“.. İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 101.Yılını kutluyoruz.. Cumhuriyetin 100.Yılında kurtuluş sevinci, her türlü iç ve dış kötü görüntülere rağmen içimizde yükseliyor. Sağ olasın Mustafa Kemal Paşa ve askerleri..”

30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Savaşı’nı kesin zaferle sonuçlandıran Türk Ordusu’nun İzmir yönüne atılan rüzgarlaşmış birliklerinin en önünde “Fahrettin Altay Paşa” komutasında 5.Süvari Kolordusu bulunuyordu.

WhatsApp Image 2023-09-09 at 10.57.36 (1)

Bu kolordunun üç tane öncü süvari tümeni yalın kılıç İzmir’e doğru doludizgin akmaktaydı. İzmir’i yeniden Türk bayrağına kavuşturacak olan, benim “Şanlı Tümenler” dediğim bu birlikleri şu kahraman komutanlar yönetmekteydi:
    1- Birinci Süvari Tümeni: Kurmay Albay Mürsel Bakü (sonradan orgeneral) komutasındaki bu tümenin öncü kuvvetlerinin bir kısmı, hızla İzmir’e girecek ve Kadifekale’ye Türk bayrağının çekilmesinde ana vurucu gücü oluşturacaklardır. 
2.Süvari Tümeni 4. Alay komutanı Binbaşı Ali Reşat Bey, Kafkas Tümeni Süvari Bölüğü’nden Teğmen Besim Kurter Bey, 1. Süvari Tümeni 4. Bölük Teğmeni Celil Bey birlikte Türk bayrağını Kadifekale burçlarında dalgalandırdılar. 
Birinci Süvari Tümeni’nin bir kısmı ise Konak’a çok erken vardılar. Bu tümene bağlı 14. Alay, 3. Bölük kumandanı Yüzbaşı Zeki Doğan, yine aynı tümene bağlı 14. Alay, 2. Bölük Kumandanı Yüzbaşı Fikret Yüzatlı, Akıncı Süvari Müfreze Kumandanı Milis Yüzbaşısı  Abdurrahman Özgen ile birlikte Sarı Kışla’ya bayrak çektiler. Paket Postanesi’ne bayrak çeken Süvari Muhabere Üsteğmeni Selahattin Selışık da, 1. Tümen’e bağlı idi.

    2- İkinci Süvari Tümeni: Kurmay Yarbay Zeki Soydemir (sonradan korgeneral) komutasındaki bu tümen, Bornova-Mersinli-Halkapınar-Alsancak-Kordonboyu-Konak yönünden kente girdi. Tümenin Binbaşı Ali Reşat komutasındaki 4. Alayı, İzmir’i ilk gören askeri birliktir. Ancak, Ali Reşat Bey, Konak yönüne değil, Kadifekale yönüne doğru doludizgin akmıştır. 
4. Alay Komutan Muavini Yüzbaşı Şerafettin yönetimindeki iki bölük atlarının nalları Frenk Mahallesini döve döve Kordonboyu’na atılan en öndeki askeri birliktir. Yüzbaşı Şerafettin Bey, 2. Süvari Bölüğü Takım Kumandanı Teğmen Ali Rıza Akıncı ve Teğmen Hamdi Yurteri, Hükümet Konağı’na varıp birlikte Türk bayrağını göndere çektiler.

    3- 14. Süvari Tümeni: Kurmay Yarbay Suphi Kula (sonradan Tümgeneral) komutasındaki bu tümen İzmir’e kuzeyden sarkarak, Menemen ve Karşıyaka’yı düşmandan temizlemiştir. Zekai Kaur, Zühtü Işıl, Bombacı Ali Çavuş gibi bu bölgenin kurtarılmasında ön planda olan kahramanlar, 14. Süvari Tümeni’nin en önünde savaşarak Menemen ve Karşıyaka’ya girip bayrak çektiler. 
Kadın savaşçı Kara Fatma da bu tümenin öncü birliklerinin en önünde at üstünde rüzgarlaşarak akıp geçmiştir.

WhatsApp Image 2023-09-09 at 10.57.37

YENİ ULUS DOĞUYOR

10 Eylül günü Başkumandan Gazi Mustafa Kemal, İzmir’e girecek ve bayrak çekilen Hükümet Konağı’nda yönetimi ele alarak çalışmalarına başlayacaktı.
13 Eylül günü ise kentin dörtte üçünü yok edecek olan yangın Ermeni çetelerince başlatılacak ve güzelim İzmir ateşle buluşacaktı. 
İzmir’in Frenk Mahallesi’nde başlayan yangın, gökyüzünü yalarken Türk Ordusu tamamen kente hakim oluyor ve yüzbinlerce kişilik Yunan ordusu ve peşlerine takılan işbirlikçi yerli Rum ahali Çeşme yönünde kaçmaya çalışıyor veya körfezdeki Batılı donanmalara kapağı atmak için çırpınıyordu.
İzmir’in esareti artık son bulmuştu.
Emperyalizm ve kiralık ordusu denize dökülmüştü.
Halk bayraklaşan Mustafa Kemal’i bağrına basıyor ve bayrak çeken kahramanlar atlarının üzerinde yeni görevlere doğru ileri atılıyorlardı.
Ulus artık, yeni bir cumhuriyeti doğurmaya hazırlanmaktaydı.

