İktidarın payandası MHP lideri Devlet Bahçeli, Suriyeli göçmenleri işaret ederek düzensiz göçün bir istilâ olduğunu söylüyor.

Bahçeli, "Bayram için ülkelerine gidenlerin geri dönüşlerine de lüzum yoktur" diyor.

Bahçeli ayrıca şunları söylüyor: "İlanihaye burada kalmaları mümkün değildir."

Bahçeli, bu göçün demografik bir kumpas olduğunu da sözlerine ekliyor.

İyi güzel de partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisiyle aynı görüşte değil.

O da; "Biz bu ülkede iktidar olduğumuz sürece bize sığınan Allah'ın kullarını katillerin kucağına atmayız" diyor.

Ne olacak şimdi? Gidecekler mi? Kalacaklar mı?

Erdoğan'ın katiller dediği Suriye Devlet Başkanı Beşer Esat...

Bakın Pentagon Savunma İstihbarat Teşkilatı'nın Dünya Çapındaki Tehdit Değerlendirmesi Raporu'nda Suriye muhalefetinin artık kesinlikle rejime tehdit oluşturma yeteneğine sahip olmadığı vurgulanıyor.

Raporda, yaklaşık on yıllık iç savaşın ardından muhaliflerin zorlu bir çıkmaza girdiği belirtiliyor. Raporda ayrıca Esat'ın da muhtemelen açık bir siyasi ve askeri destek olmadan bir saldırıda bulunmayacağı kaydediliyor.

Durum gerçekten böyle ise misafirlerimizin(!) artık yavaş yavaş ülkelerine dönme zamanları da gelmiş demektir. Tabii işin içinde başka hesaplar yoksa...

Hafta içinde bazı AKP yetkililerinin saçma-sapan açıklamalarına tanık olduk.

Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmesi halinde ekonominin çökeceğini iddia eden dehalar (!) ortaya çıktı.

Muhteremler mülteci emeğine dayalı bir ekonomik büyümenin nasıl sürdürülebilir olacağından tabii ki habersizler.

Suriye işgücünün ucuz ve güvencesiz olduğunu, ancak katma değeri düşük sektörlere rekabet gücü sağlayacağını bilmeyecek kadar da sığ düşünce sahipleri bu zatlar.

Ortada bir gerçek var.

Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Çalışma Örgütü, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve diğer uluslararası organizasyonlar bu nüfusun Türkiye'de kalıcı hale gelmesi için her türlü taklayı atıyorlar. Suriyeliler'e bir alay istihdam desteği sağlıyorlar.

AB taahhüt ettiği 6 milyar Euro'luk desteğin aktarımını tamamladı.

Ayrıca her ay Suriyeliler'e 160 TL gönderiyorlar.

Tek dertleri Türkiye'nin tampon bölge olması.

Bir de Büyük Ortadoğu Projesi adına Suriye'de iç savaş çıkartarak, ülkeyi parçalamakta başarılı olamayan emperyalizmin projeyi sürdürme istekleri var.

Tüm güçleriyle barışı ve yıkılan ülkenin tekrar yaşanabilir hale gelmesini önlemeyi amaçlıyorlar.

Suriye'de yıllardır süregelen çatışmalar nedeniyle ekonomik, sosyal ve teknik altyapı büyük ölçüde çökmüş durumda.

Haliyle sahillerimizde nargile çeken misafirlerimizin (!) ülkelerine dönüp sıkıntıya girmelerini beklemek doğrusu pek misafirperver bir davranış olmuyor.

Defalarca yazdık; Suriye ile diplomatik kanallar işletilerek, milli güvenlik sorunu dahi yaratabilecek bu misafirliğe son vermek mümkün.

Hatta TOKİ mi olur, 'beşli çete' mi olur, artık kimlerin desteği olursa bu evinden yurdundan olan 5.6 milyon Suriyelinin tekrar ülkelerinde iskan edilmesine katkı sağlanabilir.