Dünyayı, memleketi, insanlığı falan kurtaracak gücüm olmadığını idrak ettiğim günden beri sadece kendi hayatımı kurtarmaya bakıyorum.
Size de tavsiye ederim, müthiş bir rahatlık.
'Amaan allasen, yarına çıkacağımızın garantisi yok' şeklideki altın günü klişesini adeta hayat mottom ilan ettim.
Hazır olun ikinci klişe geliyor: Sen mutluysan çevrendeki herkes mutlu. Klişe mlişe ama doğru!
O yüzden küçük dünyamda evceğizimle, hayvanlardan oluşan ev arkadaşlarımla, bir kaç tane de henüz kafayı yeteri kadar yememiş dostumla gemiyi limanda tutmaya çalışıyorum.
Bir kere kendime dönümce fark ettim ki evi de ruhumu da, bedenimi de epey ihmal etmişim.
Bu yüzden hızlandırılmış bir ıslah çalışmasına başladım.
***
- Dolar yükseliyor ben günde iki kez 5 km. yürüyorum. İyi geliyor.
- Euro yükseliyor ben hayatımda hiç yüzmediğim kadar çok yüzüyorum. İyi geliyor.
- Mevsim yüzünden beyin bedene "yağ bağlaman lazım, yi koçum yi!" sinyali verdikçe kendimi tutup lahana çorbasına yükleniyorum. İyi geliyor.
- Dangalağın biri canımı mı sıktı, o dangalağı değiştiremeyeceğim için hemen  eşyaların yerini değiştiriyorum. İyi geliyor.
- Tırnaklarımın içi toprak dolana, kollarım ağır kaldırmaktan titreyene, eğilip kalkmaktan bacaklarım et kesene kadar bahçeyle ilgileniyorum, kuru çiçekleri ebediyete gönderip, canlılara vitamin ve güzel söz takviyeleri yapıyorum. İyi geliyor.
- Hayatımdaki atsan atılmaz satsan satılmaz insanlar yerine evde biriktirdiğim ne kadar lüzumsuz eşya varsa bir koliye doldurup atıyorum. İyi geliyor.
- Bütçemin orasından burasından yaptığım kesintilerle ne zamandır ihmal ettiğim dişlerimi alıp doktora götürüyorum, botoksumu aman ha ihmal etmiyorum. İyi geliyor.
- Saçlarımı boyuyorum, sonra gidip kısacık kestiriyorum. İyi geliyor.
- Evde düzenli olmadığım kadar düzenli, tertipli olmadığım kadar tertipliyim. Çok iyi geliyor.
- Biri beni özellikle özel hayatımla, keyfimin kahyasıyla ilgili eleştirmeye kalktığında 'İyi de bundan SANA NE!' diyorum. İyi geliyor.
- Dost zannettiğim bir mahlukat durup durduk yerde bana sardığında 'Aman ne hali varsa görsün BANA NE!' deyip arkamı dönüyorum. İyi geliyor.
***
Neşe kovalıyorum. Az düşünüyorum,  çok gülüyorum. İstediğim şeyi yapıyorum, istemediğimi yapmıyorum. Ve dünyanın bu en basit, en ucuz eylemleri sayesinde her akşam Gülben Ergen gibi şükür emojileriyle yatıp sabah Şeşma Subaşı gibi 32 diş uyanıyorum.
Ağzımdan köpükler çıkartacak kadar sinirlendiren, üzen, ağlatan olaylar karşısında kendime tanıdığım süre 48.
48 saatin sonunuda istesem de artık o mevzuyu aklıma getiremiyorum.
Sevdiklerimin sağlığı dışında beni bu dünyada yıkacak, devirecek, yasa boğacak hiç bir şey yok.
Bak yine yazarken müthiş gaza geldim. Şimdi şöyle bir açılın pelerinimi taktım , bir kolum ileri gergin, elim yumruk, müsadenizle uçuşa geçiyorum.