Köpekleri anlamak
Geçtiğimiz gün bir arkadaş toplantısında, Karaburun’da yaşayan çok tatlı bir hanımefendiyle tanıştım. Sol kolu ciddi yara içindeydi. Maalesef sahipli bir köpek tarafından, üstelik sahibi de yanı başındayken saldırıya uğramış.

Gerçek bir hayvansever olduğu için köpeği kesinlikle suçlamıyordu. Olayın nasıl gerçekleştiğini sordum. Anlattığı şu:

Yolda yürürken karşıdan sahipli kurt köpeği ile bir aile yaklaşıyormuş. Köpeğin sahibi birkaç metre mesafeye geldiklerinde köpeklerden korkup korkmadığını sormuş. Kadın korkmadığını, aksine köpekleri çok sevdiğini söylemiş. “O zaman problem yok” demiş sahibi. Kadın ellerini kaldırıp “Canım sen tatlı bir hayvansın” demiş ve her şey birkaç saniyede olup bitmiş. Köpek aniden kadının üzerine atlayıp kolunu dişleriyle yakalamış. Sahibi köpeğini kadının kolundan zar zor ayırabilmiş.

Köpek saldırıları aslında sadece bizim ülkemizde değil dünyanın birçok yerinde sıklıkla yaşanan bir durum. İki nedeni var:

-İnsanların, köpeklere nasıl yaklaşılması gerektiğini bilmemesi,

-Köpek sahiplerinin, köpekler hakkında yeterli bilgisinin ve deneyiminin olmaması.

*

İstatistiklere göre, saldırı vakalarının büyük kısmı sahipli köpekler tarafından gerçekleştiriliyor. Yani, bu olayların yaşanmasında köpek sahiplerinin rolü büyük!

Köpeklerini bile bile saldırgan yetiştiren, dövüştüren, hayvanseverlikten uzak insanları bir yana koyuyorum. Onların zaten köpek sahiplenmeyi bırakın, köpeklerin yanına bile yaklaşmaları yasaklanmalı!

Ben, bilgisi eksik köpek sahiplerinden bahsediyorum. Bana göre, köpeğini sosyal ortamlarda kontrol etmeyi, köpeğinin davranışlarını okumayı bilmemek önemli bir sorumsuzluk örneğidir.

Eğer yukarıda anlattığım olay hayvanları sevmeyen bir kişinin başına gelseydi, büyük ihtimalle şikayetçi olacaktı. Belki köpeğin saldırgan olduğuna karar verilecek, hayvana el konulacaktı.

Günahsız bir can, kalan ömrünü barınakta geçirecekti.

*

Bir köpeği sahiplenmekle iş bitmiyor maalesef. Köpek sahiplerinin mutlaka köpek psikolojisi, köpek eğitimi, köpek davranışı konularında bilgilenmesi, bilinçlenmesi önemli.

Bu konuda bir köpek eğitmeninden destek alabilirler veya en azından kitaplardan veya videolardan doğru köpek yetiştirme tekniklerini öğrenebilirler.

*

Sahipli köpeklere yaklaşırken bizlerin de mutlaka aklımızda tutmamız gereken temel bilgiler var.

Köpeği sevmeden önce mutlaka sahibinden izin alın.

Bir köpeğe, gözlerine bakarak ve üstten ellerinizi kaldırıp başına doğru hamle yapacak şekilde yaklaşmayın! Çoğu köpek bu hareketten hoşlanmaz, onu domine etmeye çalıştığınızı düşünür. Bazı köpekler ise bu hareketi tehdit olarak algılar ve saldırıya geçebilir.

Yabancı bir köpeğin başını okşamaktan veya genital bölgeye yakın yerlerine dokunmaktan kaçının.

Köpeğe önden tehdit gibi yaklaşmak yerine yandan yaklaşın. Elinizi aşağıdan uzatıp sizi koklamasına izin verin. İsmini öğrenip sakince adını söyleyin. Size izin verdiği takdirde boynunu hafifçe okşayın.

Eğer yandan elinizi uzattığınızda köpek başını çeviriyorsa, sizinle tanışmak istemediği anlamına gelir. Bu durumda üstelememek gerekir.



