İklim krizi, dünyanın en hayati “ortak” gündem başlığı. Tüm insanları, hayvanları, canlı varlığını tehdit eden bir durumla karşı karşıyayız.

Küresel ısınmayı frenleyemezsek sonuçlarını hepimiz çok acı bir şekilde yaşayacağız.

Biliyorsunuz, COP26 Zirvesi’nde dünya, iklim krizini tartıştı. Küresel sıcaklık artışını kritik eşik olan 1,5 derece ile sınırlama hedefinin yakalanması için taahhütler verildi, eylem planları açıklandı.

Ancak tüm bu çabalara karşın yapılan son analizler, dünyanın küresel sıcaklıklarda 2,4 derecelik artışa doğru gittiğini ortaya koyuyor.

Yarım derecelik artış bile sel, orman yangını, kuraklık gibi doğa olaylarının daha sık ve şiddetli yaşanması anlamına geliyorken; 2,4 derecelik artışı varın siz düşünün!

COP26’da konuşan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres fosil yakıtlara bağımlılığın küresel ısınmaya neden olduğunu, küresel ısınmanın da insanlığı ve gezegeni uçurumun kenarına ittiğini belirterek durumu net bir şekilde özetlemiş: Kendi mezarımızı kazıyoruz. Biz küresel ısınmayı durduramazsak, o bizi durduracak!

*

İzmir’de bu yıl 5.’si yapılan Ege Ekonomik Forumu’nun da konusu iklim kriziydi. “Yeşil bir Gelecek için: Şimdi” başlıklı online foruma ait haberleri okurken, paylaşılan istatistiki veriler ilgimi çekti. Foruma katılan önemli isimlerin paylaştığı düşündürücü verilerden bazıları şöyle:

·       Son 250 yılda atmosfere yaklaşık 400 milyar ton karbon eklendi. Bu miktarın yarısı ise 1980’li yıllardan itibaren gerçekleşti!

·       Türkiye’deki katı atık miktarı 32 milyon ton civarında ancak bunun sadece yüzde 15-20’si geri dönüşüme giriyor. Atıkların ham madde olarak değerlendirilerek hurda kağıdın tekrar kağıt imalatında kullanılması bile tek başına hava kirliliğini yüzde 74 ila 94 oranında, su kirliliğini yüzde 35 ve su kullanımını da yüzde 45 azaltabilir.

·       Son yıllarda dünyada genelinde aşırı iklim olayları yüzde 300 arttı, bunun dünyaya maliyeti 350 milyar doları buldu.

·       Türkiye’de son 25 senede buğday ekili arazilerde yaklaşık 3 milyon hektarlık azalma gözlendi. Bunun 1 milyon hektarı direkt iklim değişikliği nedenli. Ayrıca küresel ısınmada 1 derecelik ısı artışı buğdayda yaklaşık yüzde 6 -7’lik verim kaybı yarattı.

·       Son 40 yılda toprağın yüzde 37’si erozyon ile kayboldu.

*

Kötü bir tablo ile karşı karşıyayız ama durumu tersine çevirmek için henüz geç değil. Ege Ekonomik Forumu’na katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in açıklamaları “hala umut var” diyor. COP26’da İzmir’i temsil eden Soyer’e göre, dünya iklim krizinin önemini artık kavramış durumda.

Başkan Soyer, İzmir’in geçtiğimiz Nisan ayında açıkladığı Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejisi’nin COP26’da tartışılan birçok yenilikçi projeyi kapsadığını belirtiyor. İzmir bu önemli adımla, iklim kriziyle mücadelede şimdiden dünyanın önde gelen şehirleri arasında yer alıyor. Soyer, kentler nezdinde krizi aşmanın iki yolunu da şöyle özetlemiş: Dünyadaki diğer şehirlerle uyum içerisinde olmak ve kendi şehrimizde dayanışma ile hareket etmek.

Avrupa destekli projede sokak hayvanları da yer aldı

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yürütülen ve Çeşme’nin de pilot ilçeler arasında yer aldığı İç Güvenlik Sektörünün Sivil Gözetiminin Güçlendirilmesi Projesi'nin 3. aşamasına geçildi. Bu kapsamda Çeşme Radisson Blu Otel'de projenin tüm paydaşlarının bir araya geldiği bir çalıştay gerçekleştirildi.

