 hane ve 1200 nüfus bulunuyor. 2013'den buyana köyün en genç ve idealist muhtarı olarak seçilen şu an 37 yaşındaki Günay Koçaçam, çok yönlü çalışmaları ile köyünü çiftçilik ve hayvancılıkla kalkındırmaya, partiler üstü bir yer olarak ilan etme çabasında...
Daha önce 10 bin metrekare olan köy yollarına 12 bin metrekare daha ekleten Koçaçam, en büyük sorun olan içme suyunu da getirmiş. Nitekim seçimi de vadettiği "Gençlik projesi" ile kazanmış ve o günden buyana gençleri "uyuşturucu müptelasına" kaptırmamak için büyük çaba sarf ettiğini de söylüyor. Sarılar' ın İlk ve Orta dereceli okulunda 150 öğrenci bulunuyor.
Bu görüşmeleri köyün 4 kahvesinden biri olan Nuri Poyraz' ın mekanında, Mehmet Uysal'ın çiftliğinde, meşhur sucuk- köfteci Bahri'nin dükkanında Semih Zafer' in önderliğinde gerçekleştirdik.
Kemalpaşa Belediyesi bilindiği gibi AK Partili, Sarılar da CHP kazanmış. Deniliyor ki "Bu yüzden hizmet bize gelmiyor! Öyle ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ak Saray' da düzenlediği onlarca Muhtarlar toplantısına bile çağrılmadık!"
Bunlara karşılık Sarılar muhtarının herkes tarafından bilinen ciddi ve başarılı dürüst bir kişiliği var; İzmir Büyükşehir Belediyesi' nden otobüsün köy içine girmesi, vadedilen düğün salonun acilen yapılması ve diğer isteklerine de ilgililerin "cek, cak, resim çektirip kaybolma" faslı dışında olumlu cevap vermeleri. Hatta Bölge milletvekillerini en kısa sürede aralarına girip dertlerini dinlemesi köy halkının isteği olmuş. Muhtar Günay Kocaçam da şimdi bunun peşinde...
Bakalım Sarılar köyü sararıp bitecek mi, yoksa yeşerecek mi?