Kimi Takip Etsek?

Kuşları sever misiniz? Eğer siz de bu eşsiz canlıları olağanüstü buluyor ve daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsanız sizin için harika bir takip önerim var: Simurg Kuş Yuvası Derneği

Instagram üzerinden takibe alabileceğiniz Simurg sayesinde hem kuşlara dair ilginç bilgileri öğrenebilir hem de yardıma muhtaç kuşlar için kurulan derneğe destek verebilirsiniz.

İnsan ve hayvan birlikte uyum içinde nasıl yaşar?
Türkiye, sokak hayvanlarının kentlerde insanlarla birlikte yaşadığı ülkelerden bir tanesi. Ülkemizde yasal düzenlemelerin yetersizliği, bilinçsizlik, hayvan satışının sürmesi, yetersiz kısırlaştırma, denetimsizlik ve daha birçok nedenle sokak hayvanlarının yaşam hakları her gün ihlal ediliyor.

Peki, insanlar ve hayvanlar birlikte uyum içinde nasıl yaşarlar? Bunun için insanların atması gereken adımlar neler?

Geçtiğimiz hafta, İzmir’de ilk kez bir çalıştay düzeyinde bu konu ele alındı. İzmir Barosu ve Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi tarafından düzenlenen ve iki gün süren Yaşam Alanlarında İnsan ve Hayvan Birlikteliği Çalıştayı’nda, İzmir Barosu, Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası, hayvan haklarını savunan oluşum ve kişiler, kamu ve yerel yönetim temsilcileri ile çok çeşitli disiplinlerden konuşmacı ve katılımcılar yer aldı.

Oturumlarda hayvana şiddet, hayvan hakkı ihlalleri, 5199 sayılı yasadaki eksiklikler, hayvanseverlerin maruz kaldığı toplumsal baskı, ortak yaşam alanlarında insan ve hayvanların uyum içinde yaşaması için yapılması gerekenler ve daha birçok önemli konu konuşuldu.

GENİŞ VE BÜTÜNCÜL BAKIŞ AÇISI

Çalıştayın ilk gününde “Kentsel ve Kırsal Alanlarda Hayvan Hakları”, “Hayvanlar İçin Güvenli Kentler” ve “Kentsel ve Kırsal Alanlarda Kamu Kurumlarının Hayvan Hakları Konusundaki Sorumlulukları” başlıklı üç oturum gerçekleştirildi. İkinci gününde ise “Kent Planlamasında Hayvanların Yeri”, “Birlikte Yaşam ve Toplumsal Farkındalık”, “Doğal Hayatın Korunması ve Geliştirilmesi”, “Kamu- STK İşbirliği ve Yöntemleri” ve “Kent Yaşamında Hayvan Hakları” başlıklı atölye çalışmaları düzenlendi.

Çalıştayın açılışında söz alan Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi Başkanı Nazlı Kayı, hayvanlara mal değil can olarak bakılması gerektiğini ifade ederek, “Hayvanların da birlikte yaşadığımız bu kentin parçası olduklarının farkında olmamız, ona göre de bütün haklarını korumamız gerekiyor. Bu anlamda da zaten çok çeşitli disiplinleri kapsayan bir program hazırladık ki, bu haklarla ilgili daha geniş ve bütüncül bakış ortaya koyabilelim" diye konuştu.

BU DÜNYA SADECE BİZİM DEĞİL

İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel de yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi: “Ne zaman ki bu dünyanın yalnız bize ait olmadığını, üzerindeki tüm canlılarla birlikte paylaştığımız, çocuklarımızdan ve gelecekten emanet aldığımız bir varlık olduğunu kabulleniriz, buna uygun bir yaşam tarzı ortaya koyarız; işte o zaman adaleti sağlamış oluruz diye düşünüyorum. Bugün maalesef hayvanların yaşam alanlarını hunharca ele geçiriyoruz, binalar kuruyoruz. Her gün ölümlerini seyrediyoruz. Onları koruyacak ortaklıklar yaratamıyoruz. Ve aslında dönüp arkamıza da bakmıyoruz çoğu kez. Türkiye’de ilk kez yaşam alanlarında insan ve hayvan birlikteliği üzerine; nasıl bir arada yaşayabiliriz, nasıl birlikte var olabiliriz üzerine yapılacak olan bu çalışmanın buna katkı sunacağına inanıyorum.”