WhatsApp Image 2023-09-09 at 10.57.37 (1)
KURTULUŞ HATIRASI

Hem Yunan Kralı'nı, hem Mustafa Kemal'i evlerinde ağırlamış olan İplikçizâdeler'in oğlu Sadi İplikçi anlatıyor...
"Kral Konstantin Türk bayrağına bastı, Mustafa Kemal ise Yunan Bayrağına basmadı..."

Düşman işgalinden kurtulan İzmir, büyük bir sevinç içinde kurtarıcısı Hâlâskar Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı bağrına basmaktaydı.
Tüm Karşıyakalıların sevgilisi KSK'nin ilk başkanlarından Sadi İplikçi'yi başında lacivert beresi ile yalıda gezerken bulalım ve Atatürk'ün 10 Eylül akşamı Atatürk’ün İplikçizade Köşkü’ndeki ilk gecesini anlatmasını rica edelim: 
"... Annemin kardeş çocuğu Fikri Altay, 5'inci Süvari kolordusu Komutanı Fahrettin Altay'ın kardeşi olurdu. Kral Konstantin'in İzmir’e geldiği bizim eve girerken ayaların altına serilen bir Türk bayrağını çiğnemesi densizliğini Atatürk'e anlatmış ve kurtuluşun ilk gecesi evimizde kalması için Yüce Gazi'yi davet etmiş. Paşa da kabul etmişler. Annem Fatma Hanım ile Postacıoğlu Ethem Bey'in hanımı Rahime Teyze kolları sıvamışlar. Evimizin içi, yatak odaları, yemek odaları ve salonlar tertemiz yapılıp süslenmiş.
Gazi'nin sofra adabı göz önüne alınarak çeşitli mezeler, İzmir yemekleri hazırlanarak, ikramın tam olmasına çalışılmıştı. Ağabeyim Emin İplikçi kapı kapı dolaşarak levazım toplamıştı. Bulgur, pirinç, şeker, un gibi birçok malzemeyi Muhittin İşçimenler'den temin etmişlerdi. Hatta kapalı olan bir içkili gazino açtırılarak gerekli her şey sağlanmıştı. Atatürk, Fevzi Paşa, İsmet Paşa ve bazı üst kumandanlar, bizim evde kalacaklar, öteki misafirler hemen yanı başımızdaki Fikri Bey Köşkü'ne alınacaklardı. Bu köşk, daha sonra Hasan İkbal'in ev yaptırdığı şimdiki Gökdelen'in bulunduğu yer idi.
Atatürk, büyük bir tezahürat içinde evimizin önüne geldi ve ayaklarının altına serilen Yunan bayrağına basmayı red ederek içeri girdi. Annem, Gazinin önünde diz çökerek, Atina'da esir olan ağabeyim Süreyya’yı kurtarmasını ağlayarak rica etti. Atatürk "10 günde geri dönecekler" diye söz verdi ve İtalya Başkonsolosu'nu çağırttı. Konsolos Bey'e "Atina'da bulunan bu mümtaz kişiler, İtalyan himaye pasaportuna sahiptirler. Acele geri getirtin" diye buyruk vermiş. İtalya bunun üzerine Yunanistan'a başvurdu ve gerçekten on günde ağabeyim sapasağlam Atina'dan İzmir'e geldi.
Atatürk'ün bizim evde kaldığı akşam, büyük bir ziyafet verildi. Herkes, İstirdat'ın (Kurtuluş) heyecanı ile sevinç içinde idi. Atatürk, o akşam ağabeyim Süreyya İplikçi'nin denize bakan odasında kaldı ve mışıl mışıl uyudu. Karşıyaka’mız, Gazi'mizi bağrına basmıştı!..."
Atatürk, Karşıyaka'da misafir edildiği 10 Eylül gecesini hiç unutmayacak ve daha sonra İzmir gezilerinde Karşıyaka'yı devamlı ziyaret edecektir. Atatürk'te bir Karşıyaka sevgisi başlamıştır artık...


    1- 9 Eylül İzmir’in kurtuluşu, sonsuza kadar bir bayram olarak Türk halkının kalbinde kutlanacaktır.
    2- 11 Eylül 1922 sabahı Atatürk, İplikçizade Köşkü balkonundan kurtardığı İzmir’i izliyor. 
    3- Karşıyaka 1930’lar.. Fotoğrafta sağdaki köşk, Atatürk’ün kurtuluştan sonra İzmir’de gecelediği ilk yapı olan İplikçizade Köşkü’dür. Günümüzde yerinde Çağlayan Apartmanı yükseliyor.
    4- Sadi İplikçi Atatürk’ün köşklerine gelişini anlatıyor. TRT Yönetmeni Erol Aksoy ve gazeteci Yaşar Aksoy, bu konuşmasını tespit etmekteler (Röportaj: 1984).