Avrupa Birliği'nin desteklediği ve İçişleri Bakanlığı’nın da ana faydalanıcısı olduğu proje, 3 yıllık eylem planını kapsıyor. Çeşme Kaymakamı Ünal Çakıcı’nın verdiği bilgiye göre 3 yıllık eylem planı toplantının hemen ardından hayata geçirilecek.

Kurumlararası işbirliği ile Çeşme’de çözüm bekleyen konuların değerlendirildiği ve eylem planlarının görüşüldüğü toplantıda ele alınan konulardan biri de sokak hayvanları oldu. 

İŞBİRLİĞİ İÇİN HAZIRIZ

Toplantıya HAYTAP (Hayvan Hakları Federasyonu) ve ÇESAL (Çeşme Alaçatı Doğa ve Hayvan Severler Derneği) üyeleri de katıldı. HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder, toplantıda konuşulan konu başlıkları hakkında şu bilgileri verdi:

Kadına şiddet, hırsızlık, göç, engelli bireyler, bağımlılık gibi önemli konuların arasında sokak hayvanları da yer aldı. Sokak hayvanlarına yönelik farkındalığın artırılması, besleme alanları oluşturulması, belediye bakımevinin yanında bulunan hazine arazisinin bakımevine eklenmesi ve bakımevinde köpeklerin sahiplendirme çalışması başlıklarını ele aldık. Çeşme Kaymakamı Ünal Çakıcı’ya sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi anlattık. Kendisi son derece can dostu bir kaymakamımız. Çeşme İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Burcu Çalışkan’a da okullarda can dostları ile ilgili projeleri için teşekkürümüzü ilettik. Halk Eğitim Müdürümüz Ali Rıza Doğruyol kadına şiddet ile birlikte hayvanlar için de bilgilendirme çalışması önerisi getirdi. Biz de memnuniyetle kabul ettik. Can dostlarımız için STK’lar olarak her türlü işbirliğine hazırız. Birlikte çözüm öneri taslağını hazırladığımız Fernur Çapa ve Murat Soner Gergin’e de ayrıca teşekkür ediyorum. İlçeyi ilgilendiren eylem planı toplantısında Belediye Başkanımız ve Veteriner İşleri müdürümüz ise maalesef yoktu. Ama yine de son derece verimli bir toplantı oldu. Toplantıda gündeme getirdiğimiz çözüm önerilerinin hayata geçirilebilmesi için biz de üzerimize düşen her türlü çalışmayı yapacağız.” 

Konuşmaların ardından, planda yer alan güvenlik öncelikleri ve eylem planları ile ilgili atölye çalışması da gerçekleştirildi.

Pamuk protezlerine alışmaya çalışıyor

Bundan 1 yıl önce Samsun'un Havza ilçesinde patileri kesilmiş ve koli bandı yapıştırılmış halde bulunan Pamuk köpeği mutlaka hatırlayacaksınız. Dehşeti yaşayan o güzel can, HAYTAP’ın himayesinde iyileşmeye devam ediyor.

Pamuk köpek bulunduğu günden sonra zorlu bir iyileşme sürecine girmişti. Önce ameliyat edilen ve uzun bir rehabilitasyon dönemi geçiren Pamuk, şimdilerde kendisi için özel olarak üretilen yeni protezlerine alışmaya çalışıyor. HAYTAP’ın Instagram resmi hesabından paylaştığı haberde gelişmeler şöyle paylaşıldı:

“Pamuk yaşadığı vahşetin ardından Haytap korumasına alınmıştı, rehabilitasyon süreci aylar aldı ama her şeye değdi! Pamuk artık insanlara güvenen, ruhen iyileşmiş, protezlerine alışmaya çalışan mutlu bir çocuk! İlk gün söz verdiğimiz gibi Haytap’lı abileri, ablaları onu hiç yalnız bırakmadı. Bir daha kötü bir şey yaşamanı asla izin vermeyeceğiz Pamuk.”

Sosyal Medyadan İnciler: Boji artık bir fenomen!

İstanbul’da toplu taşıma araçlarını kullanarak gün boyunca ilçeler ve hatta kıtalararası gezen sokak köpeğinin ünü Türkiye sınırlarını da aştı.

Aylar önce İstanbullular toplu taşımada denk geldikleri sarı renkte bir sokak köpeğinin fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmaya başladı. Her geçen gün sosyal medyadaki paylaşımlar katlanarak arttı.

