Önceki akşam Halk TV’nin yangın bölgesindeki yayınına yapılan saldırı, toplumu kamplara ayırarak siyasi çıkar sağlamayı planlayanları teşhir eden, bu yönüyle ‘farkındalık’ yaratan bir eylemdi. En ufak bir eleştiriye tahammül edemeyen, Anayasal bir hakkın, ifade özgürlüğünün kullanılmasını engellemeye çalışanlar eylemlerini kendi iradeleri ile mi gerçekleştirdiler, yoksa bir yerlerden aldıkları talimatla mı, öğrenemeyeceğiz elbette. Ama, yaşanan felaketlerin sorumluluğunu başkalarına atmak için çırpınanların korkusunu gözler önüne serdiği bir gerçek. Nefret söylemini yaymaktan çekinmeyenlerin iktidarının devam ettiği, yangın yerinde yol kesip ‘düşman’ avına çıkan faşistler cezasız kaldığı sürece, durumdan vazife çıkaranların artacağı da bir başka gerçek.

***

Yaşadığımız tüm felaketlerin temelinde çarpık bir sistemin, tek adam zihniyetinin yattığının anlaşılmasını engellemek için toplumu ayrıştırmaktan medet umanlar, ‘besleme’ medya organlarının kitleyi etkileme güçlerini tümden yetirdiklerini gördüklerinde, farklı görüşlere sahip bireyler/toplum kesimleri arasında husumet yaratarak iktidarlarını sürdürme telaşında. Ülkemizi acıya boğan doğa felaketinde beceriksizliklerinin yüzlerine vurulmasından hoşlanmayanlar, sosyal medyada bir çağrıyı yaygınlaştıranlar hakkında soruşturma açıyormuş. Sosyal medyaya yeni yasaklar getirecek olan yeni bir tasarı da Meclis toplanır toplanmaz gündeme gelecekmiş. Bu girişimlerin de, toplumda farkındalığı artırmaktan başka işe yarayacağını düşünmüyorum.

Bu ortamda, yaşanan felaket karşısında tepkisiz kalamayan pek çok sanatçının ‘GlobalÇağrı’ya katılmasından daha doğal ne olabilir? Sanatçılarımız arasında, toplumsal sorunlara duyarlı bir kesimin ağırlıkta olduğunu biliyoruz. Ama bu kez tepkilerini dile getirenler yalnızca onlar olmadı. Etliye sütlüye karışmamaları ile tanınan bazı şarkıcılar, oyuncular da yangınlara müdahale etmeyen/edemeyen iktidarın yanında yer almak yerine, dünya kamuoyuna seslenmeyi seçtiler. Bu da, yaşadığımız sürecin toplumda ciddi bir farkındalık yarattığının bir kanıtı değil mi? Hiç kuşkusuz, siyasal iktidarın tehditleri, soruşturmaları arttıkça bu farkındalık katlanarak artacak.

Sanatçının, çağınakarşı sorumlu olduğunu, yaşananlara karşı tepkisiz kalamayacağını bilmiyor mu iktidar? Bilse de, buna tahammülü yok. İstiyor ki, herkes ‘tekadam rejimi’nin savunuculuğunu üstlensin. Üstlenmeyenleri ‘vatanhainliği’ ile damgalamanın kendilerine zararı olduğunu da göremeyecek durumdalar anlaşılan… Sanatçılarımız, bildirilerin, imza kampanyalarının toplumda farkındalık yaratmakta yetersiz kaldığının bilincinde. Bu nedenle, somut eylemlerle sisteme tepkilerini dile getiriyorlar. Ellerine aldıkları birer harfle (T – A – M – A –M) duygularını ifade eden Dostlar Tiyatrosu oyuncularından,‘Ahbap’ örgütlenmesi ile yardımları koordine eden,helikopter kiralayarak yangına müdahale etmek için çırpınan Haluk Levent’e,uluslararası kuruluşlara yardım çağrısı yapan Demet Akalın’a, sosyal medyada etkili mesajlar paylaşan Emre Kınay, Fazıl Say, Şevval Sam, Ataol Behramoğlu, Orhan Aydın, Hakan Vreskala, Hazal Kaya, Ezgi Mola, Mehmet Aslantuğ, Nejat İşler, Zeynep Beşerler, Songül Öden, Levent Üzümcü, Şahan Gökbakar, Sertab Erener, Burcu Biricik, İdil Fırat, Hande Erçel, Çağla Şikel yaşananlara seyirci kalmayan sanatçılardan yalnızca birkaçı… Bu isimlerden bazıları, bir İzmir gazetesince “Yangına körükle gidenler” diye yaftalandı. Ama, köylülerle birlikte ormanda alevlerle mücadele eden sanatçılara hiç değinmediler…

***

Bu yazıya başlarken hedefim, ülkemizde göçmenlere/sığınmacılara karşı yürütülen kampanya bağlamında önem taşıyan bir farkındalık projesine dikkat çekmekti. Ama, görevini yapan bir medya kuruluşuna ve toplumsal duyarlıkla olup bitenlere ilişkin düşüncelerini paylaşan sanatçılara yönelen tepkiler, yazıyı başka bir mecraya sürükledi. Önceki gün Urla’da, ‘K2 NefesAlanı’nda uluslararası bir farkındalık projesinin, sığınmacı çocukların dramına dikkat çeken “Yürüyüş”ün İzmir ayağı başladı. Dün, İzmir Büyükşehir Belediyesi desteğinde Kemeraltı’nda devam eden proje etkinlikleri bugün Kültürpark’da, yarın ise Çeşme’de sürecek. Küçük Amal’a siz de çocuklarınızla birlikte eşlik edebilir, bu karanlık ortamı aydınlatan umut ışığına sahip çıkabilirsiniz.