Keşke o şarkılar artık çalmasa

Yarım asırdır müzik yapan ve ülkenin sorunlarına yaptığı müziklerle dikkat çeken Cahit Berkay, bugün hala canlı kalan eleştirel şarkıları için “Keşke o şarkılar artık çalmasa” diyor

14.01.2022 - 07:39 Yayınlanma

Röportaj/ Didar DEMİRCİ

İdealist 5 gencin, ünlü olma, para kazanma ve yurtdışına çıkma hayalleriyle bir araya geldiği Moğollar Grubu’nun kurucularından 75 yaşındaki Cahit Berkay ile bir araya gelme şansına eriştim. İzmir’de 5’inci kez düzenlenen Eflatun Nuri Ulusal Karikatür Yarışması’nın ödül töreni sonrası Moğollar’ın sahne alacağını duyunca hemen bir röportaj randevusu aldık. Tören öncesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin kulisinde kendisini ziyaret ettim. Sıcak gülümsemesi ve yaşının verdiği tatlı yorgunlukla beni selamladı. Röportaja başlarken öyle aman aman bir heyecanım yoktu ancak Berkay anlattıkça, Cem Karaca, Barış Manço dedikçe bende heyecan tavan yaptı. Moğolları Cahit Berkay’dan dinlemek benim farkındalığımı artırdı. Böylece bir dönem dağılan Moğollar’ı yeniden bir araya getirmek için 1990-1992 yıllarında imza kampanyası başlatan Leman Dergisi Karikatüristi Kaan Ertem’i daha iyi anladım.

GENÇLİK İDEALLERİ…

Moğollar’ın nasıl doğduğu hakkındaki merakımı gideren Cahit Berkay, Engin Yörükoğlu, Hasan Sel, Aziz Azmet ve Murat Ses ile birlikte yurtdışına çıkmak, meşhur olmak ve para kazanma hayalleriyle Moğollar’da bir araya nasıl geldiklerini anlattı. Grubu bir araya getiren şeyin Altın Mikrofon Yarışması olduğunu dile getiren Berkay, yarışmaya Engin Yörükoğlu, Hasan Sel ve Selçuk Alagöz’le birlikte bir orkestrayla katıldıklarını, ancak yarışmada tanıştıkları Aziz Azmet ve Murat Ses ile idealleri örtüşünce birlikte bir grup kurarak yola devam ettiklerini söyledi. Berkay, “O zamanlar Türkiye’de grup isimleri olarak Gaddar, Haşin, Haramiler gibi isimler popülerdi. Yurtdışında Rolling Stones, Animals, The Beatles dönemin popüler gruplarıydı. Biz de bu isimlere uygun Moğollar ismini seçtik ve müziğe başladık. 1967’de kurulduk, 1970’li yıllarda idealimiz için Fransa’ya gittik. Fransa’da bir albüm yaptık. Daha sonra CBS’le anlaştık. CBS’le de bir 45’lik yaptık ama solist sıkıntımız vardı. O nedenle Barış Manço ile bir araya geldik. Fakat yürümedi! Turne için Türkiye’ye dönmüştük. Türkiye’nin çalkantılı olduğu 1970’li dönemlerdi… Daha sonra Cem Karaca ile birleştik. Fransa’ya gitmeden plak yapalım birkaç tane dedik. Namus Belası’nı çıkarttık. Namus Belası hit oldu. Peş peşe turneler düzenledik… Cem Karaca da haklı olarak o imkanı değerlendirmek istiyordu. 2.5 sene biz Cem’le beraber çalıştık” şeklinde konuştu.

ASKERDEN DÖNDÜĞÜMDE GRUP DAĞILMIŞTI

İdealleri için 1976 yılına kadar bir şeyler yapmaya çabaladıklarını, ancak 1976’da askere gitmek zorunda olduğunu dile getiren Berkay, grubun ayrılma nedenini şu şekilde anlattı:

“Askerden döndüğümde grup üyelerinden sadece Engin Yörükoğlu vardı. Dağılmamızın sebebi elemanın kalmaması, yoksa kavga falan etmedik. Fransa’daydık. Bir tek Engin’le ben kalmıştım. Bizde zaten kavga edecek yapıda bir insan varsa o kendiliğinden ekarte olur gruptan. Biz disiplinli bir gruptuk. Provaları bir iki aksatırsan ve bunu alışkanlık haline getirirsen gruptan ekarte ediliyordun. İşte kulakları çınlasın Hasan Sel, o biraz provaları aksatıyordu. Ayrıldık ve Taner geldi yerine. Taner Öngür’le biz hala çalışıyoruz. Aziz rahmetli oldu. Engin Fransa’da kaldı. Ben 1982’de yurda kesin dönüş yaptım.”