'HAVRİTA' ENDİŞE YARATIYOR

Çalıştay’da son günlerde hayvan hakları savunucularını kaygılandıran yeni bir oluşum da gündeme geldi. Oturumların soru-cevap bölümlerinde söz alan hayvan severler 'Havrita' adı verilen ve başı boş köpeklerin yerlerini, sayılarını harita üzerinden gösteren yeni girişimin, sahipsiz canlar açısından büyük tehdit yarattığını dile getirdi. Sokak köpeklerini hedef gösteren bu oluşuma ait Twitter hesabı üzerinden hayvanlara karşı şiddet dili kullanıldığı ve öldürme çağrılarının alenen yapıldığı belirtildi. Baro avukatları tüm hayvanseverlerin CİMER’e yazarak, platformdan şikayetçi olması gerektiğini ve konunun takipçisi olacaklarını bildirdi.

Çalıştayın sonuç bildirgesi, ilgili tüm kurumlara ileri bir tarihte gönderilecek.



Haftanın Karesi

Fotoğraftaki muhteşem ufaklık bir Vietnam püskül kurbağası. Kuzey Vietnam'da ve Çin'de bulunan bu ilginç hayvanın derisi yosuna benziyor. Böylece kamuflaj olarak doğada rahatlıkla gizlenebiliyor; hem kendini tehlikelerden koruyor hem de rahatça avlanıyor.

Fotoğraf: @komik_hayvanlar/Twitter




Dünya Selfie Günü’nün yıldızı: PATİLİ DOSTLAR

Her yıl 21 Haziran’da Dünya Selfie Günü tüm sosyal medya platformlarında kutlanıyor. Yaz Gün Dönümü olarak da bilinen, yılın en uzun gününe denk gelen Dünya Selfie Günü özellikle sosyal medyada aktif olanların iple çektiği bir etkinlik fırsatı.

Akıllı telefonlarını kapan selfie tutkunları en güzel, komik, ilginç kareleri yakalayarak takipçileriyle paylaşıyor. Özellikle akıllı telefonların hayatımıza girmesi ve ardından selfie (özçekim) çılgınlığının tüm dünyayı sarmasıyla birlikte önemli hale gelen bu özel gün için aylar öncesinden çekimlere başlayanlar bile var!

Bu yıl da 21 Haziran’da bir Dünya Selfie Günü daha dünyanın dört bir yanından ve her yaştan insanın milyonlarca paylaşımına sahne oldu. Instagram, Snapchat, Facebook gibi platformlar üzerinden selfieler paylaşıldı.

Sosyal medyanın asıl yıldızı olan hayvanlar, Selfie Günü’nde de “like/beğeni” rekoru kırdı. Hayvanların sanki selfie çekiyormuş gibi göründüğü fotoğraflar yüzbinlerce paylaşım aldı.

KEDİ MANNY BU İŞİN USTASI

Sizler için sosyal medyanın fenomen halini almış en beğenilen hayvan selfie’lerini derledik…

Tabii ki selfie denilince “Manny The Selfie Cat” hesabından bahsetmesek olmaz. Sahibinin nasıl çekildiğini sır gibi sakladığı harika selfie’lerle ünlü Manny adlı gri tekir kedi internet aleminin en meşhur patili dostlarından biri. Instagram hesabını 600 binin üzerinde kişinin takip ettiği Manny’nin kah köpek dostlarıyla, kah diğer hayvanlarla veya yalnız çekildiği selfieleri her seferinde binlerce beğeni alıyor.

Manny’nin dışında birçok hayvan da selfie furyasından payını aldı. Muhteşem dişlerini göstererek kameraya gülümseyen maymundan dil çıkararak poz veren sıkı arkadaş köpeklere kadar birçok sevimli fotoğraf Dünya Selfie Günü’nün de gözdesi oldu.