Ne güzeldir, ne anlamlıdır yazarın, şairin, bilim ve kültür insanının, gazetecinin adının bulvarlarda, parklarda, sokaklarda, alanlarda yaşatılması.
Gazetemiz 9 Eylül’de “Okan Yüksel’e büyük onur” başlıklı haberi okuyunca, bir başka sevindim. “İzmir basınının duayen ismi Okan Yüksel’in adı Karşıyaka Belediyesi tarafından ölümsüzleşecek.”
Haberi siz de sosyal medya üzerinden, yerel basından duymuşsunuzdur. Okan Yüksel’in bu haberle ilgili sözleri anlamlı: “Bu kararla birlikte bana yeni görevler verilmiş oldu. Şemikler’deki parkta geleceğimizin güvencesi çocuklarımız için kültürel, sportif ve eğitici etkinliklerin yapılması için daha çok çalışacağım.”
Okan Yüksel benim için de değerlidir, dosttur, duyarlıdır, şiir sevdalısıdır, şairdir, söz ustasıdır, gazetecidir, yazardır, merhabanın hakkını verendir.
İsmail Sivri, “yürekli bir kişilik, güçlü bir kalem, ince bir zekâ ve keskin bir dil” diye nitelerdi Okan Yüksel’i. Nurettin Tekindor’a göre de Okan Yüksel “…mesleğinin çilesini onurla omuzlamış, kalemini insan sevgisine adamış, toplum sorumluluğunu hiç ertelememiş bir gazeteci”dir.
Şair, hukuk adamı Veysel Gültaş’ın yazdıklarını unutmak olası değil: “Yüreği sevda yüklü, bin yüreklidir o. Ülkemin ozanları onun satır aralarında yeniden dirilir, hayat bulur. ‘Toplar dağların rüzgârlarını’ katık eder ozanların yüreğini kendi yüreğine, sonra avuç avuç serper yeryüzüne, yeniden umudu yeşertir yüreğimizde.”
Okan Yüksel’in gazeteciliğini, yazarlığını, araştırmacılığını, ekonomistliğini, arşivciliğini, sporculuğunu biliriz elbette. Bu işlevsel özelliklerine, her zaman şiiri katan, şiiri sevda gönderinde tutan insandır aynı zamanda.
“Şiir Yürek İster” adlı tek şiir kitabını 1966’da yayımladı. Sonrasında şiire ve Nâzım Ustası'na duyduğu derin saygıdan, sorumluluktan dolayı şiir yazmayı bıraktı; ama şairi, şiiri yüreğinden atmadı, atamadı. Ülkemizin devrimci, yiğit ozanlarını salonlarda, alanlarda seslendirmekten geri durmadı.
Özgeçmişinde “Kilis’te doğdu. Baba tarafından Kilisli. Anne tarafından Gaziantepli” diye yazar. Benim de hem Kilis hem Antep, iki yerden hemşerim. Ama yüreğinde İzmir’in, Karşıyaka’nın yeri özeldir, özgedir. TRT’de çalıştığım, habercilik yaptığım yıllarda gazeteci olarak da yollarımız birçok yerde, haberde kesişmişti.
Antepli olduğunu bilmiyordum. TRT’de Türk Halk Müziği şeflerinden Mazlum Nusret Kılıçkıran’dan öğrenecektim Okan’ı. Onların hala oğlu-dayı oğlu olduğunu da.
Yeniden şiire dönmemde, ilk şiir kitabımı yayımlamamda Okan’ın katkısını, desteğini unutamam. İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin 1990’ların başında yayımladığı “İzmir Basın”da her sayı, İzmir’de gazetecilik yapan şairleri tanıtırdı. Ben de şiirlerimden söz etmiştim. Hemen ilgilendi, birkaç şiirimi aldı, Eylül 1992’deki sayıda Ünal Ersözlü’yle birlikte şiirlerime yer verdi, şu güzel sözleri de ekleyerek: “Yaşama sevinci. Evren sevgisi. Sevginin değişik boyutları. Coşkular. Yaşamın tümünü kavrayan güzellikler. Tümbaş’ın şiirlerini okuduğunuzda ayrı bir tat veren duygular.”
Okan Yüksel’in İzmirli Ozan Gazeteciler, Cumhuriyet Dönemi Gazeteci Şairler Antolojisi, 35 Gazeteci Şair belgesel özellikli antolojileri sanatla, yazınla ilgilenenlerin kitaplığında olmalı diye düşünürüm.
Elbette bir sevdadır Karşıyaka Okan Yüksel’de. Şimdi sevdalısı olduğu bu kentin bir parkında adıyla yaşayacak, gelecek kuşaklarca anılacak. Gönül elbette bu parkta çocuklar oynasın, kültürel, sportif, eğitici etkinlikler yapsın, Okan amcalarının yürekli sesiyle tanışsın ister.
Merhaba Okan Yüksel…