Röportaj/ SİNAN KESKİN

Korona virüs salgının etkisini göstermeye başlamasıyla birlikte bir süredir birçok sektörde işler durma noktasına gelirken bazı sektörler ise tamamamen kontak kapattı. Bu sektörlerin başında ise Türkiye ekonomisinin bel kemiklerinden olan turizm geliyor. Yaz sezonuna girdiğimiz şu günlerde binlerce istihdam sağlayan, katkı sağladığı yan sektörlerle milyonlaca insanın ekmek yediği turizm sektörü derin bir sessizlik içinde. Hem devlet yetkilileri hem de sektör temsilcileri turizm sezonunu en az kayıpla atlatmak için çözüm arıyor. Bu süreçte sektörün hemen her paydaşı çeşitli platformlarda görüşlerini dile getiriyor. Ancak sektörün önemli paydaşlarından turist rehbeleri yeterince seslerini duyuramadılar kanısındayım.

İzmir Turist Rehberler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Macit Şaşzade ile korona virüs salgınının turist rehberlerine etkisini ve beklentilerini konuştuk.

Öncelikle kısaca Macit Şaşzade'yi tanıyabilir miyiz? Macit Şaşzade kimdir? Nasıl bir eğitim almıştır? Rehberliğe nasıl ve ne zaman başlamıştır?

1957 Kahire doğumluyum. Babamın görevlerinden dolayı eğitimim farklı süreçlerde Türkiye ve yurdışında devam etti. DEÜ Buca Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği bölümünden mezun olduktan sonra TUREM ‘Turizm Meslek’ okulunda eğitmen ve idareci olarak çalıştım. Daha sonra yarı kamu bir bankada kambiyo uzmanı olarak 4 yıl çalıştım. Bu süreç sırasında burs kazanarak Londra’da Morley College’da ‘iş idaresi ve yönetimi’ eğitimi aldım. 1987 yılında Turizm Bakanlığı'nın açtığı kurstan İngilizce ve Arapça dillerinden mezun oldum. Sonrasında bankacılıktan ayrılarak profesyonel turist rehberliğine başladım. İki yıl süreyle bir İngiliz tur operatörünün Çeşme Bölge Sorumlusu olarak görev yaptım. Körfez krizi döneminde beş yıldızlı resort bir otelde genel müdür yardımcılığı yaptım.1996 yılından itibaren Turist Rehberleri Derneği ve oda yönetimlerinde görev aldım. Bugüne kadar 5 dönem yönetimlerde bulundum. 2 sene evvel başkan yardımcısı, bir buçuk sene evvel de İzmir Turist Rehberleri Odası (İZRO) başkanlığına seçildim. Çeşme Lions Kulübü ve Skal International üyesiyim.

İzmir Turist Rehberleri Odası kimleri temsil etmektedir? Kaç üyeniz bulunuyor? Üyelerinizin hizmet alanları ağırlıklı olarak nedir?

İzmir Turist Rehberleri Odası 2012'de çıkan 6326 Sayılı Meslek Yasası'yla kuruldu. 1100 üyesi bulunmakta. Türkiye genelinde ise 13 oda ve toplam 11 bin turist rehberi var. Turist rehberleri iyi eğitimli, en az bir yabancı dil bilen, yurt içinde ve dışında ülkemizin tanıtımında önemli rol alan, aynı zamanda ülkemizin fahri elçileridir. Üyelerimiz kültür, sanat, tarih, arkeoloji, inanç, gastronomi ve doğa turları alanlarında rehberlik yaparlar.

Yurt içinde üyelerimizin daha verimli olabilmeleri için çok kapsamlı eğitim programları, bölgesel eğitim gezileri ve uzmanlık programları düzenliyoruz. Odalar üyelerin kayıt ve işlemleri yanında, şehrin veya bölgenin tanıtımında katkı verir ve resmi kurullarda temsil eder. Ayrıca bölgesindeki turların denetimlerini Turizm Bakanlığı, Turist Rehberleri Birliği (TUREB) ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ile işbirliği içinde yaparlar.

