Cumhuriyetin temel ilkelerinden uzaklaştıkça, değeri daha çok anlaşılıyor. Cumhuriyet Bayramı çeşitli gerekçelerle sönükleştirilmeye çalışılırken, halkın, özellikle de gençlerin cumhuriyetin anlam ve önemini öğrenmeleri engellenmeye çalışılıyor. Bu durumda bizlere düşen görev, Cumhuriyetin ne demek olduğunu ve bugün gelinen durumu onlara basit ve net biçimde anlatmak… Bunun için belki de en iyi yöntem, Atatürk’ün söylem ve eylemlerini aktarmak...

Atatürk’e Göre ‘Cumhuriyet’ Nedir? Nasıl İşler?

Atatürk'e göre ‘cumhuriyet’ ve ‘demokrasi’ iç içe geçmiştir: “Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir.” Öğrencilere uygarlığın ne demek olduğunu anlatabilmek için yazdığı ‘Medeni Bilgiler’ adlı ders kitabında “Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve en akılcı uygulamasını sağlayan hükümet biçimi cumhuriyettir” dedikten sonra, rejimin işleyişini şöyle açıklar:

Cumhuriyette Meclis, Cumhurbaşkanı ve Hükümet, halkın özgürlüğünü, güvenliğini ve rahatını düşünmek ve sağlamaya çalışmaktan başka bir şey yapamazlar. Çünkü bunlar bilirler ki kendilerini, iktidar ve yetki makamına belirli bir zaman için getiren irade ve egemenliğin sahibi olan millettir. Ve yine bunlar bilirler ki, iktidar makamına saltanat sürmek için değil, millete hizmet için getirilmişlerdir. Millete karşı durum ve görevlerini kötüye kullandıklarında, şu veya bu şekilde milli iradenin, kendi haklarında da uygulanmasıyla karşı karşıya kalabilirler. Millet tarafından, millet adına devleti yönetmekle görevlendirilenler için, gerektiğinde millete hesap verme zorunluluğu, laubali ve keyfi davranışlarla bağdaştırılamaz.”

Egemen olan milletin yetkisini ise “Milletvekillerinden memnun olmazsa, belirli zamanlar sonunda başkalarını seçer” sözleri ile ifade eder.

Atatürk’e Göre ‘Cumhuriyet’in Karşıtı Nedir?

‘Hükümdarlık’tır: “…devleti, ülkeyi kendisine miras kalmış bir malikâne kabul eden bir hükümdar, kendini her türlü sınırlamanın dışında tutar. Böyle bir yönetimde, milletin benliği, özgürlüğü söz konusu bile olamaz. Bu nedenle yetkileri sınırlandırılmış bile olsa, hükümdarlık şekli demokrasiye, ulusal egemenlik ilkesine uygun değildir.”

Bugünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Konusunda Atatürk Ne Düşünüyordu?

O gün böyle bir sistem yoktu, Atatürk’ün düşüncelerini nereden bilelim?” diyebilirsiniz; ama öyle değil… “Amerika’daki gibi başkanlık olsun, siz de başkan olunuz” teklifini yapan beş milletvekili, şu cevabı alırlar, Atatürk’ten:

“…Erzurum Kongresi Meclis’ti. Sivas Kongresi Meclis’ti. Burası da Millet Meclisi’dir. Bizim Cumhuriyetimizin esası Meclis yetki ve esaslarıdır. Padişahlıktan yeni kurtulduk, başınıza yeni padişahlar mı arıyorsunuz? Padişahlık da artık yoktur. Olmayacaktır.”

Bir gazetede çıkan ‘Atatürk Cumhurbaşkanlığı ile başbakanlığı birleştirmek istiyor’ başlıklı haber üzerine ise Celal Bayar ve Altay Paşa’ya şunları söyler:

Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığı birleştirmek hangi akıl zorunun ortaya attığı bir görüştür? Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı’nın birleştirilmesi demek, Cumhuriyet’in kuruluşuna ve felsefesine karşı çıkmak demektir.”

Parlamenter sisteme neden dönmeliyiz?

Atatürk’ün tüm bu sözlerini göz önüne aldığımızda, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ denen ucubenin neden çöktüğünü ve neden parlamenter sisteme dönmemiz gerektiğini daha iyi anlıyoruz.

Karamsarlığa kapılmayalım ve elbirliği ile çalışalım; her şey daha güzel olacak…