Türkiye'yi sarsan Palu Ailesi olayında adalet sistemimiz sonunda lütfetti ve ailede 6 tutuklama kararı çıktı. Korku filminde izlesek, hadi canım bu kadar da olmaz diyeceğimiz bir vahşet-suç hikayesi.

Son derece cahil-aptal ama kurnaz bir adamın özellikle dini kullanarak, dinin arkasında saklanarak neler yapabileceğini hepimiz hayretler içinde izledik, gördük.

Dini kullanarak dolandırıcılık yapmanın...

Dini paravan yapıp insanları kandırmanın...

Korku imparatorluğu kurmanın ne kadar kolay olduğunu...

Ve sadece hacı-hoca olmanın insanı iyi ve ahlaklı kılmadığını ...

***

Olay o kadar sarsıcıydı ki, daha önce sabah programlarına burun kıvıranlar, Müge Anlı ve benzer tarz programları her daim küçümseyenler bile kendilerini ekrana yapışmaktan alıkoyamadı.

Ne geçim ne seçim... Palu Ailesi ile yattık, Palu Ailesi ile kalktık.

Bu programı daha önce hiç izlememiş olanların yaşadığı şok çok büyüktü tabii.

Ama müdavimler az da olsa bu tip olaylara efsunluydu.

O stüdyodan ne katil anneler, ne sapık babalar geldi geçti.

Ama böylesi sadece Türkiye'de değil dünyada bile görülmedi.

Gasp, yağma, şiddet, tecavüz, pedofili, ensest, cinayet, dolandırıcılık, din istismarı, üfürükçülük ne ararsanız bu ailede vardı. Ya da ne aramazsanız!

***

Olayı artık bilmeyen yok, o yüzden anlatmaya da gerek yok.

Şu anda ailenin tüm fertleri, dede hariç tutuklu yargılanmak üzere cezaevinde.

Çok büyük cezalar alacaklarına kesin gözüyle bakılıyor.

Olay tv ekranına yansıdığı için mahkemenin üzerinde bir kamu baskısı oluşacak haliyle. Bu da umut ederiz ki karara yansıyacak. Adalet yerini bulacak!!!

***

Peki toplamda 13 yıldır süregelen yukarıda saydığımız suçlar işlenirken bu adalet neredeydi derseniz, kulağının üstüne yatmış diyebiliriz.

Ortada sokakta baygın bulunan, önce karakola sonra sosyal hizmetlere sığınmış çocuklar ve bu çocukların hem fiziki muayeneleri hem de ifadeleri varken hukuk sistemi yıllarca kılını bile kıpırdatmamış.

'Biz kızımı ve torunumu hep beraber ailecek öldürüp gömdük' diyen aile üyeleri varken, işin üstüne hiç giden olmamış.

Bu suç makinesi aile, yıllar boyu ne yaptıysa yanlarına kar kalmış.

O zaman bu tutuklama kararlarına 'oh be adalet yerini buldu' diyebilir miyiz?

Tabii ki diyemeyiz.

Geç gelen adalet, adalet değildir çünkü.

Bu sistem biri çocuk üç kişinin ölümüne neden olmuştur.

Dört çocuğun yıllarca cinsel istismara uğramasına göz yummuştur.

Çünkü ülkenin adalet sisitemi, kadına ve çocuğa zerre kadar önem vermeyen sakat bir temelin üzerine kuruludur.

Özellikle çocukların ahı umarım bu adaletsizliğe göz yumanları gün gelir helak eder.

Evet bakın tam olarak bunu diliyorum.

Babamız, eniştemiz bize tecavüz ediyor, işkence ediyor diyen, vücutları gördükleri işkence yaralarından kurtlanan ve bu durumları belgelenen çocukların sesini zamanında kim duymadıysa; helak olsunlar!

***

Ah yavrucaklar, ah o güzel gözlü çocuklar...

Sanki koca bir canavar çiğneyip tükürmeye hazırlanırken her şeyi, koruyamıyoruz işte bu ülkede; ne kendimizi, ne sizi.

Şehir dediğin derttir

Kaçın kardeşim kaçın. Artık yaşanmaz hale gelen o büyük şehirlerden kaçın.

Dokuz yıldır İzmir'den elini ayağını çekmiş, Çeşme'ye yerleşmiş biri olarak benim için artık büyük şehir demek kabus demek.

Trafiği, kimliği değişen nüfusu, artık tanıyamadığım silueti, yolları, kalabalığı, kaosu ile uyanmanın mümkün olmadığı kötü bir rüya.

Ne yazık ki anneciğimin vefatı nedeniyle sevimsiz bazı bürokratik işlemler yüzünden bu ara sıkça gidip gelmek zorunda kaldığım İzmir, son gidişimde bana bir de domuz gribi hediye etti.

Dokuz yıldır doğru düzgün hastalanmayan ben, bir-iki gidiş gelişte şu anda İzmir'i yatağa düşüren o korkunç gribe yakalandım.

Neyse artık atlattım sayılır.

Hemen hemen beş haftadır tüm şehri kasıp kavuran bu salgından kendinizi korumak için bir takım önlemler almanız gerek.

Burada ilaç ismi vermeyeceğim tabii ama doktorum ve dostum Bayraklı Kent Hastanesi'nde görevli İç Hastalıkları Uzmanı Hümeyra Amuca'nın verdiği bilgilerle en azından bu kadarını söyleyebilirim. Bu öyle ıhlamurla, zencefilli balla önlenecek bir iş değil.

Rica ediyorum doktorunuza danışınız. Kendinizi bu salgından koruyunuz.

Grip deyip geçmeyin ve dünyada her yıl 250 bin ile 500 bin arasında insanın bu yüzden dünyamızdan yolcu edildiğini unutmayın.

Şehirde işim çıktığında artık tüylerim diken diken oluyor. Maskeyle gideceğim bir dahaki İzmir ziyaretime... O derece!