Geçmişten bugüne Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim politikasını takip ederim... Pardon politikasızlığını... Her yıl içimi bir merak kaplar. Acaba bu yıl nasıl bir şey yapacaklar da hem öğretmenlerin hem öğrencilerin hem de velilerin kafasını karıştıracaklar diye düşünürüm. Neyse ki bu konuda çok istikrarlılar. Sürekli masaya yeni bir sistemsizlik koymayı başarabiliyorlar.
Aileler proje çocuk yetiştirmeye çalışmaktan, devlet kafa karışıklığı yaratmaktan yıllardır vazgeçmedi. Sonuç, ezbere dayalı bir sistemsizlik içinde ilköğretimden mezun olduktan sonra yerleşecek okul bulamayan, ne olmak istediğine karar veremeyen, geleceklerinden şüphe duyan öğrenciler.
Dört bir yanımız dibe doğru giden başarısızlık göstergeleriyle dolu… Söz gelimi, yeni üniversiteye giriş sınavı. 2 milyon 260 bin öğrencinin girdiği sınavda 40 bin öğrenci yarım net sınırını aşamayarak sıfır çekti. 511 bin öğrenci de sınavın ilk oturumu olan TYT’de 150 puan barajını geçemeyerek elendi. İkinci oturumda da sayısalcıların yüzde 65’i, sözelcilerin yüzde 25’i, eşit ağırlıkta ise öğrencilerin yarısı baraj altında kaldı.
72 ülke ve ekonomik bölgede 15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında yapılan Uluslararası PISA testi sonuçlarına göre de, Türkiye'deki öğrenciler bilim, matematik ve okumada OECD ortalamasının altında. Ayrıca, bu 72 ülke arasında öğrencilerimiz mutsuzlukta da ilk sırada.

***

Neyse ki yüzümüzü gülümseten şeyler de oluyor. Bunlardan biri Matematik eğitiminin nobeli olan Leelavati Ödülü’nün Ali Nesin'e verilmiş olması. Prof. Dr. Ali Nesin, matematiğe yönelik toplumsal farkındalığın artmasına katkılarından ve özellikle matematiğin keşfi, eğitimi ve araştırması için olağanüstü bir yer olarak tanımlanan Selçuk Şirince’deki Matemetik Köyü için Uluslararası Matematik Birliği'nin Leelavati Ödülü'ne layık görüldü. Ali Nesin bunu, hakkında söylenenlere aldırmadan, çok çalışarak, kararlılığını ve azmini sürdürerek başardı.
Bugünlerde yine İzmir’de bir başka okul dikkatleri çekiyor. Eylül ayında ilk kez kapılarını açacak olan Amerikan Kültür Koleji Menemen Yerleşkesi, uygulayacağı eğitim sistemiyle diğer okulları geride bırakıyor. Yıllardır yabancı dil eğitimi üzerine çalışan Mustafa Haydar Demirok tarafından kurulan okul, 21 dönüm arazi üzerinde çocuk gelişimi için adeta bir vaha. Diyelim ki çocuğa mayalama ne demek olduğunu derste anlatmak gerekiyor. Öğretmen sınıfta konuyu anlatıp daha sonra çocuklarla okul içinde 6 dönüm arazide kurulmuş olan kültür köyüne gidip orada keçilerden süt sağıp nasıl mayalama yapıldığını anlatıyor. Gezegenler ve güneş sistemi konusu işlenirken çocuklar okul içindeki gözlem evinden teleskopla gök cisimlerini izleyebiliyorlar. Her öğrenciye okula başladığında bir enstrüman veriliyor. Çocuklar okul bittiğinde bir müzik aleti çalıyor olarak mezun oluyorlar. Öğretmenler ve öğrenciler ders bittiğinde sınıflardan kaydırakla okul bahçesine iniyorlar. Amfi tiyatrosunu, sahne sanatları salonunu, spor tesislerini, okul bittiğinde öğrencilerin Amerika’daki bir okula direk geçiş yapabileceklerini anlatmıyorum bile…
Bu sistemi bugün dünyada eğitimde en üst noktaya gelen Finlandiyalılar uyguluyor. Araştırın bakalım onlar bu sistemi kimden, nasıl almışlar? Kaybedilenleri yeniden kazanmak için hiçbir zaman geç değil yeter ki kararlılık ve azim olsun…
McDonald's markasının tüm dünyayı nasıl sardığını anlatan Founder adlı filmde başarının sırrı 2 kelimeyle özetlenir... Kararlılık ve azim...