İÇİMİZDE BİR HEVES VARDI

‘İçimizde bir heves vardı’ diyerek Moğollar’ın yeniden bir araya gelme sürecini anlatan Berkay, “Leman Dergisi’nin çizerlerinden, nur içinde yatsın Kaan Ertem, bizim yeniden bir araya gelmemiz için bir imza kampanyası başlatmıştı. 5 binin üzerinde imza toplamıştı. Hatta o imzaları kopyalayıp, ciltler halinde hepimize hediye etmişti. Bir şekilde Moğollar’ın bir araya gelmesinde Kaan’ın rolü büyüktür” sözlerini kaydetti. O gün Moğollar’da bir araya gelen grup üyelerinin hala devam ettiğini belirten Berkay, “Taner Öngür, Engin Yörükoğlu, ben ve kadroya ek olarak Serhat Ersöz katıldı aramıza. Ben şarkıcı değildim ama bir araya geldikten sonra şarkı da söylemeye başladık. En son Engin Yörükoğlu vefat ettikten sonra onun yerine Kemal Küçükbakkal geldi. Onunla hala devam ediyoruz. Cem Karaca’nın oğlu Emrah Karaca da kadroda” diye konuştu.

DİNLEYİVERİN GARİ

Grubun yeniden bir araya gelmesinin ardından çıkardıkları parçaların daha yaşamın içinden olduğunu söyleyen Berkay, toplumsal olaylarla ilgili yaptıkları parçaların eskimemesini şu sözlerle eleştirdi:

“Olaylardan etkilenip yaptığımız şarkılar var. İşte; Bir şey Yapmalı, Dinleyiverin Gari, Issızlığın Ortasında... Yani daha çok hayatın içinden, toplumun bir şekilde hislerine tercüman olan şarkılar. Bu nedenle de daha kalıcı oldular. Çünkü ülkemiz maalesef hala yerinde sayıyor. Benim 1993’te yaptığım parça bugün bire bir geçerli. Mesela Dinleyiverin Gari şarkısı bir taşlamadır. Bizim folklorumuzdaki gelenekten. Hala insanlarda aynı hissi uyandırıyor. Keşke ülkemiz düzgün bir yola girseydi de o şarkı da çalmasaydı. Ama şarkı hala geçerliliğini koruyor”

DEMOKRASİ ÖLÜMSÜZ KILDI

‘Müzik gruplarının ömürleri pek uzun olmuyor’ yorumuma Berkay, şöyle cevap verdi:

“Ben şu an 75 yaşındayım. Her şeyden önce mutlu bir yaşlılık yaşıyorum. Çünkü hala sevdiğim işi yapıyorum. Taner benimle yaşıt sayılır diğerleriyle aramızda ciddi bir yaş farkı var. 30 seneye yakın bir fark var. Onlarla çok iyi anlaşıyoruz. Bir araya geldiğimiz zaman yaş farkı ortadan kalkıyor. Yani bana Moğollar grubu mutluluk kattı. Çok uyumlu bir grubuz ki bir grubu yaşatmak çok zordur. 10 seneyi deviren grup sayısı bile çok azdır. Bunun temel nedeni demokratik bir grup olmamız. Bir kere ego olmayacak. O çok önemli. İkincisi biz kazandığımız parayı 6’ya böleriz. Grup 5 kişi bir de menajer var. Eşit olarak… Ki ben en başından beri gruptayım, Taner ha keza öyle… İşte Kemal de 11 senedir grupta. Girdiği an çalışmaya başladığı an benimle aynı parayı aldı. Ama şöyle de bir şey var o da o kadar sorumluluk yükleniyor. Yani grup böyle… Mutluyuz, aramızda uyumsuzluk yok. Herkes elinden geldiği kadar en iyisini en doğrusunu yapmaya çalışıyor bu da grubu ayakta tutuyor.”

NESİLDEN NESİLE…

Berkay’la şu sıralar popülerliği artan rap müzik üzerine de konuştuk. Rap'in kendisine çok hitap etmediğini ancak Ceza ve Ezhel’i oldukça başarılı bulduğunu belirterek, “On numaralar” dedi. ‘Türkü dinlerim’ diyerek devam eden Berkay, pandemi öncesinde türkü ve rock bara gittiğini söyleyerek ‘Gençleri orada yakalamayı seviyorum’ diye konuştu. Öte yandan şimdilik evde torun baktığını ifade eden Berkay, torununun hayalinin büyüdüğünde Moğollar’da piyona çalmak olduğunu söyledi. Bunun üzerine Cem Karaca’nın oğlu Emrah Karaca’nın da Moğollar'ın üyesi olduğuna dikkat çektim ve neden olmasın sizin mirasınızı da torununuz üstlenir ve Moğollar Grubu nesilden nesile aktarılır dedim. Benim bu sözlerime Berkay, “Neden olmasın, olmayacak diye bir şey yok. Torunumun Moğollar’da çalmasını çok isterim. Gençlerin bu gruba sahip çıkmasını çok isterim” dedi.