Değil bir gazete ve gazetecinin,
Hiç kimsenin hedef gösterilmesini onaylamam.
Bu yüzden de DİSK Ege Temsilcisi,
Memiş Sarı'nın miting meydanında,
Gazete sallamasını doğru bulmam.
Bu yüzden eleştirenlere katılırım.
Tartışılacak yanı yoktur, nokta...
Hepimiz çocukluğunda,
Sokakta oynarken tanıdığımız,
Mahallenin cingözü vardı...
İşi gücü haylazlık yapmak,
Oyun bozup huzursuzluk çıkarmaktı..
Ne zaman biri kızsa,
Sokağın ortasına oturur,
Var gücüylü ağlardı...
Hal ve gidiş budur maalesef.
Asırlık gazetenin başında,
Kendi kifayetsizliğini,
Örtmeye çalışan ablamız,
Başladı yine saldırmaya.
Ama en çok da İGC'ye...
Şimdi ablama soru sormanın,
Demokrasi dersi verirken,
Yüzleşmesinin de tam sırası.
Tarih, 18 Kasım 2013 Pazartesi.
Ablamın manşeti: “Bu daha başlangıç, silahını bırak gel. Barış ve heyecan Ege'yi sardı...”
Ablamın bugün “terörist” dedikleri,
O zaman için “barış elçisi” imiş.
Ama “Reis döndükçe” ablam da dönmüş...
Doğrusu bu örnekten bin tane var.
Birkaç soruyla tamamlayalım...
Mesela, Hürriyet Gazetesi basılırken,
Cam çerçeve kırılırken,
Ablam neredeydi?
Mesela Ahmet Hakan yumruklanırken,
Ablam neredeydi?
Sadece bir tvit yüzünden,
Gazeteci Bülent Keneş tutuklanırken,
Ankara'nın göbeğinde patlayan,
Patlayıcıları Suriye'ye götüren,
TIR'ları yazan Gazeteci Gültekin Avcı tutuklanırken,
Ablam neredeydi?
Daha üç gün önce, kendi gazetesi,
Ankara'da öldürülen onlarca candan
Biri olan HDP yöneticisi Ayşe Deniz için,
“Hayatını kaybeden bir diğer kişi olan HDP Karşıyaka İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Deniz'in ailesinin Çerkez ve milliyetçi kökenli olduğu öğrenildi” diye yazarken,
Irkçılığın dik alası yapılırken,
Ablam neredeydi?
Hadi bunların kaymağı olsun,
Kendi gazetesinin baş yazarı
Şimdinin vekili Hüseyin Kocabıyık,
Gazeteci Uğur Dündar'ın
Televizyon programı ve de konuklarına,
“Dört puşt çıkmış televizyona” diye yazarken,
Ablam neredeydi?
Pensilvanya'da el etek öpüp,
Bir yandan “paralelci” ilan edip,
Diğer yandan haber gönderip,
“Vallahi benim suçum yok” dediğinden ise,
Hiç söz etmeyeyim...
Kısacası ablam ve onun tetikçileri,
Basın özgürlüğü konusundaki,
İGC'nin gösterdiği hassasiyeti,
En son test edecek olan sizsiniz.
Önce kendi sabıkalarınızı temizleyin,
Sonra sağa sola çamur atın.
Bu işler 28 Şubat'ta,
Ankara'nın lambiri döşeli ofislerinde,
Yalım Erez'i Başbakan yapmak için,
Yaladığınız “yıldızlı omuzlara” benzemez...