Ocak 2017: 37.
Şubat 2017: 30.
Mart 2017: 35.
Nisan 2017: 30.
Mayıs 2017: 39.
Haziran 2017: 35.
Temmuz 2017: 28.
Ağustos 2017: 27
Eylül 2017: 37.
Ekim 2017 ise 40.
Toplam 330.

***

Türkiye'de 2017 yılının ilk on ayında öldürülen kadın sayısıdır bu.
Caddede, sokakta, evde, işyerinde patır patır doğranan, çeşitli silahlarla hayatlarına son verilen kadınlarımızdır hepsi.
Yüzde yirmisinin yaşı 19-24, yüzde on üçünün yaşı 25-35 aralığındaydı.
Yüzde otuzunu kocaları öldürdü.
Yüzde sekizini oğulları, yüzde sekizini erkek arkadaşları, yüzde üçünü ise babaları öldürdü.

***

Ankara’da yakıcı bir yaz günü idi.
Atatürk beraberinde arkadaşları ve yaverleri olduğu halde Kızılcahamam’a giderken Kazan Köyü yakınlarında durmuş ve otomobilinden inmişti.
Köyün kadını, genci, yaşlısı, ihtiyarı köylerin içinden geçen, köşede duran bu yabancı konukları görünce hep beraber koşuştular.

***

Kimi su getirdi, kimi ayran.
Bunlardan biri, güğümünden aktardığı soğuk ayranı Ata’ya uzattı.
“Bir soğuk ayran içer misiniz?” dedi.
Bu çorak iklimin kavurduğu yüzünde bronzlaşmış Türk kadının en bariz ifadelerini taşıyan, bir Türk anası idi. Böğrüne sıkıştırdığı kundağı biraz daha bastırdıktan sonra, sağ elindeki ayran bardağını uzattı, bekledi.

***

Ata’sı, ayranı kana kana içmiş ve bir an durakladıktan sonra “Senin kocan kim?” diye sormuştu.
Köylü kadını, yüzü tunçlaşmış, elleri nasırlı bir Türk anası idi; Ankara’nın kendine has şivesi ile kocasının Sakarya harbinde boğazından yaralanmış bir cengaver olduğunu söyledi.
Ata bir soru daha sordu :
“Ne zaman doğdun?”
“1919’da Atatürk Samsun’a çıktığı zaman doğdum” dedi kadın.

***

Ata, bir an düşündü. Yıl 1934 idi.
Kadının bu ifadesine göre 15 yaşında olması lazım gelirdi.
Halbuki karşısındaki kadın 25 yaşlarında görünüyordu.
Tekrar sordu:
“Nasıl olur?”
Evet, nasıl olurdu.
Kadın hiç tereddütsüz, o her zamanki nüktedan haliyle ve memleketin işgal altında geçirdiği acı yılları ima ederek, “Evet Paşam, ondan evvel yaşamıyordum ki” dedi.

***

Bu şaka Ata’yı bir hayli düşündürdü.
Ayrılırken yaverine kadının ismini ve adresini not ettirdi.
Bu kadın kimdi biliyor musunuz?
Daha sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giren ilk kadın milletvekili Satı Çırpan...

***

Kıssadan hisse;
Atatürk hepimizin ortak paydasıdır.
Eşini, kızını, sevgilisini doğrayan, öldürenler hariç.
Bir de Atatürk'ün adını kullanıp oy devşirenler.
Zaten şıp diye tanırsınız onları.
Bir öfkelerinden, bir de sırıtışlarından...
Dikkat edin, aman diyeyim...