Osmanlı-Toskana ilişkileri, 18. yüzyılda diplomatik ve ticari açıdan yeniden canlandı. Bunun sonucu olarak, Osmanlı dünyasında, özellikle Levant’ta Toskana Düklüğü'ne bağlı küçük cemaatler teşekkül etti

Toskana (Tuscany), İtalya’nın kuzey batısında, Arezzo, Firenze, Grosseto, Livorno, Lucca, Massa, Pisa, Pistola, Prato ve Siena kentlerinin olduğu bölgenin adıdır. 1860 yılından önce, bu bölge, Toskana Büyük Düklüğü ismiyle müstakil bir idareye sahipti. 19. yüzyılın ilk yarısında, Lorena (Lorraine) ailesi burada iktidarı ele geçirmişti. Toskana’nın son büyük dükü II. Leopold (1824-1848) idi. 1848-4189 yılarında İtalyan Cumhuriyetine katıldı ve bölgenin merkezi Floransa oldu (1865-1870).

Osmanlı-Toskana ilişkileri, 18. yüzyılda diplomatik ve ticari açıdan yeniden canlandı. Bunun sonucu olarak, Osmanlı dünyasında, özellikle Levant’ta Toskana Düklüğü'ne bağlı küçük cemaatler teşekkül etti. Bu cemaatlerden biri de İzmir’dedir. Nitekim 1846 tarihli bir Osmanlı defterinde, İzmir’de yaşayan 248 kişilik Toskana tebaasından söz edilmektedir.

Tanzimat’ın ilanından sonra (1839) gayrimüslimlere tanınan imtiyazlar çerçevesinde, Toskana tebaasından olan bu cemaatin tamamının aslında Yahudi oldukları ve bir şekilde Toskana tebaalığını kazandıkları görülüyor. İzmir, aynı dönemde, Napoli, Venedik ve Ceneviz devletlerinin tebaalarına da sahipti. İzmir’deki Toskana tebaasının kökenleri, bir grup olarak, 18. yüzyıla kadar geriye gider. Bunlar İzmir’de bir konsolosluğa (Toskana konsolosluğu) sahip olmuşlardır. 1846 yılında İzmir’de Toskona konsolosluğu Madama Hanı yakınında bulunuyordu ve konsolos da Cozepa Barçıli isminde biriydi. Ayrıca konsolos bir tercüman ile konsolos yazıcısına (sekreter) da sahipti. Toskana tercümanı Ermeniler'in yoğun olarak yaşadıkları Kasap Hızır Mahallesi'nde Peştemalcılar Başı denilen mevkide ikamet ediyordu. Tercümanın isminin Halepli Mihail Siman v. Cebragıl olduğu ve aynı zamanda kunduracılık işiyle meşgul olduğu belgelenebiliyor. Tercümanların Yahudi,  Ermeni veya Rum oldukları anlaşılıyor.

TOSKANA'YI GÖRMEDİLER

Bu cemaat üyelerinin tamamının Toskana’dan İzmir’e geldiklerini söylemek mümkün görünmüyor. Belki de çoğu Toskana’yı hiç görmediler ama bir şekilde, ticaret yaptıkları için, Toskana tebaalığını elde ettiler. Zira bunların köken olarak Selanik, Tunus, Kudüs, Halep ve Sakız kentlerinden oldukları anlaşılıyor. Kuşkusuz bu Yahudiler içinde Toskana’dan İzmir’e göç etmiş olanlar vardı. İzmir’deki Toskana Yahudileri, gayrimüslimlerin yoğunun olarak yaşadıkları Kasap Hızır, Frenk, Kefeli, Hasan Hoca, Hatun, Pazaryeri ve Üçyol mahallelerinde ikamet ettikleri görülüyor.

19. yüzyıl ortalarında Halep ile İzmir arasındaki ticaretin artmasıyla birlikte, Toskana Yahudileri, Ermeniler gibi, bu ticarette kendilerine yer edindiler. İzmir’de bedesten ve hanlarda, cemaat örgütlenmesi içinde kalarak, aileleriyle birlikte, ticaret yaptılar. Köprülüoğlu Bedesteni, Vezir Hanı, Servili Han, Sakız Hanı ve Küçük Arap Hanı gibi İzmir hanlarında, bunların ticaretle meşgul oldukları belgelenebiliyor. Toskana pasaportu taşıyan bezirgân Maraçini, 62 yaşında olmasına rağmen, İzmir’de Köprülüoğlu Bedesteni'ne yakın bir yerde ticaretle meşguldü. Bunların çoğu simsarlık yapıyordu. Bu cemaatin içine az sayıda Ermeni  ile Ankonalı da girdi. Yorgancı kalfası Ermeni David bunlardan biriydi.

Bunların iş kollarına bakıldığında, lokantacı, vapur hizmetkârı, simsar, Fransız şirketinde çalışan, değirmenci, Frenk terzisi, şişeci, saatçi, iplikçi, manifaturacı, bohçacı, sülükçü, meyhaneci, çerçi, hekim, tavşancı, kuyumcu hekim, billurcu tablakari (cam işleri), kasap hizmetkârı, attar, mestçi, defterci (muhasebeci), çocuk hocası, nalıncı, fesçi, zebh-edici (usulüne uygun hayvan boğazlayan), tercüman, sarraf, kasap, şerbetçi gibi cemaatin de ihtiyaçlarını karşılayan iş kollarında çalıştıkları tespit ediliyor. Bunlar içinde en azından beş tane de haham vardı. Daha önce ipek ticaretiyle uğraşan İzmir’deki Toskana Yahudileri, zamanla pamuklu tekstil ve cam ürünleri ticaretine kaydılar. Zaten İstanbul’da da cam ve şişe ticareti Yahudiler'in elindeydi. Aynı durum İzmir için de geçerliydi.

Toskana tebaasından olan bu Yahudiler, genellikle mutat Yahudi şahıs isimlerini taşımışlardır. Bunlar içinde İtalyan ismini taşıyanlara az rastlanır. Yasef, Hayim, Avram, Mosi, Salamon, İsak, Nasim isimleri yaygındır. Bununla beraber, özellikle Sakız kökenli olanların Dunanas Bulkarino, Corci Eleberdi, Antonyo, Ancilo, Ciovanni, Antuvan, Santo gibi İtalyan isimleri taşıdıkları görülür. Istefan, Dimitri, Istenafaki gibi Rum isimleri taşıyanlar da vardır, ama cemaat ağırlıklı olarak Yahudi’dir. Dolayısıyla İzmir-Toskana ilişkileri, büyük ölçüde Doğu Yahudileri'nin tarihi çerçevesinde ilerlemektedir. Bu Yahudiler'in birkaçının isimlerini vereyim: Simsar Salamon, defterci Avram, fesçi İsak, tercüman Nasim, sarraf İsak, haham Mosi, manifaturacı İsak, sülükçü Hayim, bohçacı Mosi vs. Sonuç olarak, bunların ticari gücü, Halep ile Toskana arasındaki ticarette aracılık rolü oynamış olmalarından gelir. 1860’ta İtalyan Birliği sağlandıktan sonra, tabiiyetlerini kaybettiler ama Toskana ile ticarette rol oynamaya yine devam ettiler.