Boji adı verilen, çip takılan ve kısırlaştırılarak takibe alınan köpek artık herkesin yakından tanıdığı bir şahsiyet. Boji o kadar ünlendi ki yabancı haber kanalları bile onun hikayesini yayınladı. Youtube’a girip Boji yazdığınızda karşınıza onlarca video çıkıyor. Videolar onbinlerce hatta yüzbinlerce izleme almış durumda.

Sadece İstanbullular değil İstanbul’a gelen turistler de Boji’ye rastlamak için toplu taşımada gözlerini dört açıyor. Sosyal medyada Boji etiketiyle nerede olduğunu öğrenmek isteyenlerin de sayısı az değil!

Boji’nin maceraları dileriz ki, daha çok uzun yıllar paylaşılarak hepimizin yüzünü güldürmeye devam eder.

Haftanın Karesi

Cadılar Bayramı 31 Ekim’de kutlandı ama sosyal medyada hala renkli fotoğraflar dolaşmaya devam ediyor. Bayram için sahipleri tarafından hayalet kostümü giydirilen ve rollerinin hakkını veren bu iki patili dosta Haftanın Karesi’nde yer vermesek olmazdı!

Fotoğraf: lokistagram/IG

Kimi Takip Etsek?

Sevimli hayvanlarla ilgili paylaşım yapan hesapları takip etmeye doymayanlar için bu haftaki önerim Instagram’daki “paw” adlı hesap. 312 bin kişi tarafından takip edilen Paw, birbirinden komik ve tatlı fotoğraf ve videolarla gününüzü aydınlatacak.

Hayvan sahipleri Google’ın yeni özelliğini çok sevecek

Teknoloji devi Google, Arts and Culture uygulaması için yeni bir özellik geliştirdi. Patili dostunun fotoğrafını uygulamaya giren kullanıcılar, onlara çok benzeyen ünlü sanat eserlerini hemen bulabilecek.

Sputnik Türkiye'nin haberine göre uygulamaya eklenen evcil hayvan portreleri özelliği; köpek, kedi, kuş gibi evcil hayvanların fotoğraflarına benzeyen sanat eserlerini bulmaya yardımcı olacak. Bu özellikle ayrıca fotoğrafı çekilen evcil hayvanın da benzerlerini bulmak mümkün olacak. Yapay zeka yardımı ile çalışan yeni özelliğin istenilen işlemleri gerçekleştirmesi ise sadece saniyeler alıyor. Kullanıcıların karşısına çıkacak olan sanat eserinin üzerine tıklandığında da eser hakkında detaylı bilgilere erişilebiliyor. Google Arts and Culture uygulaması, sanat eserlerini ve kültürel hikayeleri içeriyor. Uygulama dahilindeki sanal gerçeklik turu özelliğiyle kullanıcılar müzeleri de gezebiliyor.

Onu barınağa terk edip gittiler

Seferihisar’da belediye bakımevine terk edildi. Minicik, sevgi dolu bir can. Terk edilmenin acısını yaşıyor ve gözleriyle adeta beni bırakmayın diyor. Onu bir daha asla terk etmeyecek, köpek bakımından anlayan bilinçli bir hayvansevere sahiplendirilecek. Tel: 0532 431 97 80

Bu oğlanın dünyasını kim aydınlatacak?

O henüz 7 aylık bir erkek. Sokakta bulunduğunda gözlerinde problem vardı ve hiç görmüyordu. Tedaviyle artık az da olsa görebiliyor ancak geçici yuvasındaki zamanı doldu. O sokaklarda yapamaz. Bu miniğin ona ömürlük yuva olacak koruyucu bir meleğe ihtiyacı var. Tel: 0532 571 20 30

Sevgi kelebeği Minik yeni ailesini bekliyor

Adı Minik. Henüz 1.5 aylık dünyalar tatlısı bir kız. Minik’i Karşıyaka Mavişehir’deki besleme noktasına terk ettiler. Gönüllüler şimdilik sahip çıktı. Kuş gibi omuzlarda oturuyor. Öyle uslu, sevgi dolu, kucak delisi bir yavru ki gideceği yeni yuvasının şansı, neşesi olacağı adeta garanti! Tel: 0532 723 87 78