Korona virüs salgını tüm dünyada her türlü hareketliliği (iş seyahati, tatil vs.) kısıtladı. Bu süreçte en çok etkilenen sektörlerin başında turizm geliyor. Ancak bu süreçte rehberlerin sıkıntılarına pek değinilmedi? Bu süreç sizleri nasıl etkiledi?

Son bir kaç senedir zaten zor bir zaman geçiren turizm sektörü, Kovid-19 salgınının tüm dünyada yayılması ile büyük bir darbe aldı. Olayın ciddiyeti anlaşıldığında TUREB ve İZRO birlikte hareket ederek hem Ankara'da hem de yerelde gerekli mercilere taleplerimizi ilettik. İzmir'de ilk acil toplantımızı İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Sayın Mahmut Özgener öncülüğünde turizm ile ilgili oda başkanlarıyla toplanarak yaptık ve düşüncelerimizi iletme imkanı bulduk. Ayrıca İl Turizm Müdür Vekili Sayın Murat Karaçanta taleplerimizi Ankara'ya iletti. Bu vesileyle kendilerine İZRO yönetimi adına teşekkür ederiz. Bu talepler doğrultusunda açıklanan paketin turizm sektörü ve rehberleri ayakta tutmak için yeterli olacağına emin değilim. Bu yardım paketinin takviye edileceğini umut ediyoruz. Dünya çok zor bir süreçten geçiyor. Bugün Avrupa'da bir çok ülke Eylül, Ekim'e kadar seyahatleri kısıtlamayı düşünüyor. Aynı süreçte havayollarının da tekrar tam kapasite ile çalışmaya başlaması uzun zaman alacak gibi. Bu travmadan sonra insanlar için güvenli ortam imajı yaratan ülke ve şehirler bir adım öne çıkabilir. Kriz başlamadan çok önce sayın İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’in kurduğu Turizm Koordinasyon Kurulu İzmir’in turizmde markalaşması için ciddi projeler üzerinde çalışmalarını sürdürmekteydi. Pandemi sonrası içinde bu kurullarda neler yapılabileceğiyle ilgili çalışmalar hız kazandı. Son aşamada İBB’nin öncülüğünde turizm paydaşlarının içinde olduğu Turizmde Hijen Kurulu kuruldu. Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz, hijen standartları haklı ve gerekli ancak bu bazı soruları da beraberinde getiriyor. Örneğin: Küçük ölçekli işletmeler nasıl uyum sağlayacak? Çünkü bu önlemler ciddi maliyetler oluşturabilir. Bununla ilgili neler yapılabileceği düşünülmeli. Oteli, acentesi, rehberi, ulaşımı ile turizm bir bütündür. Çok kısa bir sürede gerekli olan eğitimler verilmeli ve hazırlıkları yapmalıyız. İzmir’in bu konuda tüm kurumlarıyla örnek sayılabilecek bir işbirliği içinde olduğunu gururla söylebilirim. Burada Sayın İBB Başkanı Tunç Soyer’e samimi çabaları için içtenlikle teşekkür ederiz.

Alınan tedbirler hafifletilse bile henüz salgın tehlikesi geçmediği için insanların eski hayatlarına dönmeleri zaman alacaktır. Siz mesleğiniz açısından bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu sezon sizce tamamen kayıp mı?

Alınan tedbirler hafifletilse de insanların bu aşamada travmayı atlatmaları zaman alacaktır. İlk aşamada iç turizm harketlenir, dış turizmin harketlenmesi biraz daha geç olabilir. Başlangıçta kalabalık grup seyahatleri, yerini daha küçük gruplara bırakacaktır. Sezonda ciddi kayıp tabii ki var ama iyimser tahmin ile belki Ağustos ayında ilk hareket başlayabilir. Bu süre içinde turizmde hijyen kuralları belirlenmesi, uygulanması ve denetlenmesi önemli bir önceliğimiz olacaktır. Bu konuda yerel yönetimlere de önemli görevler düşecek.

