İzmir’in Çiğli ve Menemen ilçelerinde faaliyet gösteren Amerika merkezli TPI Composites fabrikasında çalışan 2800 işçi, “insanca yaşam ve çalışma koşulları” talebiyle 13 Mayıs’tan bu yana grevde. Rüzgar türbini kanadı üreten işçiler, kâr üstüne kâr açıklayan fabrikanın düşük ücret dayatmasına karşı direniyor. Petrol-İş Sendikası İzmir Şubesi’ne bağlı işçiler, Türk-İş önünde tabut eşliğinde yaptıkları yürüyüşte “Bakanlık uyuma, işçilere sahip çık” sloganlarını attı.

Kira ödeyemedik, evden atıldık
İşçilerden Sevgi Sağlamtürk, yaşadıkları zorlukları şöyle anlattı:
“Biz Mayıs ayında kendi haklarımız için greve çıktık. Grev süresi boyunca yüzde 30’lar, yüzde 50’ler gibi zamlar teklif edildi ama bizim maaşlarımız zaten çok düşük. Bugün bordromuz çıksa aldığımız para 25 bin lira civarında. Çalışma koşullarımız ise gerçekten çok kötü. Çoğumuz astım, KOAH, bel fıtığı gibi hastalıklara yakalandık. Bu ağır kimyasallara sürekli maruz kaldığımız için buradan çıktıktan sonra başka bir işte çalışmamız bile çok zor olacak.
Son süreçte üretime devam edileceği kararı alındıktan sonra yeniden yüzde 80’lik bir sözleşmeye imza atmamız istendi, ama biz kabul etmedik. Ardından bizi başka bir paravan şirkete devrettiklerini öğrendik. XCS adında bir firmaya devredilmişiz. Ancak o firmada muhatap bulamıyoruz. Yöneticilerin bir kısmı haklarını alıp çıktı, gitti. Biz ise altı aydır ne geriye dönük haklarımızı alabildik ne de on yıllık, on beş yıllık çalışan arkadaşlarımız tazminat, ihbar gibi haklarını alabildi.”

Sağlamtürk, yaşadıkları ekonomik sıkıntılara da dikkat çekerek, “Altı ay çok uzun bir süre… Bu süreçte farklı işlere yönelen, kirasını ödeyemediği için evinden atılan arkadaşlarımız oldu. Çalıştığı yerde iş kazası geçirip ameliyat olan, bu yüzden tekrar çalışamayanlar var. Bir kişinin bu şartlarda evini geçindirmesi gerçekten çok zor. Bu yüzden hakkımızı istiyoruz. Hakkımızı aramak için buradayız.” diye konuştu.

TPI işçileri adına konuşan Altay Özgür, şirketin yıllardır Türkiye’de büyük gelir elde etmesine rağmen çalışanlara düşük maaş dayattığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bizler 2800 TPI işçisiyiz. Amerika merkezli TPI Composites, dünya çapında rüzgar türbini kanadı üreten en büyük firmalardan biri. 2012’den beri İzmir’de faaliyet gösteriyor. Yıllardır Türkiye’de kâr üstüne kâr açıklayan bir dev, ama biz TPI işçilerinin payına ne düşüyor derseniz; 23 bin TL maaş karşılığında astım, bel fıtığı ve ciğerlerimizi bırakmak. İstediğimiz sadece insanca yaşanacak bir ücret ve çalışma koşullarıydı.”
Özgür, şirketin sendikanın tüm tekliflerini reddettiğini ve grev sürecinde üretimi “iflas” bahanesiyle durdurup fabrikayı “XCS Composites” adlı paravan bir şirkete devrettiğini söyledi:
“Grev sürerken TPI Composites fabrikaları XCS Composites’e devredildi. Ama bu şirketin Türkiye’de hiçbir yatırım geçmişi yok, paravan bir firma. Finansal daralma bahane, işçilerin haklarını gasp edip üstüne paravan çekmek şahane! TPI patronu hiçbir sorumluluk üstlenmiyor, ama hak isteyen işçiyi mağdur ediyor.”

Polis barikatı önünde onur mücadelesi
Alsancak Gar önündeki açıklamanın ardından sendika binasına yürümek isteyen TPI işçilerinin önü polis barikatıyla kesildi. Yürüyüşe izin vermeyen polis ekipleri, işçilerin tepkisiyle karşılaştı. “İşçilere değil, patronlara barikat!” sloganları atan işçiler, oturma eylemine başladı.
Barikat önünde konuşan bir kadın işçi, öfkesini şu sözlerle dile getirdi:
“Ben yıllarca emek vermişim. Bugün mücadelesini sadece mübarek Allah’a güvenerek sürdürüyorum. Nereden izin soruyorsunuz? Emek verdik, emek! Beni kimse durduramaz. Her gün aynı oyalamalarla, ‘bekleyin, bekleyin’ diyerek altı ay geçti. Altı ay! Ben kiramı ödeyemiyorum, yarın evden atılacağım. Kim bana destek olacak? Ben dilenci değilim, sadece hakkımı arıyorum. Çocuğumu okula göndermek istiyorum. Bana değil, patronlara barikat kurun! Burada on iki yılını vermiş insanlar var. Bu artık benim onur mücadelem. Paramı alsam da almasam da bu haksızlığı onların yanına bırakmayacağım. Bu artık onuruma dokunuyor.”