Seyahat etmek için önemli kurumlar, başta hava yolları, oteller, acentalar, rehberler ve ulaşım sektörüne önemli görevler düşecek. Örneğin uçaklar düşük kapasiteyle uçacaklar. Keza ulaşımda yüzde %50 veya %40 dolulukla seyahat edilebilecek. Tur otobüslerinin hepsinde tur esnasında standart dezenfektan maske bulundurulacak. Otobüsler her akşam dezenfekte edilecek. Turizm taşıma firma yönetici, personeli ve kaptanların da bu süreçte bir eğitimden geçirilmeleri gerektiğine inanıyorum.

Biz rehberlere de bu konuda ciddi bir sorumluluk düşüyor. Seyahat boyunca hijyen mola yerleri, restaurantları vb. yerleri belirlememiz çok önemli. Gerekirse tek tek kullanma kurallarına kadar bilgi vermemiz gerekecek. Ayrıca kendi sağlığımızı da çok önemsemeliyiz. Ören yeri ve müze ziyaretlerinde kişi sayısına dikkat etmemiz lazım. Küçük müzelerde konu daha da hassas olacak. Ayrıca küçük gruplarda da güvenli seyahat ortamı sağlayabilmek için kulaklık sistemini kullanarak turlarımızı yapmak daha sağlıklı olacaktır. Pandemi sürecinde oluşan ekonomik kayıplardan sonra devletler ve kamuoyu turizmin ciddi gelir getiren bir sektör olduğunu görmüşlerdir ve önemi artmıştır. İzmir yerel yönetim ve turizm paydaşlarıyla birlikte ‘Destinasyon İzmir’ için güven veren bir tanıtım kampanyası ile bugüne kadar kayıp olan Avrupa pazarını hedef almalıdır. Uçuş serbestliği başladığında direkt İzmir’e uçuşlar özendirilmeli ve desteklenmelidir. İzmir farkını ortaya koyarken UNESCO dünya miras listesindeki ören yerlerimiz, inanç turizmi merkezlerimiz (Yedi kiliseler ve Meryem Ana Evi), gastronomi ve eko turizmi önemli değerlerimizdir. İzmir bu sürede geleceğe iyi hazırlanarak bunu fırsata çevirebilir. İzmir'deki birlikteliği görerek bunun gerçekleşebileceğini samimiyetle ifade etmek istiyorum. Bunun için İzmir olarak hızlı bir tanıtım kampanyası oluşturarak farklılığımızı ve güvenirliliğimizi bir an önce ortaya koymalıyız.

Salgın sebebiyle birçok sektör ve çalışan için tedbirler alındı. Bu süreçte hiç iş yapma şansı olmayan rehberler için alınan tedbirler var mı?

TUREB ve İZRO olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlk aşamada taleplerimiz doğrultusunda bakanlıktan altı ay ödemesiz düşük faizli bir kredi uygun görüldü ancak rakamın bu uzayan süreç için yeterli olduğu söylenemez. Ayrıca bu süre içinde turist rehberlerini istihdam etmek isteyecek turizm işletmeleri, SGK ve İŞKUR üzerinden teşvik edilerek özendirilebilir. Mikro hibe talebi için uğraşıyoruz. Bu desteklerin devamının gelmesini temenni ediyoruz. Pandemi sürecinde ve sonrasında turlar sırasında uyulması gereken hijyen kuralları konusunda rehberleri hazırlamak için Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Tabibler Birliğiyle çalışma içinde. Bu süreçte turizm paydaşlarıyla birlikte turizmde hijeyn kurallarını belirleyeceğiz ve uygulayacağız. Bu hassas süreç aşı ve ilaç bulununcaya kadar devam edecek gibi gözüküyor.

Kimsenin Endişesi Olmasın

Turizm sektörü insan ve güven merkezlidir. İnsan olmadan Turizm olamaz. Bu zorlu süre içinde meslektaşlarımın süreci motivasyonlarını düşürmeden sağlıklı ve en verimli şekilde geçirmelerini diliyorum.Güzel yarınlarımız için; ‘Evde Kal İzmir, Evde Kal Türkiye’.